Peki Ne Yapıyoruz?
İspanya’da 17 özerk bölgeden biri olan San Sebastian için ‘gastronominin yeni başkenti’ diyenler var ya da ‘gastronomik lezzetler adına listenizde olması gereken adreslerden biri’ diyenler de… Bugün hem bu şirin İspanyol kentini tanıyalım, hem ‘gastronomik’ kimliğinde Hatay adına bizlerin yapamadığı neleri yapmış, ona yakından bakalım! Ardından, yanlışlarımızı ve doğrularımızı tartalım!
2004 yılında kurulan UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı (UCCN), yaratıcılık için sürdürülebilir bir kentsel gelişmeyi stratejik bir faktör olarak tanımlayan şehirler arasında işbirliğini desteklemek amacıyla kuruldu. Dünya üzerinde çok sayıda şehrin yer aldığı ve Creative Cities Network olarak bilinen bu ağ; “El sanatları ve halk sanatı“, “dizayn“, “sinema“, “gastronomi“, “edebiyat“, “müzik” ve “görsel sanatlar” alanında gerçekleştiriliyor. Bugünkü başlığımız ‘gastronomi’ olsun ve Hatay’ın da içinde olduğu bu başlık altında hangi kentlerle rekabet ve işbirliği halindeyiz, onu görelim!
-HANGİ ŞEHİRLER?-
Güney ve Kuzey Amerika’nın Tescilli Gastronomi Şehirleri; Amerika Birleşik Devletlerinden San Antonio ve Tuscon, Meksika’dan Ensenada, Panama’dan Panama City, Brezilya’dan Belem, Paraty, Florianopolis, Bolivya’dan Cochabamba, Kolombiya’dan Popoyan ve Buenaventura.
Asya Tescilli Gastronomi Şehirleri; Japonya’dan Tsuruoka, Güney Kore’den Jeonju, Çin’den Macao, Shunde, Chengduİtal, Tayland’dan Phuket, İran’dan Rasht, Lübnan’dan Zahle.
Avrupa Tescilli Gastronomi Şehirleri ise İspanya’dan Burgos ve Denia, İtalya’dan Parma ve Alba,
-MICHELIN!-
2016 Avrupa Kültür Başkenti olan San Sebastian, henüz bir Gastronomi kenti değil, ama bir gastronomi kenti olan Hatay ile karşılaştırıldığında, dikkat çeken artıları mevcut. Buna dair bir yazısında oldukça çarpıcı tespitlerde bulunan İzmir Gazetesi’nden Evren Bilge’nin, “Avrupa’nın lezzet/gurme üssü diye boşuna dememişler. San Sebastian’da yediğimiz her lokma, tüm duyulara hitap edecek cinstendi. Kişi başına düşen Michelin Yıldızlı Restoran sayısının çokluğu ile dünyada benzeri olmayan bir şehir. Düşünsenize, etrafınız, lezzet kalitesini dünyaya kanıtlamış şeflerle dolu. Sırf bu lezzetleri tadabilmek için özel gurme turları düzenleniyor. Okyanusun sunduğu tüm lezzetlerle topraklarında yetişen yerel tatları birleştirip adeta sanat eseri gibi sunuyorlar” ifadesi de buna dair.
Gastronomi ünvanlı olmak önemli, ama o etiketin içini nasıl doldurduğunuz, çok daha önemli! Evren Bilge’nin, ‘Neden San Sebastian?’ sorusuna cevap verirken dile getirdikleri, tam da bu sorunun karşılığı…
“Michelin yıldızlı restoran sayısı epey fazla ama ben özellikle uzun zamandır gitmeyi beklediğim restoranı yazacağım. Açıldığının henüz 3. ayında bir Michelin yıldızını hemen alan ender restoranlardan olan Amelia. Ben yemek yapma meraklısı bir insanım ve yıllardır büyük bir hayranlıkla takip ettiğim Şef Paulo Airaudo ile sonunda tanışma fırsatı buldum. Şef Airaudo Arjantin’de doğmuş İtalyan bir ailenin çocuğu. 18 yaşına gelmeden Peru, Meksika ve Avrupa’nın farklı şehirlerinde çalışmış. San Sebastian’ın en ünlü restoranı olan ARZAK’da (3 Michelin yıldızlı) ve Londra yakınlarında bulunan The Fat Duck (3 Michelin yıldızlı) uzun yıllar şef olarak deneyim kazanmış. Sonrasında çok sevdiği San Sebastian’da Amelia’yı açmış. Burası için şöyle
-SORALIM MI?-
O zaman şunları sormak gerekiyor… 2017’de Gastronomi ünvanı alan Hatay, o günden bugüne geçen sürede kaç uluslararası festivale ev sahipliği yaptı? Düzenlediği festivallerle nasıl bir Gastronomik rüzgar estirdi? Katıldığı festivallerden nasıl bir geri dönüş aldı? 2010 yılından bugüne kutlanmaya devam eden Alaçatı Ot Festivali gibi, kendi bitkisel zenginliğinin mutfak kültüründe kaç etkinlik hayata geçirdi? Avrupa ya da Amerika’da, medya organlarında, Hatay’ın gastronomik kimliği ne derece haber oldu? Sayfalarda kaç kez yer aldı? Asıl olarak da şu… Gastronomi ile anılan kentlerde gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası hemen her festival ve fuar, aynı zamanda o kentin mutfağının tanıtıldığı ve tadıldığı bir ortam da yaratmaktadır. Peki, Hatay, Gastronomi Kenti ünvanıyla şu ana kadar kaç ulusal ve uluslararası festival ve fuara imza attı?
