Freni boşalan araba yokuş aşağı hızla gidiyor. Bu gidişi ve hızlı inişi durdurabilmek için sürücü çeşitli yollara başvuruyor ise de bir sonuç alınamıyor. Arabanın bu durumunu görenler, iniş hızını yavaşlatabilmek için önlem üstüne önlem almaya çalışıyorlar. Alınan bu önlemlerin başında da yola takozlar döşemek geliyor.
İstendiği kadar yola takozlar döşensin ve böylece iniş hızı azaltılmaya çalışılmak suretiyle yeniden normal bir hıza kavuşmasının sağlanması yolunda çaba sarf edilsin.Ama sonuç hiçbir zaman olumlu bir şekle dönüşemez.Zira freni boşalan arabanın yeniden düzgün çalışabilmesi ve kumandalara cevap verebilmesi için ,boşalan frenin değiştirilerek yerine yenisinin konması gerekir.
İşte tıpkı freni boşalan arabanın yaşadığı serüven gibi, siyaset sahnesinde iktidar ve muhalefet kanadını oluşturanlarda aynı serüveni yaşarlar.
Ya iktidarın yada muhalefetin yaptığı yanlışlar nedeniyle, siyasi partilerin başarısızlıkları yada başarıları, onların başında bulunan kişilerinde başarısızlığı yada başarıları olarak tarih sayfalarında yer bulur.
Eğer iktidar kanadında bir başarısızlık söz konusu olmuş ve yönetenler bu başarısızlığı çeşitli nedenlerle görmezden gelmek yada hafife almak suretiyle yanlış yol izlemeye devam ederlerse, sonuç freni boşalan araba gibi iniş hızı durdurulamayacak bir şekle dönüşür.
24 Haziran tarihi yaklaştıkça, iktidar kanadında da büyük bir telaş ve endişenin baş gösterdiği alınan kararlardan, yapılan uygulamalardan anlaşılmaktadır.
16 yıldır tek başına ülkeyi yöneten siyasi iktidarın, ülkenin içinde bulunduğu durumun hatası ve sevabından sorunlu olacağından kuşku duymamak gerekir. Zira bu süre içerisinde, siyasi iktidar istediği kararları alabilmiş, istediği uygulamaları yaşama geçirebilmiş, bu doğrultuda gereken tüm yasal düzenlemeleri de yapabilme olanağına sahip olmuş idi.
Bu nedenle ülkenin içinde bulunduğu durumdan iktidarın sorunlu olması doğaldır. Eğer ülke zor günler geçiriyorsa. Eğer ekonomik yönden büyük bir sıkıntı içine girilmişse. Eğer vatandaşların yüzü gülmüyor, çarşı pazarda yaprak kıpırdamıyor ise. Eğer işsizlik diz boyunu aşmış bir durumda ise. Eğer karın tokluğuna iş bulabilenler akşam evlerine götürebilecekleri ekmeğin hesabını yapabilecek duruma gelebilmiş ise. Özetle herkesi kara kara bir düşünce kaplamış, yarınımız ne olacak endişesine kapılmak durumu ortaya çıkmış ise, bunun sorunlusunun muhalefet olacağı elbette ki düşünülemez.
Ekonomik durum bu doğrultuda iken, kemerlerin hep birlikte sıkılması suretiyle sorunların zaman içinde aşılabilmesi yoluna gitmek gerekir iken, bu kez seçimden başarıyla çıkabilmek, yeniden iktidar olabilmek için, bir tür seçim ikramı olarak tanımlanabilecek kararlar birbiri peşi sıra alınmak suretiyle yürürlüğe konulmaktadır.
Belki bir iki ay için kısmi bir rahatlatma sağlayabilecek olan bu ekonomik kararların faturası bilinmelidir ki 24 Haziran’dan sonra yine vatandaşların sırtına yüklenecektir.
Dünyanın demokrasi ile yönetilen hemen hiçbir ülkesinde dolaylı vergilerin bu denli ağır olmadığı bilinen bir gerçek olmasına rağmen, ülkemiz dolaylı vergiler sıralamasında sanıyorum ki başlarda yer almaktadır.
Böylesi bir ekonomik düzen içerisinde, seçim ekonomisi yaşama geçirilmek suretiyle uygulamaya konulan geçici iyileştirmelerin faturası, dolaylı vergiler aracılığıyla yine vatandaşa ve dolayısıyla az gelirli ve yoksul vatandaşa yüklenecektir.
Yani bir cepten alınıp öbür cebe konulurken, cebine bir şeyler konduğunu zannedenlerin yükü kısa sürede daha da ağırlaşacak, altından kalkılamayacak bir hale gelecektir.
Sanıyorum ki bu durumu seçmenlerde yavaş yavaş görmeye ve tehlikenin farkına varmaya başlamıştır.
Anketler uyanışın başladığını ve bu konuda hızlı bir yola girildiğini göstermektedir.
Bu nedenle zararın neresinden dönülürse kârdır misali, içinde bulunulan ekonomik krizin farkına varılmak suretiyle, alınması gereken ekonomik önlemleri oy kaygısıyla daha da öteleyerek derinleştirmek yerine, tehlikenin farkına vararak iktidarı kaybetme pahasına da olsa ülke geleceği açısından derhal uygulamaya koyarak durumun daha da kötüye gitmesine engel olmak gerekir.
Böyle yapıldığı takdirde, tarih bunu yapanları hayırla anacaktır.Bizden hatırlatması….
nabiinal@hotmail.com