Kur’an’ın daha ilk ayeti ile Evren’i araştırmamız ve ilim yapmamız istenmiştir
‘Alak-1. Oku, her şeyi yaratan /halk eden Rab’bin adıyla.
Rum-56 ve Fatır-28. ayetlerde de önce, yaratılmış olan bütün yaratılanlarda gizlenmiş halde bulunan yaratma bilgileriyle ilgili ilim yapmamıza değinilmiş, ilim temelli iman etmeye ise daha sonra dikkat çekilmiştir.
Rum-56. İlim verilenler ve iman sahipleri ise konuşanlara dönüp; “Gerçek şu ki! Siz Allah’ın her şeyin yazılı olduğu kitabı gereği, son diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu, son diriliş günüdür. Fakat siz hesap vermek üzere olan bu diriliş ve toplanmayı reddedip duruyordunuz ve bilmezden geliyordunuz” diyerek onlara gerçeği hatırlatacaklar.
Fatır-28. Aynı şekilde insanlar, yabani hayvanlar, evcil hayvanlar da çeşit çeşit renklerdedir. İşte bütün bunları araştırıp, gizli bilgilerine vakıf oldukları için, kulları arasında Allah’ın varlığını ve gücünü gereği gibi kavrayan, aşırılıklara sapmayan ve içtenlikle iman eden ancak bilim adamlarıdır /ulemalardır. Ve gerçek şu ki Allah, üstündür ve bağışlayandır /Aziz’dir ve Gafur’dur.
Dikkat edilirse Fatır-28.’nci ayette Evren kitabını okuyan ve araştırma yapan bilim adamı için “Ulema” tanımı yapılmıştır.
Biz beşerlerden /insanlardan Evren ilmi ile uğraşanların, anlayarak okuyup öğrenelim ve bildirilen Muhkem /değişmez farz ana kurallara uyalım diye Kur’an’da bildirilenlere çok daha kolay ve bilinçli olarak inanacakları da Sad-6’ncı ayet ile bildirilmiş ve bize yol da gösterilmiştir.
Sebe-6. Kendilerine ilim vermiş olduklarımız, Rabbinden Peygamber’e indirilen Kur’an’ın gerçek /hak olduğunu bilirler, ayrıca onları üstün ve tek hamd /teşekkür edilecek olan Allah’ın bildirdiği muhkem /değişmez ana hükümlerine uymak olan doğru yoluna yönelttiğini de mutlaka fark ederler.
Gösterilen bu yol, daha ilk Sure’nin ilk ayeti ile işaret edilmiş, fakat bizler bu işareti 14 asırdır bir türlü anlamadık ve bilimde, dolayısıyla da Evren biliminin biz insanlara verilmiş olmasından faydalanmayıp maalesef oldukça geri kaldık.
Tabi, ilimdeki bu geri kalmışlığımız, imanımızda da Allah’ın istediği içtenlik ve güçlülükte olmamızı engellemiştir diye düşünüyorum.
‘Alak suresinde Hz. Muhammed’e hitaben 2 defa “Oku” ve yine 2 defa “Öğret” ifadesi bulunmaktadır. Oku hitabının ilki Evren Kitabı, ikincisi ise Kur’an’daki muhkem /değişmez ana kurallar bütünü olmaktadır. Çünkü birinci kitabın Evren Kitabı olduğunu Bakara-31’nci ayetten, ikinci kitabın da Kur’an olduğunu Rahman-2’nci ayetten anlıyoruz. İki defa Öğret ifadeleri ile yine anlıyoruz ki Allah, sadece okumayı, ilim yapmayı ve Kuran’ı anlamayı kabul etmeyip mutlaka bu kitaplardan öğrenilenleri “Öğretmeyi” de istemektedir. Bu öğretmenin, öğrenmenin zekâtı olduğunu düşünüyorum.
Bakara-31. Sonra canlı-cansız evrendeki tüm yaratmış olduklarının isimlerini /bilgilerini Âdem’e öğretti /belleğine yükledi…
Rahman- 2. Allah, Önce Kur‘an‘ı öğretti, 3. Sonrainsanı yarattı.
Görülüyor ki, her 2 kitap da Dünya Okulunun Öğrencisi olan Ruh kısmımızın hafızasına henüz Dünya’ya gönderilmeden önce yükleniyor ve bunları anlayarak okuyup öğrenmeye çaba göstereceğimize söz veriyoruz. Yine Kur’an’dan anlıyoruz ki, her 2 kitap, hangi ırktan ve hangi dinî görüşte olursa olsun, bütün Beşerlerin /insanların Ruh dediğimiz bilinç altında bulunmaktadır. Ancak “Her beşer, nisyan /unutma ile maluldür” deyişinde olduğu gibi, annemizden doğduğumuz andan başlamak üzere, bu kitaplara uyacağımıza yönelik sadakat sözümüzü unutuyoruz.
