Su Sümbüllerine “can kurban”…
En bakımlı olması gereken bir noktada, Antakya kent merkezinden geçtiği yerlerde bile ciddi çöp ve kirlilik sorunu yaşayan Asi Nehri’ni ara ara işgal ettiği söylenen su sümbüllerinden şikayet etmesek mi? Hatta eldeki kirliliği kapatıyor diye ‘teşekkür’ mü etsek?
“Yaz boyunca binlerce yerli turist getirdik Hatay’a, ki en çok da Antakya lokasyonuna ama… Geçtiğimiz senelerde yaşadığımız sıkıntılar bu sene de devam ediyor. Bir kere, şehir çok kirli. Eski kent içindeki sokaklar ise bu kalabalık döneme sıkıştırılan çalışmalar nedeniyle delik deşik. Abartmıyorum, bir de aşırı derecede kontrolsüz bir köpek popülasyonu var. GAP Turları ile gelenlerin uğramadan gitmedikleri Uzun Çarşı iyi ki var. Çünkü emin olun, buradaki olumsuzlukları burası müthiş toparlıyor. Oradaki sıkıntı ise dikkati çeken tarihi çeşmelerin bakımsızlığı. Demem o ki, her sene hep aynı sorunları konuşmaktan ve gelenlere de mecburen bu olumsuzlukları izletmekten bizler sıkıldık, ama bu kenti yönetenler o kadar ısrarcı ki bu görüntüde! Üzücü!”
Hatay merkezli turlar düzenleyen bir turizmci, şikayetini Antakya Gazetesi ile paylaşırken, kentin ‘sorunlar listesi’ konusundaki sorumlu ve yetkili kurumları ‘olası beklenen cevaplar’ için ne der, merak konusu!
-VATANDAŞ MI?-
Kente gelen misafirler de kent insanı da benzer sorunları, farklı sebeplerde de olsa paylaşmayı sürdürüyor.
H.Ş. >> Sizi bilmem, ama bence şikayete gerek yok! Eldeki kirliliğin ortasında, su sümbüllerine can kurban! En azından var olan çöplere odaklanmamızı engelliyor. Ne kadar zararlı olduğu konusunda değilim. Sanırım görselinin bana verdiği huzurdayım. Yeşili olmayan bir kente verdiği mesajdayım belki de!
J.P. >> Geldik ve dönüyoruz. Çok sevdik. Muhteşem yemekleriniz var. Sadece bir şey dile getireceğim. Şikayet değil aslında ama… Gastronomi Evi’nizin olduğu sokak, genelde sabahları çok kirli oluyor, çöp poşetleri üst üste falan. Yakınlarında kaldım. O yüzden sabah yürüyüşlerimde gördüm hep. Bence buna biraz dikkat etsinler. Sonuçta burası belediye tarafından işletiliyormuş sanırım. E zaten temizlik de onların işi değil mi? Durum, ‘terzi kendi söküğünü dikemez’ olmasın bence!
Tamer Yazar