İyi günler sevgili okuyucu.
Her ne kadar yok sayılmaya ve “sözde” tanımlarıyla küçümsenmeye çalışılan Adalet Yürüyüşü 25 gün sonunda, görkemli ve milyonlarca insanın bir araya gelerek anlamlı bir görüntü verdiği final ile son buldu. Yürüyüşü başlatan ve taraflı/tarafsız herkesin haklı takdirini kazanan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 69 yaşında, Ankara’dan İstanbul’a büyük bir rekora da imza atarak yürüdü. Eylem, dünyanın en barışçıl eylemleri içinde sayılarak tarih sayfalarına girdi.
Kılıçdaroğlu’nun miting alanında yaptığı konuşmada, “Korku duvarlarını yıkıyoruz. Bu bir başlangıç mesajıdır” demesi, muhalif %49’luk bir kesimde referandum sonrası filizlenen umutları tazeledi.
Korkmayın!
Elbette anlamlı…
Miting sonunda merakla beklenen 10 maddelik acil adalet ve demokrasi çağrısı, çok iyi hesaplanan ve planlanan bir metin olarak toplumun büyük kesimlerince benimsendi, onaylandı. Görünen o ki, ülkemizde güçlü siyasal iktidar baskın yönetim anlayışı, artık karşısında güçlü ve baskın bir siyasal muhalefet anlayışıyla karşılaşacak. Hep yakınırdık, ‘Türkiye’de muhalefet yok’ diye. İşte Türkiye’de artık muhalefet var. Kimse olmadığını ya da etkisiz olduğunu iddia edemez.
Birlikte yaşamanın zenginlik olduğunu, farklı düşünsek de bu ülkede hak, hukuk ve adalet şemsiyesi altında güçlü duracağımız, oyun, tahrik ve provokasyonlara izin vermeyeceğimiz yeni bir sürece adım atıldı.
Bu ülke insanı güçlü olanı seviyor. Haklı ya da haksız olup olmadığına bakmaksızın, ne söylediğini anlayamaya çabalamaksızın, sadece güçlü olduğunu gördüğü için onun yanında duran garip bir millet psikolojisini yadsıyamayız. Madem öyle, selam olsun o kitleye… İşte taptığınız güç şimdi muhalefetin elinde. Hiçbir çıkarı olmayan, yaş ortalaması 50 ve üzerinde seyir eden, her tür engellemeye rağmen 2 milyonu aşkın insan, sadece ‘Adalet, Türk ve Atatürk Bayrağı’ altında bir araya geldi. Kulakları sağır edercesine “ hak.. hukuk.. adalet” diye haykırdı. Çok ama çok anlamlıdır.
Bir gazeteci olarak üzülüyorum, meslektaşlarım cezaevinde diye değil sadece… Böylesine büyük bir miting, dünya sosyal medya gündeminde birinci sırada yer alırken, 600’ü aşkın yabancı haber ve yayın kuruluşu bu haberi ilk haber olarak bültenlerden geçerken, ülkemizin merkez medyası ve maalesef Anadolu Ajansı dahi görmezden geldi. Israrla haberleştirmedi. Meydanda haber kovalayan bir muhabir arkadaşım, ağlamaklı olarak “abi, inanılmaz fotoğraflar ve haberler yaptım, bu tarihi anı belgeliyorum, ama çalıştığım kanal bunları yayınlamıyor” dedi. Ne acı bir gazetecilik deneyimi!
Tabi, İstanbul Valiliğinin, trajikomik bir şekilde skandala imza atarak ve komik duruma düşerek resmi sayıyı 175 bin olarak açıklaması, bu yürüyüşün ve mitingin ne denli doğru bir ihtiyaca yönelik yapılmış olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
Bugün Türkiye’de milyonların bir araya geldiği “ Adalet” kavramı, evrensel bir değer ve ihtiyaçtır. Eğer onu kaybedersek ya da yeniden şahlandıramazsak, korkarım ki artık bu ülkede bizi bir arada tutabilecek doğru dürüst bir değerimiz de kalmaz.
Acil Adalet Çağrısı bildirisine herkes kulak vermeli.
POLİS ŞEHİTLERİMİZE ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM
Maalesef Pazar akşamı hepimizi derinden yaralayan, üzen ve korkutan hain bir terör saldırısı ile sarsıldık. MKÜ Serinyol Kampüsü civarında polis kontrol noktasına yapılan silahlı terör saldırısında iki polisimiz şehit, birden fazla polisimiz ise ağır yaralandı. Bu hain saldırının, değerli Hatay Valimiz Erdal Ata’nın bir iki gün önce dile getirdiği “Buradan çıkan ateş, hepimizi yakar!” ifadesinden sonra gelmesi ne denli zor bir coğrafyada olduğumuzun tescilidir. Diken üstündeyiz, ama dimdik bir aradayız. Şehit polislerimize, devletimize başsağlığı, Allahtan rahmet ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Nereden bakarsanız bakın, hepimiz aynı fotoğrafı görüyoruz. Bu fotoğrafın içine kan, gözyaşı, korku ve terörü bulaştırmak isteyenlere izin vermeyeceğiz.
Başın sağolsun Hatay…
İyi çalışmalar.