Sıra ‘süt’e de Gelecek!
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, 300 Koyun Projesi’ne ilişkin olarak, “Proje kapsamında koyunların dağıtımına Nisan ayında başlamayı planlıyoruz. Ayrıca 1 milyon düve temin projesini de hayata geçireceğiz” derken, sürdürülen hayvancılık politikasına en net eleştiri Antakya Tarım Platformu’ndan geldi.
Hükümet’in sürdürdüğü ‘tarımsal politikaları’ eleştiren Antakya Tarım Platformu Başkanı İrfan O. Hatipoğlu,
“Halkımızın yeterli ve dengeli beslenemediği, beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunlarının ulusal güvenliği tehdit edecek düzeye ulaştığı sıklıkla dillendirilir. Yetersiz ve dengesiz beslenmenin simgesel öğesi de et fiyatlarının yüksekliğidir… Et fiyatlarının yüksekliğinden sürekli şikâyet edilir. Siyasal iktidar da fiyat artışından sorumlu gördüğü üreticiyi ‘terbiye’ etmek için, dünyanın her yerinden et alır. Sürdürülebilir olmayan bu uygulamanın utancını yetiştiricilerin üzerine yıkmak ve ‘destekliyoruz ama üretmiyorlar’ demek için de gerçekçi olmayan projeler sunar. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın açıkladığı, ‘köye dönene 300 koyun vereceğiz, sigortasını ödeyeceğiz ve asgari ücret vereceğiz” projesi ve benzerleri gibi” dedi ve tüm bu projelerin ‘dışa bağımlı’ projeler olduğunu söyledi.
-SIRADA SÜT VAR-
“Yap-satçı siyasal iktidar, et üretimini artırıcı önlemler yerine üreticiyi dışa bağımlı kılacak projeler geliştiriyor” diyen Hatipoğlu, Türkiye hayvancılığının geldiği noktaya ilişkin eleştirilerini ise şöyle sıraladı:
“Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği dışa bağımlı hale getirildi. Teşvik uygulamaları altında yetiştiriciler borçlandırıldı. Büyük beklentilerle kurulan işletmeler, uygulanan dışa bağımlı tarım politikası nedeniyle giderlerini/ borçlarını ödeyemediklerinden kapandı. Binlerle ifade edilen ahırlar boş, teminat gösterilen tarım arazileri ise bankaların kontrolünden geçti, üretim dışı kaldı. Ülkemiz, yakın dönemde et dış alımından sonra çiğ süt alımı yapar duruma getirilerek büyük pazar durumuna evrilirken, büyükbaş üreticileri topraklarında ‘muhacir’ durumuna gelecek. Bu süreç, hükümetin önerdiği projelerle koyunculukta da işletilmek isteniyor.”
Siyasal iktidarın uyguladığı tarım politikası sonucunda çiftçilerin borçlandırılarak bankalara teslim edildiğini savunan Antakya Tarım Platformu Başkanı İrfan O. Hatipoğlu, şöyle devam etti:
“Toprakların bankalara geçmesi, girdilerin yüksekliği ve tarladaki ürünün değerinde satma mekanizmalarının olmaması nedeniyle mevcut tarım alanlarının dörtte biri üretim dışı kaldı. Önerilen projelerle koyuncularımız da üretim dışı bırakılmak isteniyor. Örneğin, önerilen ‘300 Koyun’ Projesi’nde, Tarım Bakanlığı kendi kaynaklarından katkı koymuyor. Projeye katılacak çiftçiler bankayla buluşturuluyor.Söz konusu projede banka kredisinden yaralanmanız için öncelikle ipotek verecek kadar toprağınızın, gayrimenkulünüzün olması gerekli. Ayrıca koyunları koyacak ağılınız olmalı ya da yapmanız gerekiyor. Toprağınız ve ağılınız varsa, bankanın size sağlayacağı kredi karşılığında koyunları alıyorsunuz. Damızlık koyunların piyasa fiyatı ortalama 1500 lira olduğuna göre, minimum 450 bin lira kredi yoluyla borçlanarak koyun yetiştiriciliğini başlıyorsunuz. Koyunculuk, ürettiği artı değerle borcu ödeyemez. Bu nedenle de ipotek gösterilen topraklar kısa sürede bankaların kontrolüne geçecek.”
-ŞEKER FABRİKALARI-
14 Şeker Fabrikası’nın özelleştirilme kararı ile başlayan ‘dışa bağımlı hale geliyoruz’ tartışmalarını hatırlatan ve durumun Türkiye hayvancılığı için de benzer bir süreci getireceğini dile getiren Hatipoğlu, “Koyunculuğa yapılan bu sinsi saldırı, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kadar ‘ulusal güvenliği’ tehdit edici unsur olarak alınmalıdır” şeklinde konuştu. -Tamer Yazar-