Gündem: Kadına Şiddet

Savcılık Devrede Adalet Bakanlığı, ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un Uygulanması’na dair bir Genelge yayımlayarak, Cumhuriyet Başsavcılıkları bünyesinde, ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu’ kurdu. Hatay, kadına yönelik şiddetin ülke haritasında sık sık gündeme taşınan kentlerden biri. Bu konuda atılması gereken çok adım olduğunun altını çizenlerin son örneğinde ise, bir boşanma […]

Savcılık Devrede

Adalet Bakanlığı, ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un Uygulanması’na dair bir Genelge yayımlayarak, Cumhuriyet Başsavcılıkları bünyesinde, ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu’ kurdu.

Hatay, kadına yönelik şiddetin ülke haritasında sık sık gündeme taşınan kentlerden biri. Bu konuda atılması gereken çok adım olduğunun altını çizenlerin son örneğinde ise, bir boşanma hikayesi var…
E.U. isimli genç bir kadın, kendisini öldürmekle tehdit eden, sürekli şantajda bulunan H.İ.G. isimli bir erkek hakkında şikâyette bulunup koruma kararı çıkartıyor. H., bu kararı ihlâl ediyor, genç kadının işyerine giderek tehdit ve şantajlarını sürdürüyor. Genç kadın, bunun üzerine karakola gidip bir şikâyette daha bulunuyor.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre, erkeğin, koruma kararını ihlâl ettiği için zorlama hapis cezası alması gerekiyor. Fakat böyle olmuyor. Şikâyeti üzerine kadını arayan uzlaştırmacı, “Savcı çok meşgul, böyle şikâyetlerde zaten daha önce de bulunmuşsunuz, uzlaşmak ister misiniz?” diye soruyor.
Genç kadın, o dönem uzlaşmanın ne demek olduğunu bilmediğini, uzlaştırmacının da bunu ona anlatmadığını söylüyor. Uzlaşmayı kabul ediyor. Tehdit ve saldırılara devam eden erkeğe ise caydırıcı bir ceza verilmiyor. Uzun süre öldürüleceğim korkusuyla evden çıkmaya korkan kadın, erkeğin başka bir davadan hapse girmesi üzerine artık bir nebze rahatlıyor.
Bu genç kadın, kendisini öldürmekle tehdit eden erkekle uzlaştırılmak istenen kadınlardan sadece biri. Türkiye’de; tehdit, şantaj hatta fiziksel saldırı suçları, uzlaştırma kapsamında yer alıyor. Yani bu suçlar, hafif suç sayılıyor. Tehditler aylarca sürse bile, savcılıklar dosyayı ilk önce uzlaştırma bürolarına sevk edebiliyor. Bu nedenle, Hatay dahil tüm illerde Adalet Bakanlığı tarafından devreye alınan son uygulama, fazlasıyla önemseniyor.
Bilindiği gibi Adalet Bakanlığı, ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un Uygulanması’na dair bir Genelge yayımlayarak, Cumhuriyet Başsavcılıkları bünyesinde, ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu’ kurma kararı aldı.
Yayımlanan Genelge’deki maddeler şöyle:
-Cumhuriyet başsavcılıkları bünyesinde, “Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu” kurulması ve bu bürolarda çalışan Cumhuriyet Savcılarının uzmanlaşmalarının sağlanarak, zorunlu durumlar dışında farklı işlerde görevlendirilmemesi ve sık iş bölümü değişikliği yapılmaması…
-Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılan şikayet başvurularında, gerekli soruşturma işlemlerinin ikmali için müracaat evrakının doğrudan kolluğa havalesinden kaçınılması, müracaat sahibinin, Cumhuriyet Savcısı tarafından ayrıntılı şekilde ifadesi alınarak şikayet ve delillerinin açıklattırılması ve buna göre ikmali istenilen hususlar açıkça bildirilerek, kolluk birimlerinin talimatlandırılması…
-Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca verilen yetkilerin maddi gerçeğe ulaşmak için etkili şekilde kullanılması, soruşturma konusunu aydınlatmaya yarayacak her türlü bilgi, belge ve delilin zamanında, eksiksiz ve ayrıntılı şekilde toplanması…
-Eylemle orantılı ceza muhakemesi koruma tedbirlerine başvuru hususunun değerlendirilmesi; mağdurun daha önce başka şikayetinin bulunup bulunmadığının mutlaka kontrol edilmesi, süregelen şiddet vakalarının tespiti halinde, şüpheli hakkında zincirleme eylemlerle orantılı koruma tedbirlerine başvuru hususunun da göz önünde bulundurulması…
-Kural olarak, gizli olan soruşturma evresiyle ilgili ifade, tutanak, belge, ses ve video kaydı gibi delillerin internet ve sosyal medya gibi platformlarda paylaşılmasının önüne geçilmesi, kanuni zorunluluk nedeniyle gizli tutulan bilgilerin üçüncü kişilere verilmesinin, Türk Ceza Kanunu’nun 285 inci maddesi uyarınca ‘gizliliğin ihlali’ suçundan sorumluluk doğuracağının bilinmesi…
-Özel hayatın gizliliği, mahremiyet hakkı, lekelenmeme hakkı, kişisel verilerin korunması gibi temel hakların korunmasına önemle riayet edilmesi…
-Mağdurun hayati tehlikesinin bulunması halinde, talebinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yaşama hakkının korunmasını sağlamak amacıyla 6284 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi uyarınca geçici koruma altına alma tedbiri hususunda karar verilmek üzere gereğinin takdiri için mülki amire bildirilmesi…
-Tamer Yazar-

Exit mobile version