Büyük bir çaba sarf ediliyor. Antakya’nın eski tarihi ve görkemli günlerine dönebilmesi için büyük bir iyi niyet var. Ancak depremden sonra bugüne kadar geçen süre içinde fiziken bakıldığında Antakya’da yaşanan yıkımdan çıkılabilecek bir işaret yok. Bu durumu CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur TBMM’de yaptığı konuşmada Antakya merkez ilçede 30 mahallenin haritadan silindiğini duyurarak açıkladı.
Antakya merkez ilçemizde deprem öncesi 95 mahalle bulunuyordu. Bunlardan 12’si belde olarak geçmişte yönetilse de Büyükşehir yasası sonrası büyük birer mahalleye dönüşerek Antakya’ya bağlanmıştı. Düşünsenize 95 mahalleniz var bunların 30’unda hayat tamamen bitti. Şehir tamamen yok oldu. Bu da Antakya’nın üçte biri eder. Yaşadığımız kayıp gerçekten çok büyük.
Antakya’nın yeniden yaşanabilir bir şehir olması için ne kadar bir zaman ihtiyaç var? Bu konuda birbirinden farklı yorumlar dikkat çekiyor. Kimi uzmanlar beş yılda antakya’nın eski günlerine dönebileceğini ifade ederken birçok farklı görüş de on yılda bile bu şehrin kendini toparlayamayacağını savunuyor.
Ben bir uzman değilim ama gözleyebildiğim kadarıyla artık bir inşaatın temeli attıktan 8-10 ay içinde tamamlanıp mülk sahiplerine teslim edildiğini söyleyebilirim. Yani aslında dört koldan bir seferberlik ilan edilse yok olan 30 mahalle yeniden 1 yılda ayağa kaldırılabilir bence. Ancak bunun olması için devlet ve vatandaşın el ele adeta seferberlik ilan etmesi gerekiyor.
Kuşkusuz ki hiçbir şey deprem öncesi gibi olmayacak. Hiçbir sokak hiçbir cadde ve hiçbir mahalle eskisi gibi olmayacak. Artık Antakya kentinin yeni kodları belirlenecek. Her zaman yönümüzü bulduğumuz sembol yapılar yerine yeni bir yaşam kompleksi inşa edilecek. Burada asıl önemli olan aynı binalara aynı insanları yerleştirmek değil, yeni binalara eski insanları döndürebilmektir. Hatay’da yeni inşa dönemi zaman kaybetmemeli ve şehir dışına göç eden yüzbinlerce hemşehrimizin Antakya’ya gelmesi için uygun koşullar yaratılmalıdır.
Antakya özellikle akşam saatlerinde adeta bir hayalet şehir görüntüsünde. Şehirdeki tek yaşam damarı açık olan okullar gibi görünüyor. Okullar da açık olmasa şehir içinde devinim bile göremeyecek konumdayız. Bunun ötesinde Antakya’ya olan ilgi ve alaka ise çok yüksek boyutlarda. Antakya’yı Türkiye’nin dört bir yanından insan merakla takip ediyor. Bu da aslında bizim burada kalanların sorumluluğıunu arttırıyor. Dostlarımız bize sürekli Antakya’daki durumu soruyor. Antakya’yı kimse unutmadı unutamıyor.
Antakya belki yerle bir oldu ama yok olmadı. Her geçen gün şehir merkezinde yanan ışık sayısı artıyor. Biz Antakyalı gazeteciler olarak bu şehirdeki tüm ışıklar yanıncaya kadar antakya’dayız. O hayalet görüntünün cıvıl cıvıl ışıklara büründüğü günü görmek için çalışıyoruz.
Antakya’dan giden de Antakya’da kalan da Antakya’yı çok seviyor. Bu şehir hala yaşıyor.