Güle Güle ve Hoş geldin Demek İstiyoruz…

Pazar’ı Pazartesiye bağlayan gece, saatler 24’ü gösterdiğinde 2017 yılı yerini 2018’e bırakarak tarih sayfaları arasındaki yerini aldı. Geçtiğimiz yıl, nasıl bir 365 gün bize yaşattı diye bir sorgulama yapmaya kalkışırsak, hiçte olumlu ve iç açıcı bir sonuca varamayacağımız kesindir. 2017 yılı siyasal ve ekonomik olumsuzluklar, mutsuzluklar, geçim kaygıları, kan ve gözyaşı dolu günleri bize yaşatmak […]

Pazar’ı Pazartesiye bağlayan gece, saatler 24’ü gösterdiğinde 2017 yılı yerini 2018’e bırakarak tarih sayfaları arasındaki yerini aldı.

Geçtiğimiz yıl, nasıl bir 365 gün bize yaşattı diye bir sorgulama yapmaya kalkışırsak, hiçte olumlu ve iç açıcı bir sonuca varamayacağımız kesindir.

2017 yılı siyasal ve ekonomik olumsuzluklar, mutsuzluklar, geçim kaygıları, kan ve gözyaşı dolu günleri bize yaşatmak suretiyle yerini yeni yıla bıraktı.

Geçtiğimiz yıl yaşanan kötü günleri sıralamaya kalkışırsak buna sayfaların yetmeyeceği aşikârdır. Bu nedenle olumsuzlukları teker teker sıralamak yerine ,özetle geçtiğimiz yıl bize hiçte hoş olmayan, iç açıcı nitelikte günler ve olaylar yaşatmadı, ülkenin üzerindeki karanlık bulutlar biraz daha koyulaşmak suretiyle etkisini sürdürmeye devam etti demekle yetinmek daha doğru olsa gerek.

Ancak bu arada ülkemizin üzerinde var olan karanlık bulutların biraz olsun dağılabilmesine, ufukta aydınlık günlerin gelebileceği izlenimi verebilmesine neden olabilecek bir uyanışa da sahne olduğunu işaret etmekten geri kalmak, 2017 yılına haksızlık olarak tanımlanabilir.

Bu uyanış 16 Nisan referandumu ile yapılan mini anayasa değişikliği paketinin oylanması ile ilgilidir.

Yaşanan tüm olumsuzlukların, dünyanın demokrasi ile yönetilen ülkelerinde herhangi birinin bile gerçekleşmesi halinde, siyasi iktidarın tepe taklak gitmesine neden olacak boyuttaki olaylara rağmen ülkemizde hiçbir şey olmamış gibi davranılması ve siyasi iktidara hiçbir şey olmaması, demokrasi adına kaygı verici olarak karşılanmakta idi. Ancak 16 Nisan referandum sonuçları, bu kaygının yavaş yavaş gitmeye, ülkenin üzerindeki olumsuzluk ve umutsuzluk bulutlarının aynı şekilde yavaş yavaş açılmaya başladığının işaretleri olarak kendini göstermiştir. Bu nedenledir ki referandumun sonuçları, bir uyanışın ilk işaretleri olarak görülmüş ve umutla karşılanmıştır.

İşte bize göre 2017 yılının en dikkat çeken gelişmesi, 16 Nisan’da yapılan halk oylamasındaki sonuçlardır. Bu sonuçlar, seçmenin yavaş yavaş olan bitenin farkına vardığının, parlamenter sistemin gerekliliğine olan inancını göstermeye başladığının, tek adam yönetimine karşı olduğunun, hukukun üstünlüğü, sosyal hukuk devleti ve eksiksiz demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile birlikte ülkemizde etkisini sürdürmesinin zorunluluğunun bilincine varıldığının bir göstergesi olmuştur.

Bugün 2018 yılının ikinci gününü idrak ediyoruz. Yeni yılın ülkemize ve dünyaya huzur, mutluluk ve barış getirmesini, ekonomik krizin ve geçim kaygılarının son bulmasını, her yıl olduğu gibi bu yılda bir kez daha dilemek ve yinelemek suretiyle geleceğe umutla bakmak istiyoruz.

Temennimiz yeni yılda, bu beklentilerimizin gerçekleşmesi ve bize neredeyse kan kusturan 2017 yılını arar hale getirmemesidir.

2018 yılında bizi önemli günlerin, olayların ve gelişmelerin beklediği bilinen bir gerçektir.

Beklentimiz yeni yılda, geçtiğimiz yıl başlayan uyanışın daha da belirgin bir hale gelmesi, gerçeklerin görülmesi, ülkenin üzerindeki mutsuzluk ve olumsuzluk bulutlarının dağılarak aydınlık günlere kavuşmamızın sağlanmasıdır.

Diliyoruz ki; yeni yıl bu beklentilerimizin gerçekleşebilmesi için kendine düşeni yapar ve 2017 yılını aratmaz.

Bu beklentiler ışığında 2017 yılına güle güle,yeni yıla da hoş geldin demek istiyor ve herkesin yeni yılını kutluyoruz….
nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version