Gaziler Günü’ne coşkulu kutlama …

Bakır, vatan uğruna dün olduğu gibi bugün de, yarın da, seve seve canlarını feda edeceklerine vurgu yaptı … Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e Gazilik unvanı ve Mareşallık rütbesinin verilmesinin yıldönümü olan 19 Eylül, Gaziler günü olarak tüm yurtta olduğu gibi ilimizde de coşkulu etkinliklerle kutlandı. Antakya’da program dahilinde, Gaziler ellerinde bayraklarla, Kışlasaray […]

Bakır, vatan uğruna dün olduğu gibi bugün de, yarın da, seve seve canlarını feda edeceklerine vurgu yaptı …

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e Gazilik unvanı ve Mareşallık rütbesinin verilmesinin yıldönümü olan 19 Eylül, Gaziler günü olarak tüm yurtta olduğu gibi ilimizde de coşkulu etkinliklerle kutlandı.
Antakya’da program dahilinde, Gaziler ellerinde bayraklarla, Kışlasaray Mahallesi Anadolu Restoran önünden Bando Takımı ve kortej eşliğinde Atatürk anıtına kadar yürüyüş geçekleştirdi, ardından dernek binasında konuklara etli pilav ve ayran ikramında bulunuldu. Erol Bilecik Kongre Salonunda “Bir Tayyareci Hür Kuş” adlı tek kişilik gösteri ve Fransız işgali sırasında Hataylılara yapılan zulüm sunumla aktarılırken, künefeciler meydanında vatandaşlara hoşaf ikramlarında bulunuldu.
Cumhuriyet alanında düzenlenen, 8. Komando Tugay Komutanı Piyade Komado Albay Orhan Akkurt, Vali Vekil aydı Tetikoğlu, Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Adnan Özkaya, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Hatay Şube Başkanı M.Ramiz Bakır, protokol üyeleri, Gaziler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaşın katıldığı törende, Atatürk’ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulunuldu, çelenkler sunuldu.

Bugün Gazilerin Onur Günüdür …

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Hatay Şube Başkanı M.Ramiz Bakır, törende yaptığı konuşmada, bu anlamlı günün kıvancını ulus olma bilinciyle yaşamak üzere bir araya gelenleri selamladı ve “Bizlere bu coğrafyayı vatan olarak armağan eden bağımsız ve hür yaşamamızı sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş gazilerimizi rahmetle şükranla anıyor, aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsun” dedi.
Vatan uğruna dün olduğu gibi bugün de, yarın da, seve seve canlarını feda edeceklerine konuşmasında vurgu yapan Bakır, şunları dile getirdi: “Ulus olma yolunda ayrı bir mana ve ayrı bir önem içeren ve tarihin altın sayfalarında yeri aşikâr olan bugün, her karışı şehit kanıyla yoğrulmuş olan gaziler diyarı güzel Anadolu’muzu işgale kalkışan namert düşmana hak ettiği dersin verilmesi ve unutulmaz darbenin vurulması için ulusal inançla görevlendirilen Büyük Komutan, Eşsiz Devlet Adamı ve Deha Timsali olan Mustafa Kemal Atatürk’e TBMM tarafından 19 Eylül 1921 Gün ve 153 Sayılı Kanunla ‘Gazilik’ unvanı ve ‘Mareşallik’ rütbesinin verildiği müstesna gündür.
Bugün, küresel güçlerin; ekonomik, siyasi ve kültürel egemenliklerini, sinsice oyunlarla kahraman Türk milletine dayatamayacaklarını, bu dayatmayı hiçbir koşulda kabul etmeyeceğimizi, Mustafa Kemal duruşuyla göstereceğimiz kararlılık günüdür. Ve bugün ‘bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır’ diyerek hürriyet, istiklal ve vatan uğruna canlarını vermekten geri durmayan kahraman gazilerin, dünyaya sergiledikleri örnek davranışın onur günüdür. Bugün barutla kanın, kanla canın, yurt sevgisi inancının imana dönüşerek; canımızın vatana, namusa, bağımsızlığa, bayrağa, huşu içinde okunan ezanlara ve kılınan namazlara dönüştüğü, destanlaştığı gündür. ‘Şehit vurulunca değil; unutulunca ölür’ inancıyla bütünleşmiş olan saygı değer şehit yakınları ve kahraman Gazi arkadaşlarım! Benim sizlerin adına haykırdığım bu çığlığı en anlamlı şekilde elbette sizler anlarsınız.”

Bizans oyunlarını tekrarlamaya çalışmayın …

Bu cennet vatanın ve milletimiz uğrunda şehit ve gazi olmanın ne denli bir onurluluk olduğunun bilincinde olduklarını belirten Bakır, şunlara değindi:
“Bizleri asıl yaşama bağlayan: ‘Şehit nurlanmış, gazi onurlanmış askerdir’ özdeyişinin ete kemiğe bürünmesi; yaşamımıza, duygularımıza dokunur duruma getirilmesidir.
Büyük bir coşku ve inançla birlikte olduğumuz şu anda; dünyaya mesajlar sunmak, bir kere daha hatırlatmalar da bulunmak istiyorum: Çıkarlarını savaşta, kıyımda, zulümde ve acıda ararken; kendilerini çağdaşlıkla tanımlayan, çifte standart alışkanlığı olan ülkelere diyoruz ki; sakın ola ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ ilke ve felsefesini yanlış anlayarak, her zerresi şehit kanıyla sulanmış Türkiye’mizin üzerinde karanlık hesaplara girmeye kalkmayın! Sakın ola, ’zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir’ diyen yüce Atatürk’ün bu evrensel barış çağrısını yanlış yorumlamayın. Ülkemiz ve ulusumuz söz konusu olduğu zaman; savaşmaktan geri adım atacağımız, ödünler vereceğimiz gibi anlamlar çıkarmayın! Sakın ola, Bizans oyunlarını tekrarlamaya çalışmayın! Yüce Türk Milleti’nin, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve İnkılaplarına sıkı sıkıya bağlı olduğunu unutmayın.
Vatan uğruna dün olduğu gibi bugün de, yarın da, seve seve canımızı feda edeceğimizi; yüce Türk Milleti’nin kalan en son ocakta bile yeniden bir güneş gibi doğacağını sakın aklınızdan çıkarmayın! Terörden medet umarak milletimizi, devletimizi dost görünüp arkadan hançerleyerek sakın dostluktan söz etmeye kalkmayın! Kan ve gözyaşına çevirdiğiniz, yakıp yıktığınız yaşadığımız coğrafyanın diğer ülkeleri gibi; bizim ülkemizi de “İnsan hakları, daha çok barış ve demokrasi” maskesiyle karıştırmayınız. Kesinlikle altında kalırsınız. Bu gülünç ve inandırıcılıktan uzak Bizans Oyunlarınızı, tarihin derinliklerinden günümüze kadar asla vatansız ve hürriyetsiz yaşamamış olan yüce Türk Milleti’nin fark etmediğini veya fark edemeyeceğini sakın ha düşünmeyin!”
Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version