Bugün 1 Haziran. 24 Haziran’da yapılacak olan seçimler için geri sayım başladı. 1,2,3,4,5… Derken bir de bakmışız seçim günü gelip çatmış.
Seçim tarihi yaklaştıkça hem sertleşmeler artıyor, hem de seçim sonuçları ile ilgili tahminler giderek yoğunlaşıyor.
Gerek kamuoyu yoklamaları ile ilgili anket sonuçları, gerek seçimin nabzını en iyi bir şekilde tutabilenlerin yaptığı açıklamalar ve gerekse seçmenlerin sergiledikleri tutum ve davranışlar, 24 Haziran’da bir iktidar değişikliğinin olacağının sinyallerini veriyor.
Eğer önemli bir gelişme olmaz, tüm anketleri ve seçmenin nabzını en doğru bir şekilde koklayanların kanaatlerini alt üst edecek bir boyutta bir olay meydana gelmez ise, 24 Haziran baskın seçimine karar verenler için olumlu bir tablonun ortaya çıkmayacağı neredeyse büyük bir olasılık olarak görülmektedir.
Ekonomideki çöküntü giderek boyutunu arttırmaktadır.
Bilindiği gibi ekonomik sorunların çözülmesi ve krizin atlatılması için çok dikkatli davranmak gerekir.
Ekonominin düzelebilmesi, krizin atlatılabilmesi için sıcak paranın ülkeye girmesi yada ülkede var olan paranın ülkeden çıkmaması şarttır.
Para ise bir kuşa benzer. Eğer onu ürkütürseniz konduğu daldan kaçıp gider ve bir daha kolay kolay aynı dala gelip konmaz.
Ekonomiden anlamayanların yada değişik hesaplar peşinde koşanların yanlışları sonucu Türkiye, bugün tarihinde az görülen bir ekonomik dönemeç içine girmiştir.
Bu dönemeçten en az zararla çıkılabilmesi için vakit geçirilmeden hazırlanacak olan acı reçetenin sunulması ve bu reçetede yazılı olan ilaçları herkesin kullanmasının sağlanması gerekir.
Eğer çeşitli beklentilerle bu acı reçetenin yaşama geçirilmesi ötelenirse, ekonomik kriz daha da artacak, hastalığın tüm vücuda yayılma tehlikesi baş gösterecektir.
Böyle bir durumla karşılaşmamak için, her türlü kişisel beklentiyi, hırsı, koltuk tutkusunu bir yana bırakarak, ülke yararı için yapılması gereken bir an evvel yapılmalı ve ekonomideki bu krizin durdurularak tekrar iyileştirilmesi için birlik olunarak gereken çaba ve çalışma gösterilmelidir.
Görünen o ki, tehlikenin yeterince farkına varılmamıştır.
Yine görünen o ki, geçici önlemlerle durumu kurtarmak veya ortaya çıkacak zararı geçici bir süre için aza indirebilmek yolunda bazı kararlar alınmakta ve uygulamaya konulmaktadır.
Ancak konu tüm açıklığı ile masaya yatırılmaz, hastalığa gerekli doğru teşhis konmaz ise, uygulamaya konulan ve yamalı bohça görünümü arz eden tedbirlerle hastanın iyileşmesi mümkün olamaz.
Belki verilen ilaçlar hastayı geçici olarak hayatta tutabilir. Onun kısa bir süre için iyileştirme belirtileri göstermesine yarayabilir. Ancak hiçbir zaman hastalığın kesin olarak atlatılmasına, hastanın tamamen iyileşmesine neden olamaz.
İşte içinde bulunduğumuz ekonomik krizde de durum tıpkı hastada olduğu gibidir.
Doğru teşhis, doğru tedavi, sorunun çözülmesi, krizin atlatılması için gerekli ve zorunludur.
16 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın ülkeyi yeni bir krizin eşiğine getirmiş olması elbette ki seçim sonuçlarını etkileyecektir.
Görünen o ki 24 Haziran’da İktidar el değiştirecektir.
Ancak doğru teşhis ve doğru tedavi yoluna gidilirse, belki 24 Haziranda iktidar kaybedilebilir, ama ileriki zaman diliminde yapılacak olan seçimlerle yine iktidara gelinebilir.
Bu gerçeği görerek hareket edilmeli ve her şeyin üstünde ülke yararı gözetilmek suretiyle acı reçete seçim günü beklenmeden sunulmalı ve içirilmelidir.
Bu yapıldığı takdirde, bundan hem ülkemiz, hemde bu reçeteyi hazırlayanlar ileriki zaman dilimi içerisinde büyük yararlar görecektir. Aksi halde buna sebebiyet verenler oluşturacakları zararla birlikte tarih sayfalarına gömüleceklerdir…
nabiinal@hotmail.com