Gerek iniş sırasında Bakara suresinin önce, Rahman suresinin ise sonra indirilişinden, gerekse Adem’in hafızasına yapılan yüklemenin Meleklerden farklı olarak Evren bilgileri oluşundan, ilk kitabın Evren kitabı olduğunu anlıyoruz. Dolayısıyla da bu kitabın okunuşu demek olan Evren ve Evrenin bir parçası olan İnsanın araştırılması ve bu konuda ilim yapılması öncelikli olmaktadır. Evreni araştırmanın ve bu kitabı okumanın, Kur’an kitabından önce olduğuna, hem Sebe-6 ve Mücadile-11’nci ayetler ile, hem de Hz. Muhammed’in bir sözü ile de dikkat çekilmiştir.
Mücadile-11. Ey iman edenler! Toplantılarda size (yeni gelenlere, yaşlılara veya ilimde ileride olanlara) “Yer verin” dendiğinde, yer verme anlayışını gösterin ki Allah da size rahatlık versin. Toplantı bittiğinde de size “Kalkınız” dendiğinde de kalkın. Şunu bilin ki, Allah içinizdeki gerçekten iman etmiş olanları destekleyecek ve kendilerine ilim verilmiş olanları ve bu uğurda gayret içinde olanları da derecelerle yükseltecektir. Çünkü Allah tüm yaptıklarınızdan /amellerinizden haberdardır.
Hz. Mhammed’in sözü: “Alim bir kişinin, vaktini sadece ibad ve ibadet etmenin şekilsel olanları ile geçirmekte olana üstünlüğü, ayın dolunay olduğu gecede, bütün öteki yıldızlara üstünlüğü gibidir-Kütubu sitte-4108.
Hz. Muhammed’in sözünden anlaşıldığı gibi, ilim ile uğraşan kişi, şekilsel ibadet etme yöntemleri olan Namaz, Oruç ve Hac’cı yerine getirip duran kişiden oldukça önemli olarak değerlendirilmektedir. Çünkü pozitif ilim dediğimiz Evren’i araştırma ile uğraşan âlim, bilgisini aktarmak ve ürettikleri ile yaratılanlara fayda sağlarken, şekilsel olan ibadet etme yöntemlerini yerine getirenin ise faydalılığı sadece kendisi ile sınırlıdır.
Fatır-28 ve Nisa-162. ayetlere baktığımızda,Evrenilmi sahibioluş, iman etmeden önce yer almakta ve bu âlimlerin Allah’a ve Ahirete imanlarının da daha içten olduğuna vurgu yapılmaktadır.
Fatır-28‘e bakınız
Nisa-162. Ancak aralarından derin ilim sahibi olup gerçek müminliğe ulaşmış olanlar, hem Sana indirilene /Kur’an‘a ve hem de Senden önce indirilenlere inanırlar. Salâtı /topluma fayda sağlayacak faaliyetleri yerine getirirler ve servetlerinden zekât /devlete vergi olarak bir pay verirler /toplumu yararlandırırlar. Ayrıca Allah’a ve Ahiret gününe de iman ederler. İşte bunlara karşılık olarak hayal bile edemeyecekleri bir ödül vereceğiz.
Dikkat edilirse, Evren Kitabını, yani sadece Evren’i araştıranlara Kur’an, pozitif ilimler ile uğraşan ilim adamı demek olan “Ulema” tanımlaması yapmaktadır.
Furkan-59, Fussilet-53-54veAnkebud-43. ayetlerde, ancak Evren ilmi ile uğraşanların Kur’an’da verilen örnekleri anlayabileceği, Ankebud-49 ncu ayette ise Kur’an’da bildirilenleri benimsedikleri açıklanmıştır.
Furkan-59. Çünkü O çok güçlüdür ve gökleri, yeri ve aralarındakileri altı aşamada yarattıktan sonra Arş’taki merkezden hepsine egemen olandır. O’nun hakkında bilgi sahibi olmak istediğinde, ilim sahibi olanlardan sorup öğren.
Fussilet-53. Kur’an’ın gerçek olduğunu ve varlığımızın belirti ve belgelerini, hem kendi nefslerinin /vücutlarının mükemmelliğini anlayınca, hem de uzayı /evreni çözdüklerinde insanlara zaten göstereceğiz. Böylece Rabbin her şeyi kuşatmış olduğunu ve her şeyde bulunduğunu görmeleri /öğrenmeleri, onların iman etmeleri için yeterli değil mi? 54. Aslında insanlar Rab’lerini bulacakları konusunda bir şüphe içindedirler. Hâlbuki Allah, her şeyi bilgisi ve yönetimiyle kuşatmıştır ve dikkat eder, ilim yapıp araştırırsanız O’nun varlığını mutlaka fark edersiniz.
Ankebud-43. Biz bu örnekleri insanlar ders alıp yararlansınlar ve doğru yola yönelsinler diye veriyoruz. Ancak bu örneklerin ne demek istediğini, aklıyla düşünenlerden ve evren ile ilgili ilim /bilgi sahibi olanlardan başkası anlayamaz.
Ankebud-49. Gerçekte Sana vahyedilenler, Allah’ın yarattıklarında gizlemiş olduğu bilgileri bulma ile uğraşan bilim insanlarınca içtenlikle benimsenen Allah’ın ayetleridir.
Konuya haftaya devam etmek üzere inşallah…
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR” ve “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”
YORUMLAR