Eski Meclis’teki Kütüphane

Antakya Mobilya sanatının estetiğinde Adalı Konağı ve eski Meclis Binası’nın hizmete girmesiyle beraber, gastronomi kimliğinden kütüphaneye, farklı kesimler için ciddi bir çekim merkezi olan eski yapılar için konuşanlar memnun, ancak tamamlanması gereken eksiklikler de yok değil. Kamulaştırılmaları ardından başlatılan restorasyonun finalinde kapılarını kent insanı için açan Adalı Konağı ve eski Meclis Binası için konuşanlar, genel […]

Antakya Mobilya sanatının estetiğinde

Adalı Konağı ve eski Meclis Binası’nın hizmete girmesiyle beraber, gastronomi kimliğinden kütüphaneye, farklı kesimler için ciddi bir çekim merkezi olan eski yapılar için konuşanlar memnun, ancak tamamlanması gereken eksiklikler de yok değil.

Kamulaştırılmaları ardından başlatılan restorasyonun finalinde kapılarını kent insanı için açan Adalı Konağı ve eski Meclis Binası için konuşanlar, genel anlamda memnun olduklarını ifade ederken, ancak bazı eksikliklerin tamamlanması gerektiğinin altını çiziyor. Bu konuda, kendi sosyal medya hesabı üzerinden kısa bir not paylaşan, Engelsiz Yaşamı Sevenler Derneği Başkanı Mehmet Mustafa Canbulat, engelli bireyler için yapılması gereken bazı şeyler olduğunu, bunun da sözünü aldıklarını ifade ederken, “Meclis Kültür binamız, hayırlı olsun. İncelemelerimin sonunda, engelli düşünülmemiş! Gittim, görüştüm ve bu ay içinde eksikliğin giderileceği sözünü aldım. Takipteyim” değerlendirmesinde bulundu.
-EKSİKLİKLER-
Kütüphane için konuşan bir turizmci ise şunları dile getirdi:
“Güzel, estetik ve ferah. Ama bir kent merkezinde böylesine bir yatırımın kitap zenginliği ise henüz istenen kıvamda değil. Bir de Türkçe dışında yabancı kaynak hiç yok. Bence burayı salt öğrenci alanı olarak değil, kente gelen yabancılar için de bir çekim alanı olarak düşünmemiz gerekiyor. İngilizceden Fransızcaya, diğer kaynaklara da raflarda yer vermek gerekiyor.
Açtık, ama ciddi anlamda henüz tam hazır değiliz, bu net! Çünkü binanın ana kapısından içeriye girdiğinizde, kütüphane için ne yöne ilerlemeniz gerektiğini bilmiyorsunuz. Yön tabelası yok, isimlik hiç yok. Diğer bir şey de… Kütüphanedeki kitap raflarını tasnif etsek ve isimlendirsek mi? Romanlar, ansiklopediler gibi! Hangi rafta ne tür kitaplar var, bunun kalabalığında kayboluyorsunuz. Ne, nerede, bilemiyorsunuz.
Keyif aldığım kısım ise ahşabın kullanılma şekli. Estetik ve keyifli. Yine de her şey, alelacele açılan Hatay Arkeoloji Müzesi gibi! Değişmiyoruz!” -Tamer Yazar-

Exit mobile version