Bir yanda 20 yıldır tek başına iktidar olan bir parti ve onun destekçisi, öte yanda iktidarı yaptıkları yanlış işler nedeniyle eleştiren muhalefet partileri.
Görünen o ki; vatandaşın büyük bir çoğunluğu durumdan memnun değil.
Özelikle ekonomik sıkıntı, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar zinciri insanları canlarından bezdirmiş bir durumda.
Kısa zaman sonra seçmen önüne sandık konulacak.
Yapılacak seçimde, seçmen kime güveneceğine karar verecek ve bu doğrultuda da sandığa oyunu atacak.
İşte böylesi bir ortamda, seçmen hala kime güveneceğine bir türlü kesin olarak karar veremiyor.
Bir yandan iktidar kanadının yanlışları, öte yandan muhalefet kanadının bu yanlışlara karşı eleştirileri.
Ama sorun yanlışlar ve yanlışlara karşı eleştirilerin ortaya konulması ile çözülmüyor.
Seçmen; kendini kurtaracak olanı arıyor.
Seçmen; sığınacak bir liman arıyor.
Seçmen; tutulacak güvenli ve kuvvetli bir dal arıyor.
Seçmen; söylenen sözlere değil, bu sözleri gerçekleştirecek olanların güven verici olmasını istiyor.
Seçmen; taşıma su ile değirmenin döndürülemeyeceğini biliyor.
Seçmen bir arayış içinde.
Seçime sayılı günler kaldığı halde, bu arayış bir türlü sonuçlanmıyor ve güvenli liman bulunamıyor.
Bu nedenle söylenen sözlerin tutulacağına inandırıcı davranış içinde bulunulması gerekiyor.
Yapacağız, edeceğiz yolundaki sözlere fazlaca itibar edilmiyor, edilemiyor ve güvenilemiyor.
Yine bugüne kadar yapmadık ama eğer sandıktan başarılı çıkarsak, bundan sonra yapacağız yolundaki sözlerede şüphe ile yaklaşılıyor.
Böylesi bir ortam içinde seçmen arayışını sürdürüyor.
Kime güveneceğine ve adımlar atacağına bir türlü karar veremiyor.
Elbette ki; bir anayasa değişikliği gereklidir.
Elbette ki; tek adam anlayışı ile ülkeyi yönetmenin doğru olmadığı tecrübelerden anlaşılmıştır.
Elbette ki; hukukun üstünlüğü ilkesi yeniden yaşama geçirilmelidir.
Elbette ki; yargı bağımsızlığı ve yargıya güven büyük bir önem taşımaktadır.
Ama bütün bunların üzerinde önemli olan, söylenen sözlerin, yapılan vaatlerin ve atılacak adımların kim tarafından gerçekleştireceği kesin olarak tespit edilememiştir.
Bu nedenledir ki; seçmen güveneceği kanadı aramakta ve bu doğrultuda arayışını sürdürmeye devam etmektedir.
Gerek iktidar ve gerekse muhalefet kanadında bulunanlar veya bu kanatları destekleyenler, bu arayışın farkına varmalı ve kendi görüşlerine göre olumlu sonuçlanabilmesi için hangi adımlar atılması gerektiğine karar vermelidirler.
Gerçekleşmeyeceği bilindiği halde, yapacağım, edeceğim tarzında vaatlerde bulunan kişilerin sözlerine itibar edilmeyeceği ve güvenilmeyeceği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Sık sık yazdığımız ve hatırlatma gereğini duyduğumuz üzere, güven verici olmayan, tutum ve davranış içine girilmemelidir.
İçinde bulunulan sıkıntılı durumdan kurtulabilmek için, seçmen sığınacak bir liman, tutunacak bir dal arayışındadır.
Seçmenin bu arayış içinde olduğunu göz ardı etmeden hareket etmek ve inandırıcı olmak gerekir.
Eğer böyle hareket edilirse, bilinmelidir ki seçmen bu yolda adımlar atanlara, söylemlerde bulunanlara güvenecek ve oyunu da bu doğrultuda kullanacaktır.
Siyaset sahnesinde rol alanların bunları hatırdan ve gözden uzak tutmamaları, güvenilir olmak sözüne sımsıkı sarılmaları ve güvenilir olabilmek için yapılması gerekenleri bir an evvel yapmak suretiyle hareket etmeleri, hem kendileri hem de ülkeleri yararına olacaktır.
Bir kez daha hatırlatıyor, güven ve güvenilir olma sözü unutulmasın ve bu doğrultuda gereken adımlar atılsın diyoruz.