Buna dair örneğimiz Gaziantep olsun mu? Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin paylaştığı bilgiye göre; Kent gastronomisinde önemli bir yere sahip Antep Fıstığı ile ilgili bir festival, Nizip ilçesinde düzenlenmeye devam ediliyor. Ayrıca Eylül aylarında, Gaziantep Gastronomi kültürünün çok değerli unsurları, Üzüm ve Antep Biberi üzerine 2 günlük festival yapılıyor. Gaziantep’in ünlü ürünü Nar Ekşisi ile hazırlanan yemek ve salataların tanıtıldığı, yaşatıldığı bir diğer festival de düzenli olarak yapılan bir diğer etkinlik. Tabi unutmadan… Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin işbirliğinde kurulan Doğal Yaşam Pazarı da bu çalışmalardan bir
Finalimiz tek soru ve sorguda olsun… Gaziantep’in bu liste kalabalığında, bizim hazırlık listemizde neler var?
-SİTEMİZ VAR-
Soru noktasında cevap, Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan http://hataygastronomi.com adresi. Oldukça detaylı ve İngilizce içeriği ile dikkat çeken site, gastronomi meraklıları için renkli bir görsel içeriğe de sahip. Bu anlamda, yıl içinde gerçekleştirilen etkinlik listesi de web sitesi içinde sunulan hizmetlerden biri. Ancak ‘gastronomi rotası veya gastronomi haritası’ beklentisinde olanlar için, web sitesi, henüz her hangi bir yönlendirme yapmıyor.
Web Sitesi itibariyle dikkat çeken bir diğer detay ise, etkinlik listesinde yer alan Hatay Künefe Festivali için “Hatay Kunafah Festival” (July 21-23) şeklinde bir ifadenin yer almış olması. “Kanafeh” kelimesi ‘google’ edildiğinde, Mısır’dan Yemen’e geleneksel bir Ortadoğu tatlı kültürü olarak karşınıza çıkıyor. Ancak “Künefe” dendiğinde, Türkiye kaynaklı ifadeler listeleniyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin neden ‘Arapça’ kökenli bir kelime olan Kunafah’ ifadesini tercih ettiği ise bilinmiyor.
-NEDEN ÖNEMLİ?-
Gastronomi ünvanlı bir kent olmak önemli, ama… Bu ünvanı nasıl bir stratejik derinlikte yönettiğiniz çok daha önemli! Neden mi? Zira dünyanın her yerindeki gezginler, tatillerinde şık akşam yemeklerinden vazgeçip, otantik yemekleri deneyimlemek istiyor. Birçok insan, yediklerinin kalitesini ve nereden geldiğini artık çok daha fazla önemsiyor. Bu ise mutfak deneyimlerine dayalı turların ve yemek yapma kurslarının popülerleşmesini sağlıyor. Amaç sadece yeni lezzetler keşfetmek değil, aynı zamanda yerel toplumun bir parçası da olabilmek. Asya ve Orta Doğu’da yerel pazarları rehber eşliğinde gezmek, gittikçe daha fazla ilgi çekiyor. 2018 yılında yemek kursları, şarap tadımları ve yerel pazar ziyaretleri gibi etkinlikler sunan Gerçek Yemek Macerası turlarına yapılan rezervasyonlarda da hızlı bir yükseliş hakim. Belki de Hatay’ın bu turlar içindeki yerini de konuşmak gerekiyor! Özellikle de yemek turları ve aşçılık
-ETKİNLİK ŞART!
Yakından bakıldığında… Dünyada yemek odaklı en çok turist çeken etkinliklerin pek çoğu ABD’de gerçekleşiyor. Örneğin, 1948’den bu yana düzenlenen ve 3 gün süren Maine İstakoz Festivali’ni binlerce kişi ziyaret ediyor, ki yerlisi olmayan ziyaretçilerden gelen ekonomik katkı Milyon Dolarlarla açıklanıyor. Yine San Francisco’da düzenlenen Street Food Festival (Sokak Yemekleri Festivali), sokakta düzenlenen ve binlerce kişiyi ağırlayan bir etkinlik. İngiltere’deki Isle of Wight’ta düzenlenen ve 2 gün süren Sarımsak Festivali ise sarımsaklı her tür yemeği kapsayan bir etkinlik. Avustralya’da düzenlenen Melbourne Yemek ve Şarap Festivali, İtalya Alba’da düzenlenen Mantar Festivali, Fransa’da düzenlenen onlarca yemek ve şarap festivalleri de yemek turizminin en önemli çekim merkezleri olarak öne çıkıyor.
O zaman şunu demek gerekiyor ki… Gastronomi’den kazanmak istiyorsak, ‘etkinlik’ şart! Ama bu etkinlikleri ‘uluslararası’ bir kimlikle yapmak da! -Tamer Yazar-