Sevgili Okurlar,
Ulusça bir bayramı daha kutladık.
Eskiden, insanlara, bayramın 3-4 gün gibi sayılı günleri az gelirdi. Bayramdan sonraki günlerde de bayramlaşmalar devam ederdi. Hatta bayram günlerinde gelememişlerin tatlıları bile ayrılırdı. “Kadınların bayramı 40 gün sürer” derdi eskiler.
Ya şimdi? Aylar öncesinden tatil yerlerinde rezervasyonlar yapılıyor, bayramlarda şehirler adeta boşalıyor.
Bayramlaşmaları da sosyal medya üzerinden yapar duruma geldik.
Adet yerini bulsun diye yine “bayramınız nasıl geçti?” diye sormayı ihmal etmiyoruz. Gördüğüm kadarıyla siyasi konuşmalarla geçti. İnsanlar, ekonomi krizi konuştu, Kaz Dağları’nı konuştu, Çocuklarının okulunu konuştu.
Eski Antakya’da dolaştım birkaç kez. Çok sayıda konuğumu Hatay Gastronomi Evi’nde ağırladım. Affan Kahvesi’ni, Kurşunlu Han’ı tanıtım. Ne kalabalık vardı buralarda. Gezmeye gelmişler. Gezmeye gelenlerin çoğu kent dışından gelmiş; Antakya’yı merak edip gelenler ya da Antakya’dan uzaktaki Antakyalılar. Gurbetçilerimiz de akın etmeye başladı.
Bayramın üçüncü günü, Harbiye Lisesi mezunlarının kahvaltısına katıldım. Değerli Üroloji Uzmanı Dr. Soner Öztürk öncülüğünde bir grup eski mezun, organize etmiş. Bu yıl ikincisi oluyor. Geçen yıl Defne Belediyesi öncülüğünde bir araya gelinmişti.
Öncelikle bu güzel organizasyona emek verenleri yürekten kutluyorum. Bu tür toplantıları hep önemserim.
Harbiye lisesi her bakımdan bölgemizin en başarılı eğitim kurumlarından biri olmuştur. Hangi önemli kuruma giderseniz mutlaka bu liseden bir mezunla karşılaşırsınız.
Yıllar sonra yüzlerce öğrencimle aynı havayı solumak..
Öğrencilerimi hep kendi çocuğum gibi yaklaşmaya çalıştım. Meslek hayatımın her safhasında ilkel duygulardan sıyrıldım. Öğrencilerimi hep el üstünde tutmaya çalıştım. Dikkat ettim, çocukların o duru sevgileri, saygıları hiç bulanmamış. Onları benden olgun görünce, öğretmenlik sevinci ağır basıyor.
Bayramın son günü, kentimizin güzide mesire yerlerinden Karlısu Göleti’ne gittim torunlarımla birlikte. Başkan Savaş, “Burası 7’den 70’e herkesin huzurla faydalanabileceği, vaktini rahatlıkla geçirebileceği bir tesis oldu. Çocuklarım inşa edilen havuzda yüzebilecek. Bizler sokakta oynayarak büyüdük, çocuklarımız da bizim gibi büyüsün istiyoruz. Çocuklarımızın doğayla ilgili olduğu bir tesis kazandırmak istedik” ifadelerini kullanmıştı açılışında.
Gerçekten Hatay’da benzeri bulunmayan bir tesis. Gezerek hoş vakit geçirmenin yanı sıra macera ve eğlenceyi de doyasıya yaşanabilecek özgün bir mekan.
Antakya, uygarlıkların beşiği… Doğunun Kraliçesi… Toplumsal barışın ve hoşgörünün başkenti Antakya….
İnsanların barış kültürü içinde, sevgi ve dostluk ortamında bir arada yaşadığı bir yerdir Antakya.
İyi bayramlara!