Taş Ocağı İşletmesi, Cumhurbaşkanlığı’nın “Hatay Dağ Ceylanı Koruma Alanı Kararı”nı mahkemeye verdi. Hatay Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Abdullah Öğünç, karara tepki gösterdi, girişimin türün geleceği için büyük bir tehdit olacağına vurgu yaptı.
Hatay ilinin konumu sayesinde memeli çeşitliliği açısından Türkiye için eşsiz bir zenginliğe sahip olduğunu söyleyen Öğünç, memeli faunasını bir taraftan Afrika’dan Türkiye’ye kadar yayılanlar, bir taraftan çöl kökenli türlerden özellikle Hassa ve Kırıkhan bölgesine gelenler, bir taraftan da Anadolu çaprazı dağ sırası boyunca Amanosların zirvelerine uzanan türlerin şekillendirdiğini bildirdi.
Bu kadar farklı yönlerden gelen türlerin hepsi birden Hatay’da yaşama alanı bulunca, ilin memeli faunasının Türkiye’deki bütün diğer illerden daha zengin bir çeşitlilik gösterdiğini ve son yıllarda yapılan çalışmalarla da hala yeni türler kaydedildiğini belirten Öğünç, örneğin Uzunkulaklı çölkirpisi (Hemiechinus auritus) ve Kayalık gerbilinin (Gerbillus dasyurus) 2016 ve 2017 yılında yapılan çalışmalarda keşfedildiğini bildirdi, böylece Hatay İlinin memeli türü sayısının 69’a ulaştığını ifade etti.
-Dağ Ceylanını Hatay’da koruyamazsak nesli tükenecek-
Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından nesli tehlikede olan bazı memeli türlerinin korunması amacıyla 2013 yılında Antalya’da Alageyik (Dama dama), Adana’da Saz kedisi (Felis chaus); 2014 yılında Şanlıurfa’da Çizgili Sırtlan (Hyaena hyaena), Muğla’da Akdeniz foku (Monachus monachus); 2015’te Iğdır’da Iğdır çölfaresi (Meriones dahli), Edirne’de Faremsi yediuyur (Myomimus roachi), Kilis’te Kayalık gerbili (Gerbillus dasyurus); 2016’da Rize’de Sakallı yarasa (Myotis brandtii) ve 2017’de Hatay’da Dağ ceylanı (Gazella gazella) türleri için Tür Koruma Eylem Planlarının yaptırıldığını hatırlatan Öğünç, açıklamasında şunlara yer verdi: “Bu dokuz türün 5 tanesinin (Saz kedisi, Çizgili sırtlan, Akdeniz foku, Kayalık gerbili ve Dağ ceylanı) Hatay ilinden kaydı vardır. Bu türlerin içinde Dağ ceylanı Türkiye’de sadece Hatay Bölgesinde yayılış göstermektedir. Türkiye’de bu Dokuz türden 5 tanesini birlikte barındıran başka bir il bulunmamaktadır. Dağ ceylanını Hatay’da koruyamazsak Türkiye’de nesli tükenecek demektir. Bu türün dünyada birey sayısı artan tek populasyonu Türkiye’de bulunmaktadır. Bu bakımdan Türkiye populasyonunun koruması türün dünya yayılışı için de çok önemlidir.
Türün bu önemine binaen Hatay Tabiatını Koruma Derneği olarak yıllardır türü ve yaşam alanlarını koruma çalışmalarımız Bakanlık ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile koordineli bir şekilde sürmektedir. Alanın güneyinde yapılması planlanan bir Çimento Fabrikasının almış olduğu ÇED olumlu kararı Derneğimiz girişimleri ile iptal edilmiştir. 2014 yılında Bakanlık tarafından alan içine Dağ ceylanı üretme istasyonu kurulmuştur. 2017 Yılında Dağ ceylanı için Tür Koruma Eylem Planı yapılmıştır. 25 Aralık 2019 tarih ve 30989 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile de Hatay’da Dağ Ceylanının yaşama alanı Yaban Hayatını Geliştirme Sahası olarak ilan edilmiştir.”
-Taş ocakları kapanmalı, alan korunmalı-
Bölgede Dağ ceylanını tehdit eden en önemli etkenlerin türün yaşama alanında tarım alanı açma, madenler, taş ocakları ve çimento fabrikası kurma girişimleri ve alan içindeki başıboş köpekler olduğuna dikkat çeken Öğünç, açıklamasının sonunda şunlara değindi:
“Cumhurbaşkanlığı Kararı ile alanın Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilan edilmesi türün korunması için çok önemli bir adım olmasına rağmen Dağ ceylanı yaşama alanının güney ucundaki Başpınar ve Akpınar Köyleri arasında kalan bölgede faaliyet gösteren Taş ocağının Cumhurbaşkanlığı kararını mahkemeye verdiğini ve kararın iptalini, koruma alanının, taş ocağı alanı dışarıda bırakılarak çıkarılmasını talep ettiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Bu girişim türün geleceği için çok büyük bir tehdittir. Alanda geçen yıl yapılan çalışmalarda taş ocağının neden olduğu patlamalar sebebiyle 2 dağ ceylanının ölmüş olduğu tespit edilmişti. Türün geleceği için YHGS’ındaki tüm taş olacakları vb tesislerin acilen kapatılması ve alanın titizlikle korunması Hataylılar olarak öncelikle bizim boynumuzun borcudur. Hatay Dağ ceylanını korumak ve torunlarımıza aktarmak zorundayız.”
-Mehmet ÖZGÜN-