“Türk çocuğu doğuştan askerdir” özdeyişi, tarihten gelen bu gerçeğe dayanır. Bu nedenle, Türk Milleti Türk Ordusuna güvenir ve O’nu bir parçası olarak kabul ederdi. Atatürk: “Ordu, milletin bir parçasıdır.” “Ordumuz, Türk Birliğinin, Türk Kudret ve Kabiliyetinin, Türk Vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir.” diyerek Ordu ile Milleti bir tutmuştur. Atatürk, Ordunun siyasetin dışında tutulması gerektiği ilkesini her fırsatta vurgulamış ve uygulamıştır.
***
Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi kumpas davaları, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün eserlerinin yerle bir edilmesini hedefleyen birer darbeydi. Bu darbeyle, 2.225 yıllık köklü tarihe sahip Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Atatürk’e ve Cumhuriyete bağlı iyi yetişmiş, seçkin personel, “hukuksuz” olduğu aşikâr olan bu kumpasta tasfiye edildi. Liyakatle, hak ederek belli yerlere gelen Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve millete bağlı askerler asrın en hukuksuz kararlarıyla cezalandırıldı.
Bu ülkede; yüzyılın en büyük hukuksuzlukların yaşandığı düzmece davada hüküm giyen silah arkadaşları için, “Kasaptaki ete soğan doğramam” denildi. Silah Arkadaşlığı, Orduya Sadakat, Birlik ve Beraberlik Duygusu, Adalet, “kasaptaki ete ve soğana” kurban edildi.
Bu ülkede; “Türkiye bağırsaklarını temizliyor…” denilerek, FETÖ’nün hain kumpasına destek verildi.
***
Akşam Gazetesi, 27 Haziran 2014 günü manşetten duyurduğu haberinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nde biri kuvvet komutanı olmak üzere 40 general ve amiralin, “paralel yapı” denilen Gülen cemaati adına faaliyette bulunduklarını yazdı. Haberde, derin örgüte hizmet eden paşaların, 20’si tuğgeneral, beşi bölge komutanı, yedisi tuğamiral, diğerleri tümgeneral/tümamiral düzeyinde olduğu belirtildi. Ayrıca, çok önemli bir kuvvet komutanının paralel yapıyla çok yönlü işbirliği içinde olduğu ifadesine yer verildi. (1)
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu habere sert tepki gösterdi ve aynı gün akşamı açıklama yaptı. Başkomutanın tepkisi başlığı ile Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Bugün bir gazetede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi ve üst rütbeli subaylarıyla ilgili yapılan yayını, Sayın Cumhurbaşkanımız büyük bir sorumsuzluk örneği olarak görmüş ve bundan derin üzüntü duymuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız, bölgemizde olağanüstü gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, milli menfaatlerimizin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili yayınlarda her zamankinden daha fazla titizlik gösterilmesi gerektiğini hatırlatmıştır.” (2)
Bu ülkede; dönemin Cumhurbaşkanı TSK’da FETÖ yapılanmasını ciddiye almıyordu. Her nedense Gül, kumpas davaları konusunda, tutsak edilmiş TSK personelini hiç savunmamış, hep olmayan hukuk üstünlüğünden söz etmişti.
***
Genelkurmay Başkanlığı da bu habere çok kızdı, Cumhurbaşkanı’ndan daha sert tepki gösterdi. Ertesi gün, “Karargâhta 40 paralel paşa” haberiyle ilgili açıklama yaptı. İddialarla ilgili somut bilgi ve belge bulunmadığı vurgulanan açıklamada, “TSK hakkında olumsuz algı yaratma çabasını içeren iddia ve yorumların hiçbir hukuki, insani ve vicdani dayanağı bulunmamaktadır… TSK içinde hiyerarşi ve disiplin dışı oluşumların teşkilatlanabildiği imajının yaratılmak istendiği üzüntü ile izlenmektedir” denildi. (3)
Genelkurmay Başkanlığı, 3 Şubat 2015 günü de “paralel yapı” açıklaması yaptı. TSK’nın açıklaması şöyleydi: “Son zamanlarda yazılı ve görsel bazı basın yayın organlarında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğine ve bazı mensuplarının kişilik haklarına yönelik iddia ve söylemlerin görülmesi üzerine yüce Türk Milletinin bilgilendirilmesinde fayda mütalaa edilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri; hiçbir legal görünümlü illegal yapılarla ve illegal tüm odaklarla, irtibat ve işbirliği içinde olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri milli bir ordudur.
Diğer taraftan; devletimizin resmî yapısı dışında ister etnik yapıyı, ister dinimizi istismar eden kişi ve odaklarla etkin mücadele sürdüren en ciddi kuruluşun Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu unutulmamalıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” (4)
İşte bu dönemde, 2.225 yıllık köklü tarihe sahip TSK’nın itibarını yerle bir eden FETÖ, en önemli görevlere, kritik makamlara getirildi. Ve FETÖ, 16 Temmuz 2016’da hain darbe girişiminde bulundu. Oysa İç Hizmet Yönetmeliğinde: “Her Askerde Bulunması Gereken Ahlaki ve Manevi Nitelikler”den “Cumhuriyete, Yurda ve Millete Karşı Sevgi ve Bağlılık” birinci özellikti.
***
1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı, ordu için bir felaketti. Balkan Savaşı, siyasete bulaşmış ordu için ikinci büyük faciaydı.15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi, TSK için üçüncü büyük felaket oldu.
“Vazifesini tam yerine getirememiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin devası, ne ilacın şifası deva getirir”, demişti Mevlana. “Hak etmeyen sunulan alkışlar, onu daima baş belası haline getirir” sözü de, hükmünü acılar yaşatarak ispat etti.
Ve yıl 2024…
16 Temmuz 2016’dan bu güne, aradan sadece sekiz yıl bile geçmedi… Tarikatların, cemaatlerin kurumlarda yapılanması haberleri yer alıyor…
“Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?…”, der Mehmet Akif…
Oysa, tarih değildi geçen süre, sadece ve sadece yedi buçuk yıldı…
Feryadımdır!.. Tarihe feryadımdır!..
Kaynakça:
(1) T24.com.tr, 27 Haziran 2014, 16.31.
(2) Milliyet.com, 27 Haziran 2014, 22.11.
(3) Cumhuriyet.com, 28 Haziran 2014, 11.11.
(4) Milliyet.com, 3 Şubat 2015, 15.20.