Gastronomi Evi’ndeyiz

Gündemimiz: Aromatik Bitkiler Dünyadaki hacmi 115 milyar dolar olan, ülkemizde ise henüz milyon dolarlar seviyesindeki tıbbi aromatik bitki sektörünün ele alınacağı Panel, Aromaterapi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Murat Kartal’ın sunumu ve “Ülkemizde ve Hatay’da Tıbbi Aromatik Bitkilerin Yeri ve Önemi” başlığında, konunun taraflarını bir araya getiriyor. Aromaterapi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Murat Kartal’ın […]

Gündemimiz: Aromatik Bitkiler

Dünyadaki hacmi 115 milyar dolar olan, ülkemizde ise henüz milyon dolarlar seviyesindeki tıbbi aromatik bitki sektörünün ele alınacağı Panel, Aromaterapi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Murat Kartal’ın sunumu ve “Ülkemizde ve Hatay’da Tıbbi Aromatik Bitkilerin Yeri ve Önemi” başlığında, konunun taraflarını bir araya getiriyor.

Aromaterapi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Murat Kartal’ın bir sunum yapacağı, “Ülkemizde ve Hatay’da Tıbbi Aromatik Bitkilerin Yeri ve Önemi” başlıklı Panel, 6 Aralık Cuma saat 17.30’da Hatay Gastronomi Evi’nde gerçekleşecek. Prof. Dr. Sibel Hakverdi moderatörlüğünde, Bebegar ve EXPO 2021 Hatay işbirliğinde düzenlenecek olan panelin, tıbbi aromatik bitkilerin potansiyeli yanı sıra ticari yönünü de ortaya koyması bekleniyor.
-TİCARİ DEĞER-
Tıbbi aromatik bitki konusunda oldukça zengin bir coğrafyaya sahip olan Türkiye, 3 bin 600’ü endemik olmak üzere, 12 binin üzerinde bitki çeşitliliğine ev sahipliği yapıyor. Hatay ise bu zenginliğin önemli bir yüzdesine sahip, önemli coğrafyalardan biri. TBMM Tıbbi Aromatik Bitkiler Komisyonu verilerine göre, Anadolu’nun, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğinde 700-800 milyon dolar civarında bir kapasitesi var. Ancak hedef, bu yıl itibariyle bu rakamı 1 milyar dolara ulaştırmak. 2023 hedefi ise 5 milyar dolar.
6 Aralık Cuma saat 17.30’da Hatay Gastronomi Evi’nde gerçekleşecek olan panelin, eldeki rakamların Hatay cephesini de netleştirmesi bekleniyor. Tam da bu noktada sorulan soru, net! Hatay, bu tabloda nerede?
-HATAY NEREDE?-
Merak edilen sorulara cevap vermesi beklenen Panel’in konuşmacısı, Aromaterapi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Murat Kartal, aynı zamanda, Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Kartal, aynı üniversite bünyesindeki “Fitoterapi Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin de ‘Kurucu Müdür’ pozisyonunda.
Çoğunluğu yurtdışı yayınlar olmak üzere, 120’nin üzerinde bilimsel makalesi bulunan Prof. Dr. Murat Kartal, İstanbul Bezmialem Vakıf Üniversitesi bünyesinde, bitkilerle tedavi alanında bilimsel çalışmalar yapmak üzere kurulan Fitoterapi Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni de içine alan çalışmalarını, Antakya’da gerçekleşecek panelde paylaşmaya hazırlanırken, merak edilenler noktasında verilen cevaplar, Panel’i bekleyenler için…
Anadolu’nun bitki zenginliği için ne söylemek istersiniz?
