Dövizin sert yükselişe devam etmesi ile bir gece bir açıklama yapıldı, Kur Korumalı Mevduat diye bir sistem getirildiği ifade edildi. O dönem konunun uzmanları şaştı kaldı. Bunun Özal döneminde de denendiği, Hazine’ye büyük bir yük getirildiği, derhal bu sisteminden vazgeçilmesi gerektiği ifade edildi.
O dönem dolar kuru 18 TL civarı idi. Sonrasında KKM açıklaması ile dolar bir anda 12 TL seviyesine geriledi. Sonrası ise dolar kuru tekrar hızla artmaya devam etti ve şuan 27 TL seviyesinde.
Basit bir mantık ile sormak lazım. Madem bunu yaptınız, yaptığınız iş neye yaradı. Dolar şuan 27 TL, daha ne kadar yükseleceği de belli değil.
Nas denildi, yetkiler istendi, sonuç hüsran. Çünkü siz iki kere iki dört etmiyor derseniz duvara toslamanız kaçınılmazdır.
Bir bakan, aylarca gözlerimizin içine bakarak bu millete doğru olmayan şeyleri bilerek söyledi. gözlerdeki ışıltıya indirgedi koca ekonomi bilimini. Bu kadar seviyesiz bir açıklamanın eşi benzeri az bulunur. Ülkede her şey dövize endeksli. Yine eski bir bakan “sen niye dolara bu kadar takıyorsun, maaşını dolarla mı alıyorsun” dedi. Akıl alır gibi değil.
KKM sisteminin Hazine’ye ne kadar faiz yüklediği hükümet tarafından açıklanmıyor. Fakat uzmanlar, 90 milyar TL’yi aşan bir yük getirdiğini ifade ediyor. KKM, para yatıran milyonerlere çok ciddi bir faiz ödemesi yapıyor.
Yurttaşların şunu sorgulaması lazım. Bu faiz kimlere ödeniyor? Milyonlarca TL parası olan üst düzey zenginlere. Peki bu faiz ödemesi kimin cebinden çıkıyor? Dar ve orta gelirlinin. Nasıl mı?
Siz kamu olarak hiçbir tasarruf tedbir almaz, tüm yükü dolaylı vergiler ile vatandaşa yüklerseniz bu faiz yükünü dar-orta gelirli vatandaşa yüklüyorsunuz demektir. Bir gecede akaryakıt zamlar, elektrik doğalgaz zamları, telefon vergilerini 6.000 TL’den 20.000 TL’ye çıkartıyor, koruma orduları ile son model Mercedes’lere binmeye devam ediyorsanız bu faturayı dar-orta gelirli vatandaşa çıkartıyorsunuz demektir.
Mehmet Şimşek yönetimindeki yeni ekip birtakım adımlar atmaya çalışıyor fakat hareket kabiliyetleri son derece sınırlı. Bir kere ülkede hukuk güvenliği yok, ifade özgürlüğü sorunlu. Her an istifa edebileceğine, zaman zaman anlaşmazlıklar yaşadıklarına dair söylentiler dolaşıyor. Mevcut yönetim zihniyeti ile Mehmet Şimşek ekibinden bir sihir bekleyip doğru yola çıkacağımızı öngöremiyorum.
–
Kira uyuşmazlıkları Türkiye’nin her bölgesinde tavan yapmış durumda. Bu sorunun da baş sorumlusu iktidardır. Siz yıllık %100’den fazla enflasyon olan bir ekonomide nasıl kira artış oranlarını %25’e sınırlarsınız. İşin doğal akışında bırakılsaydı, böyle bir homurdanma ve sorunlar yumağı oluşmayacaktı. Bir düzenleme, ev sahibi-kiracı arasındaki ilişkiyi yerle bir etti. İnsanlar birbirlerini öldürme noktasına geldi. Adliyeler kira uyuşmazlıkları ile dolup taştı, kiracı-ev sahibi kavgaları ile toplumsal huzursuzluk oluşmasına neden oldu.
Enflasyonu madem önlemek istiyorsunuz. Neden doğru ekonomi politikaları gütmediniz? Neden kamuda tasarruf tedbirleri almadınız. Neden hala yüzlerce koruma araçlar, son model Mercedesler uçaklar almaya devam ediyorsunuz.
Doğal akışa aykırı olarak ve mantık dışı yapılan her hamle, olumsuz sonuçlar doğurmaya muhtaçtır.
—
Koruma orduları ve son model araçlar konvoyu maalesef müthiş bir antipati yaratıyor. Hayatta her şeyin bir sınırı vardır. Bizde bu araç konvoyları ve koruma orduları bitmek bilmiyor. Tabii ki belli bir güvenlik ile bazı üst düzey yöneticilerin bürokratların gezmesi zorunludur. Fakat bakıyoruz, basit bir ilçe belediye başkanı dahi altında son model ithal araç, koruma orduları ile gezer olmuş durumda. Siz böyle geziyorsanız demek ki bu topluma, devletin güvenlik güçlerine güvenmiyorsunuz demektir.
Bunun haricinde bu araçların maliyeti, yakıt masrafları, koruma ordusunun yemek konaklama harcırah ödemeleri, müthiş bir israf. Ülkemizde önemle ele alınması gereken ve düzenleme yapılması gereken bir konudur. Bakın Avrupa’da böyle bir gelenek göremezsiniz. Bu konuda en iyi örneklerden biri Merkel’dir. Dünyanın en büyük ekonomi ve güçlerinden birine liderlik yapmıştır. Son derece mütevazi bir yaşam sergilemiştir.
Siyasilerden beklentimiz yurttaşlara güç gösterileri yapmaları değil, sade ve mütevazi yaşam sergilemeleri, topluma örnek olmalarıdır.