Çevre Aktivisti Selda Asker, son süreçte artış gösteren hava kirliliğine dikkat çekti, tehlike çanlarının çaldığını söyledi, görünmez katilin işbaşında olduğunu vurguladı.
Kış geldi geliyor derken, havaların nihayetinde mevsim normalleri kadar olmasa da soğuduğunu söyleyen Çevre Aktivisti Selda Asker, her soğuk kış gibi bu senede müstakbel sinsi katilin ortaya çıktığını belirtti ve “Biz yine zehir soluyor, boğuluyor, ölüyoruz! Özellikle akşam saatlerinde hava kirliliği tehlikeli boyutlarda. Acil önlemler alınmazsa özellikle yaşlılar, çocuklar, kalp hastaları, astımlılar için tehlike çanları çalmaktadır.
Kirli hava soluyoruz …
İlimiz, Hava Kirliliği açısından; her yıl yapılan hava kirliliği ölçümlerinin değerlendirilmesi sonucunda belirlenen, kirlilik derecelendirilmesine göre kirli iller arasında yer almaktadır. Sanayi, ulaşım, ısınma derken kirli hava soluyoruz. Kentleşirken; iklim ve meteorolojik şartlar düşünülmeden plansız kentleşme, yeşil alanların kent içerisinde yer bulamaması, yoğun trafik ve endüstri gibi emisyon kaynaklarının yaşam alanları içerisinde kalması, şehirlerdeki hava kirliliğini geri dönülmez bir noktaya getirmektedir” dedi.
Önlemler alınmalı …
Hava kirliliğinin, tüm dünyada sağlığa yönelik önemli bir risk faktörü olduğunu söyleyen Çevre Aktivisti Selda Asker, şunları dile getirdi: “Hastalıklarla ilgili küresel düzeyde bir araştırma, hava kirliliğinin tüm dünyada sağlığa yönelik ilk 10 risk faktöründen biri olduğunu ortaya koymuştur. Dünya genelinde yaklaşık 7 milyon kişi hava kirliliği nedeniyle erken ölmektedir. Ayrıca, hava kirliliği kansere neden olan en önemli çevresel etkenlerden biri olarak sınıflandırılmıştır. Valilik, Büyükşehir Belediyesi, ilçe Belediyeler derhal önlem almalıdır. Hava kirliliğini minimum düzeye indirecek tedbirler tüm hava kirletici etmenler için alınmalıdır. Motorlu taşıtlarında hava kirliliğine etkisi fazladır.
Asbest tozlara dikkat …
Temiz ulaşım planlaması yapılmalı, toplu taşıma, raylı taşım v.b. gibi çevreye en az zarar veren ulaşım türleri desteklenmeli ve geliştirilmelidir. Emisyon envanter çalışması acilen yapılmalıdır. Aynı zamanda binasal dönüşümlerde yıkım esnasında çıkan toz içerisindeki katil toz olarak bilinen asbest! binaların boyasından çatısına, parkelerinden izolasyonuna kadar birçok bölgesinde bulunan asbest mineralinin yıkım esnasında toz halinde açığa çıkarak solunum yoluyla insan vücuduna girer. Parçalandıktan sonra havada asılı kalan asbest tozları rüzgarla her yere yayılır. Havayı da kirletir, su kaynağını da, insan sağlığını da…
Görünmez katile dur denmeli …
Gelinen bu noktada artık bir yaşam savaşı veriyoruz. Yaşamak içinde temiz havaya, suya, toprağa ve gıdaya ihtiyacımız var. İnsanlığın temel ve yasal ihtiyacı olan havamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıkmak en tepeden en aşağıya kadar hepimizin görevidir. Zaman yok, zehir soluyoruz, yavaş yavaş ölüyoruz ve hemen şimdi görünmez katile hep beraber DUR demezsek bizden sonraki neslin vebali üzerimizde olacak.”
Mehmet ÖZGÜN