Erkılınç;

Yeni Basın Yasasını savundu Hakikat Mücadelesinin Sembolü Erkılınç: Sosyal medyada 100 haberin 50’si yalan Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç, TBMM’nin gündemindeki yeni basın yasasının, hakikat mücadelesinin adı ve sembolü olduğunu söyledi. Erkılınç, sosyal medyada ortaya atılan her 100 haberden 50’sinin yalan bilgi/haber olduğunun da altını önemle çizdi. Çanakkale’de medya çalışanlarına sertifika töreninde konuşan […]

Yeni Basın Yasasını savundu

Hakikat Mücadelesinin Sembolü

Erkılınç: Sosyal medyada 100 haberin 50’si yalan

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç, TBMM’nin gündemindeki yeni basın yasasının, hakikat mücadelesinin adı ve sembolü olduğunu söyledi. Erkılınç, sosyal medyada ortaya atılan her 100 haberden 50’sinin yalan bilgi/haber olduğunun da altını önemle çizdi. Çanakkale’de medya çalışanlarına sertifika töreninde konuşan BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç, güvenilir araştırmaların, sahte habere en çok maruz kalan ülkeler sıralamasında Türkiye’yi ilk sırada gösterdiğini vurguladı. Türkiye’de kullanıcılarının yüzde 60’ının, internetteki yanlış bilgiden endişe duyduğunu aktaran Erkılınç, şunları söyledi: “Yalan veya yanlış bilgiden endişe etmemek mümkün mü? Son bir aydan birkaç örnek paylaşmak isterim. Biri çıktı, ‘Kız Kulesi çalındı’ dedi. Öteki ‘Katarlılara satılmış’ diyerek el yükseltti. Koca ülke, işi gücü bıraktık, Kız Kulesi peşine düştük, sahile akın ettik. Bu yalan mesajlar on binlerce paylaşım alırken, gerçeği duyuran Bakanlığın açıklaması birkaç yüz paylaşım ancak alabildi. Yine ters açı hilesi ile kaçak yapı yıkımı, ‘peribacaları yıkılıyor’ diye sunuldu. Avcılar’daki metrobüs kazasında ise ‘yurttaş gazeteci’, onlarca ölü, yüzlerce yaralıdan bahsederek, yalan haber şehvetinin esiri olduğumuzu adeta ispatladı. Bizim mücadelemiz, tam olarak toplumu bölen, ayrıştıran, ortak değerlerimizin temeline dinamit koyan bu anlayışladır.”

-Dezenformasyon, küresel güvenlik sorunudur-
Ülkemizde, 2006-2017 yılları arasında 126 bin önemli yalan haber üretiminin gerçekleştirildiğini ve bunun 3 milyon kişi tarafından yayıldığını ifade eden Erkılınç, yalan haberin; toplum psikolojisinden kamu güvenliğine, medyanın itibarından ekonomik kayıplara kadar ciddi ve onarılmaz etkilerinin acı tecrübelerle öğrenildiği bir çağda yaşadığımızı kaydetti.
Yalana en çok maruz kalan ülkelerin başında gelen Türkiye’nin dezenformasyonla mücadelesini, kamu güvenliği ve haber alma özgürlüğü çerçevesinde yeniden düzenleyecek adımları atmaya mecbur olduğuna değinen Erkılınç, “Basın Kanunu’nda yapılacak değişiklikler, ‘sansür’ adı altında algı operasyonlarına maruz kaldı. Burada bir karartma operasyonuna maruz bırakıldığımız bir gerçektir. Dezenformasyona karşı etkin bir mücadelenin verilmesi, sadece Türkiye’nin meselesi de değildir. Dezenformasyon, sadece bir milli güvenlik meselesi olmanın ötesine geçerek, küresel bir güvenlik sorunu halini almıştır.
Basın İlan Kurumu olarak, Yeni Basın Yasası’nı, hakikat mücadelesinin adı ve sembolü görüyoruz. Almanya, sosyal medya yasası ile fiziksel şiddet ve cinsel saldırı tehditlerini üç yıla kadar, hakareti ise iki yıla kadar hapisle cezalandırabiliyor. Fransa’da dezenformasyon içeriklerinin paylaşıldığı platformların yöneticilerine bile bir yıl hapis cezası verilebiliyor. Ülkemiz aynı ilkeleri ortaya koyunca sansürcü’ oluyor”
değerlendirmesinde bulundu.
-Dezenformasyonla Mücadele Merkezi-
Yasal düzenlemelerin, dezenformasyonla mücadelede tek başına yeterli olmayacağını belirten Erkılınç, yalana karşı toplumsal refleksin güçlendirilerek hakikat peşinde koşulmasının, medya okuryazarlık kültürünün geliştirilmesinin ve teyit mekanizmalarının sağlıklı işletilmesinin önemine işaret etti.
-Mutlu Yanık-

Exit mobile version