Devinimi sağlayan bir çark, bir dişli, bir yaşam belirtisi…
Yaşamın her anında insanın geleceğine, doğanın telaşına varmaya çalışan eller…
Basamakları adımlayan soluk…
Ritmi kıskandıran haykırış…
Üretmek ve alın teri
Fark etmek…
Değer katmak…
Tüketimin çemberinden sıyrılmak…
İnsan yaşamı başka neyle şekillenir?
Varlığını sürdürmesi, planlaması, sürdürülebilir bir zihin çabası hatta…
Sayısal bir veri olmanın çok ötesi…
Hayatın elinizde kaldığı anlarda dahi yaşamak…
Çağın çelişkileri, acıları, sevinçleri ve dahası
Alın teriyle, zihniyle, diliyle, adımlarıyla ve emeğiyle yaşama tutunanların günü yarın…
Emeğin ve var olmanın günü
Çocuk işçiler…
İnşaat işçileri
Maden işçileri…
İş bulmaya çalışanlar…
İşini kaybedenler
Ve elbette Sanat emekçileri…
Müzisyeni, tiyatro oyuncusu, sinema sanatçısı,
Yönetmeni, sahne emekçisi, ışıkçısı, sesçisi…
Ve elbette kadınlar…
Zihinsel yüke en çok maruz kalanlar,
“Yıldızlarını çekiyorlardı evin omuzlarında,
pencereden görünecek dallarını, komşunun yarısını,
ağaçların arasında kaybolan yolunu,
durulacak yerlerini çekiyorlardı, bütün o noktaları…” diye yazmış Oktay Rifat
Umudu çoğaltmak ve daha yaşanabilir koşullar için mücadele ve dayanışma günü yarın…
Emeğin tek bir beklentisi olsa gerek,
Alın terinin karşılığını aldığı, adaletin olduğu ve ileriye umutla bakan garantili bir gelecek.
Mutlu bir geleceğin kapılarını aralamanın en temel ritmi…
Dünyada yaşanan küreselleşme ve teknolojik ilerlemeler, küresel seçkinlere farklı imkânlar sunmuş olabilir lakin sıradan işçi için durum pek de iç açıcı değil…
Dünyada her yıl milyonlarca çalışan iş kazası sebebiyle yaralanmakta, meslek hastalığına yakalanmakta veya hayatını kaybetmektedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2003 yılından beri, her sene 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nde farklı bir tema ile İş Sağlığı ve Güvenliği’nin önemine dikkat çekmektedir.
Dolayısıyla toplumun her katmanında iş güvenliği bilincinin ve güvenlik kültürünün oluşturulması için çaba gösterilmelidir.
Sosyal haklar ve dahası…
Sayısal bir veri olmanın çok ötesi…
En üst kattan düşerdim her gün
Esmer bir işçi gibi dilini bilmediğim bir dünyaya…” diye sesleniyor Didem Madak
Çağın çelişkileri, acıları, sevinçleri
Alın teriyle, zihniyle, diliyle, adımlarıyla ve emeğiyle yaşama tutunanların günü yarın…
Emeğin ve var olmanın günü
Geçim sıkıntısı,
Çocuk işçiliği…
İnşaat işçileri
Maden işçileri…
İş bulmaya çalışanlar…
İşini kaybedenler…
“İşçi kısmı için hayatın her yerde aynı olduğu anlaşılıyordu…” diye mırıldanıyor Gorki