İnsanın her soluğu, kendiyle başlayıp kendine dönüyordu sanki…
Anılar, benlik ve geleceğe bırakılan hece gibi…
Öyle ya da böyle, bu çağ, birçoğumuzun ayağına dolandı
Adımlarımıza
Sözcüklerimize
Korunaklarımıza…
Şairin dediği gibi, “İtip beni, balıma dadanan bu çağı sevmedim…” *
Sözcükleriyle avunan bir ses, uçup gelse, usulca benliğimizi sarsa
Yalnızlığımızı kurcalasa,
Her kelimeye bir karşılık bulsa örneğin…
Çığlığı gecikmiş bir gezegene ulaşsa
Canlıya, doğaya ve yalnızlığa…
Gülten Akın, her adımında yalnızlığa seslendi…
Bir sığınağa…
Bir haykırışa…
“Anı ne bellek ne
Bu şehirden bu parktan uzakta
Neresi olursa olsun…” *
İnsanın her soluğu kendiyle başlayıp kendine dönüyordu sanki…
Anılar, benlik ve geleceğe bırakılan hece gibi…
Hiç yaşanmamış veya hiç yaşanmayacak olan kesit
Hiç yazılmamış veya hiç yazılmayacak…
Gülten Akın’ın şiirinde kadınlar önemli bir yer tutar.
Kadının içine düştüğü çıkmazlar, kadına yönelik baskılar
Görünen ve görünmeyen engellenmişlikler hemen her hecede kendine yer bulur…
“Bazı adamlar aşkı
İtip odalara karartır
Bazı kadınlar için aşk
Şöyle bir rüyasız sere serpe
Şöyle bir korkmadan uyumadır…” *
Neyin içi, neyin dışıysa artık, korkmak en yalnızımıza sinmiştir…
Odalarımıza, bakışlarımıza
Adına yaşam denen ritim, bir tüketim karmaşası olmuştur…
İnsanı kendiyle yarıştıran, kırık kanatlarını biriktiren bir gelecek…
Gülten Akın 23 Ocak 1933 tarihinde Yozgat’ta doğdu.
Yozgat’ın Sorgun ilçesinde ilköğrenimini tamamladı.
1940’lı yıllarda memleketi Yozgat’tan Ankara’ya göç etti
1955’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.
4 Kasım 2015’te tedavi görmekte olduğu hastanede hayatını kaybetti.
“Şimdi hiçbir şey değiliz doğru mu
Bizim için kimse kimsenin bir şeyi değil…” *
Kim bilir, belki bu adına yaşam denen ritim, sıradan adımların telaşında gizlidir…
Acılarında, özlemlerinde
Kuşkularında gizlidir…
Çünkü bir seyir telaşı bu
En büyük yalnızlığın, yığınlara sırnaşma olduğunu fısıldayan telaş…
Kaynakça: * Kestim Kara Saçlarımı, Gülten Akın, Yapı Kredi Yayınları
Murad DEMİRKOL