En sonunda biz bize kaldık ama…

Uyumda da Sınıfta Kaldık! Milyonlarca insanı güvenlik arayışı ve yeni bir hayat kurma hayali ile evlerini, akrabalarını, arkadaşlarını geride bırakarak komşu  ülkelere sığınmak zorunda bırakan Suriye Krizi’nin on birinci yılındayız.                 Türkiye, 3.6 milyonun üzerindeki “geçici koruma” altındaki Suriyeli ile birlikte, halen dünyada en çok mülteciyi ağırlayan ülke konumunda. Suriyeli mültecileri, ulusal sistemlere ve topluma […]

Uyumda da Sınıfta Kaldık!

Milyonlarca insanı güvenlik arayışı ve yeni bir hayat kurma hayali ile evlerini, akrabalarını, arkadaşlarını geride bırakarak komşu  ülkelere sığınmak zorunda bırakan Suriye Krizi’nin on birinci yılındayız.

                Türkiye, 3.6 milyonun üzerindeki “geçici koruma” altındaki Suriyeli ile birlikte, halen dünyada en çok mülteciyi ağırlayan ülke konumunda. Suriyeli mültecileri, ulusal sistemlere ve topluma entegre etmek konusunda önemli adımlar atılmış olsa da, bu sayının en az yarısını temsil eden Suriyeli gençlerin karşılaştıkları zorluklar var olmaya devam ediyor.

İş gücü piyasalarına erişememe ve insana yakışır, saygın ve düzenli bir geçim kaynağına sahip olmama yanı sıra, “sosyal dışlanma”, kayıp bir genç neslin ortaya çıkması riskini artırıyor.

                Daha iyi uygulama ve politikalar, hassas grupların toplumun üretken birer üyesi haline gelmesi açısından büyük önem taşıyor. Suriyeli genç mültecilerin karşılaştıkları zorluklara “sürdürülebilir çözüm” yolları bulmak, gençlerin yeni hayatlarına adapte olması, stres ve travmayı atlatması, sosyoekonomik entegrasyon ve sosyal uyum için büyük öneme sahip.

Peki, 400 bini aşkın Suriyeli sığınmacıya sahip Hatay’da, yerel idareler ya da kent idaresi, bu başlıklardaki çözüm yollarının buluştuğu ‘uyum’ noktasında neredeler? Bugüne kadar ne yaptılar? En önemlisi de… Aynı şehirde, ama birbirine uzak yaşayan iki kalabalık, ne kadar bir araya getirilebildi?

-Tamer Yazar-

Exit mobile version