Defne ilçesi Uğur Mumcu Bulvarı’nda uzun süredir devam eden ‘battı-çıktı’ projesinin durmasına sebep olan ‘mozaik’buluntuları için şu ana dek ‘resmi’ tek bir açıklama gelmedi. Roma’nın kentindeki bu sessizlik ‘hayra alamet’ mi peki?
Diğerleri ne durumda?
Antakya, Harbiye, Samandağ ve Hatay coğrafyasının birçok noktasından çıkan mozaikler, bugün dünyada hatırı sayılır bir yere ve üne sahipler. Antakya’nın İplik Pazarı mevkiinde yürütülen kazı çalışmaları sırasında bulunan ve üzerinde Grekçe “Neşeli ol hayatını yaşa” yazan mozaiğe dünya çapında gösterilen ilgi de buna dair. Buna ekli eski Roma’nın geride bıraktıklarına dair. Sahip olunan diğerlerine dair. Toprak altında kalan ve anlatılmayı bekleyen hikâyenin kalan kısmına dair.
-NE DEMİŞTİK?-
Büyükşehir’e ait bir projenin çalışması sırasında çıkan bu esere dair konuşan Belediye Başkanı Lütfü Savaş mı? Heyecanını gizlemedi… “Mozaiği zengin olan 4 şehir var. İçlerinde en zengin olanı Hatay. Bu 4 şehri tanıtmak ve destinasyon oluşturmak istiyoruz. Sadece bu mozaik değil, birçok eseri bu alanda bulduk. Hepsini topladık. Şu anda müzemizle değerlendiriyoruz. Tabi tarihi doku olduğu için sürekli istişareler yapıyoruz. Bu nedenle uzun sürüyor. Bu arada proje çalışması da devam ediyor. İnşallah alana bir müze yapacağız ve orada bu mozaikle birlikte diğer eserleri de sergileyeceğiz.”
-ŞİMDİ SUSTUK MU?-
Merak edilen mi? Düne dair konuşan ve hatta konuyu ulusal ve uluslararası platformlara taşıyanlar bugün neden ortalıklarda yoklar? Sahi, ne oldu da sustuk? Uğur Mumcu Bulvarı’nda daha fazlasını bulmuşken, bu durumu ‘marka’ kentin zenginliği için kullanmamıza engel olan ‘şey’ ne oldu? Bulduğumuz ‘iskelet mozaiği’ için dünyayı ayağa kaldıran biz, daha fazlası için ‘neden’ sessizliği tercih ettik?
İplik Pazarı için konuşan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş mı? Uğur Mumcu Bulvarı’ndaki kazılarda ortaya çıkan için konuştuğunda, tarihler 24 Ekim 2016 tarihini gösteriyordu. Savaş, o gün şu mesajı verdi:
“Uğur Mumcu Bulvarı battı-çıktı şantiye alanında yapılan inşa çalışmaları sırasında, geçmiş dönemlere ait hamam duvarı ile bir mozaik parçasına rastlandı. Kadim geçmişimize, kültürümüze olan saygımız ve sosyal sorumluluk bilincimizle Anıtlar Kurulu ile istişare ederek kurtarma kazısının ortamını hazırladık.”
Ancak ardından başka bir açıklama gelmedi… Ne konuşması gereken kurumlardan, ki Müze Müdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bu kurumlardan biriydi, ne de uzmanlardan! Konuşan olmayınca da, paylaşılan tek şey her zamanki gibi derin bir ‘sessizlik’ oldu.
Bu konuda konuşanların dile getirdiği nedenlerden biri, onaylanmamış bir ‘iddia’… Bölgenin basından uzak tutulmasının özel bir sebebi var mı, bilinmiyor. Peki, bölgede çalışan yerel idarenin iş makineleri yoluyla bu noktada bir zarar yaratmış ihtimali söz konusu mu? Mozaiklerin ya da bulunan diğer tarihi eserlerin ‘kazara’ da olsa tahrip olma ihtimali var mı? Eğer her şey yolundaysa, bu ‘gizlilik’ neden?
Buna dair konuşan bir vatandaşın merakı da buna dair:
“Çevre apartmanlardan fotoğraf çeken çok oluyor. Hatta durumu izleyenler de… Çıkan mozaiklere bakıp da anlatanlar da… Biz de merak ediyoruz. Tamam, buradaki iş bitsin, hayatlarımıza geri dönelim istiyoruz istemesine de, evlerimizin, işyerlerimizin hemen dibinde çıkan tarihe dair kimsenin konuşmamasını da garip karşılıyoruz. Madem güzel bir şeyler oluyor, bizlerle neden paylaşılmıyor?”
Vatandaş haksız mı? Haklı! O haklılığa delil sayılabilecek eldeki tek mozaik fotoğrafı ise bulunanlar arasında ulaşabildiğimiz en net ve en görkemli karelerden biri. Bakanları kendisine hayran bırakacak kadar sağlam ve oldukça büyük böylesi mozaiklerin benzerleri var mı, kimse bilmiyor. Ancak süren sessizliğin pek ‘hayra alamet’ olmadığını söyleyenler de az değil. -Tamer Yazar-