Türkiye florası, tıbbi ve aromatik bitkiler bakımdan büyük önem taşır. Anadolu, birçok kültür bitkisinin gen merkezidir. Avrupa kıtasında yaklaşık 11.000 bitki taksonu bulunurken, ülkemizde 12.000 bitki taksonu olduğunu bildirmiştir. Toplam Avrupa’daki endemik bitki (sadece belli bir bölgede yetişen) sayısı 2500 iken, ülkemizdeki endemik bitki sayısı 3600 dür. Yani ülkemizde gördüğümüz üç bitkiden biri, yalnızca Anadolu coğrafyasında bulunmaktadır. Aynı zamanda Türkiye florası, ekonomik bakımdan da büyük önem taşıyan tıbbi ve aromatik bitkilere sahiptir. Anadolu, birçok kültür bitkisinin gen merkezidir ve tıbbi bitkilerin ekonomiye kazandırılması açısından uygun potansiyele sahiptir.
İstanbul Bezmialem Vakıf Üniversitesi bünyesinde, bitkilerle tedavi alanında bilimsel çalışmalar yapmak üzere kurulan Fitoterapi Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin önemli bir misyonu var. Peki, geleneksel ‘aktar’ alışverişi ile hazırlanan bitkisel ilaçlar ve Fitoterapi karşılaştırması yapın desem, ne söylemek istersiniz?
Aktardan alınan bitkiler ya da bitkisel karışımlardan fayda beklemek yanlıştır. Zira aktarlardan alınan ve kullanılan bitkisel materyallerin, çoğunlukla doğru bitki olup olmadığı belli değildir. Doğru zamanda toplanmış olduğu şüphelidir. Kurutma ve saklanma şartları istenen şekilde olmayabilir. Standardizasyonu ve kalite kontrolü yapılmadığından, beklenen etki çoğunlukla görülmez. Oysaki Fitoterapi’de kullanılan bitki veya bitkisel ürün, standardize olmalı ve belirli kalite standartları taşımalıdır. Standardizasyon, Fitoterapinin temel koşuludur.
Bitkilerle tedavi, sanırım hepimizin çok da vazgeçemediği bir yöntem! Peki, bu sürecin bilimsel yollarla gerçekleşmesi, toplum sağlığı açısından ne derece önemli?
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları içinde, Fitoterapi, temel bir tedavi yöntemidir, birçok hastalığın tedavisinde de başarıyla uygulanmaktadır. Bu nedenle, hastalıkların tedavisinde kullanılacak bitkisel ürünler ilaç gibi değerlendirildiğinden, üretilirken, kalite kontrollerinin çok iyi yapılması gerekiyor. Ama asıl olarak da dozu, kullanım süresi, yan etkileri, kullanılmaması gereken durumların da çok iyi bilinmesi gerekiyor.
Birçok hastalığı, ilk aşamada bitkisel ilaçlarla tedavi etmek mümkün mü?
Birçok hastalığı ilk aşamada bitkisel ilaçlarla tedavi etmek mümkün. Hastalıkları iyileştirmek, şiddetini hafifletmek, hastalıklardan korunmak, tedaviye yardımcı olmak amacıyla kullanılan bilimsel araştırmalar ışığında kullanılan; güvenli, etkin ve kaliteli üretimi yapılan bitkisel ilaçlar, uygun dozda ve sürede kullanıldıklarında, etkili ve güvenlidirler, gerçekten de işe yaramaktadırlar.
Bitkisel ilaçlar; kullanan hasta ve öneren hekimlere göre gerçekten de işe yaramaktadır. Uygun dozda ve sürede kullanıldıklarında, etkili ve güvenlidirler, birçok kez de “mucize iyileşme” sağlamışlardır.
Tedavi, bilimi kullanarak yapılan bir sanattır. Bitkisel ilaçların genelde güvenli olmadıkları iddiası, bitkisel ilaçlar konusunda yeterince bilgi sahibi olmayan ve önyargılı yaklaşanların, halkı yanlış yönlendirmek için kullandıkları bir saptırmacadır. Artık doğal tedavileri ve bitkisel ilaçları, bilim ışığında kullanarak, bu ilaçların muazzam potansiyelini anlamak ve anlatmak zamanıdır. -Tamer Yazar-

Exit mobile version