Eski ve yeni Türkiye’ye şöyle bir bakalım neler göreceğiz?
Eski Türkiye’de hakim teminatı ve güvencesi vardı.
Ama her şeyden önce eğitim vardı.
Eğitimin önemi ve değiri var idi.
Üniversite sayısı azdı ama kimse işsiz kalmıyor, mezun olduğu dalda iş buluyor, atamayan
öğretmen olmadığı gibi işsiz kalan ve iş arayan da yoktu.
Ekonomi ve sağlık yolunda idi.
Emekli ikramiyesi ile ev alınıyor, araba alınıyor, seyahate gidiliyor, bayramlarda çocuklara yeterince
harçlık veriliyor ve artanı ile geleceğe yatırım yapılıyordu.
Sağlıkta ise herkes tedavi oluyor, sağlık çalışanlarına saygı duyuluyordu.
Şimdi ise…
Evet şimdi her şey tersine dönmüş vaziyette.
Eğitim allak bullak olmuş, mezun olanlar iş bulamaz durumda.
Okullar yol geçen hanı gibi. Üniversitelerde okuyanlar yarınlarından endişeli.
İş arayan arayana.
İş bulan sevinç çığlıkları atıyor.
Ekonomi ise tepetaklak olmuş vaziyette.
Artık ücretlilerin ev ve araba almalarının hayal olduğu günleri yaşıyor.
Bunlar bir yana, insanlar bayramda çocuklara harçlık vermek için hesap kitap yapıyor artık.
İşte ekonomi de durum bu.
Sağlık ise bir başka vaziyette bulunuyor.
Sağlıkçı dayak yiyor.
Sağlıkçı yurtdışına çıkmanın yollarını arıyor.
Sağlıkçının işi bir başka zor.
Böyle bir havada geçiyor günler, aylar, seneler.
Bunlar böyle geçe dursun, TÜSİAD yöneticilerinin başına gelenlere de bakmak gerek.
Orhan Turan ile Ömer Aras’ın başına gelenler pişmiş aşın başına gelmez.
Polislerin kolları arasında adliyeye götürülmelerinin ardından yurtdışına çıkış yasağı konularak
serbest bırakıldılar.
Önümüz ramazan. Ramazan ayında yaşanacaklar da önemli.
Pide fiyatı başını almış gidiyor.
İşte böyle geçiyor günler.
Eski Türkiye, yeni Türkiye.
Ücretli çalışanların ve emeklilerin ev, araba alımının hayal olması.
TÜSİAD yöneticilerinin başlarına gelenler.
Adalete duyulan güven eksikliği.
Sağlıktaki problemler.
Pide fiyatları.
Ramazan gecelerinin getirecekleri.
Günler böyle gelip geçiyor.
Yarın ne olacak belli değil.
Sabredelim ve yarının ne olacağını görelim ve bilelim.
YORUMLAR