Hastalığa Dikkat!

Sağlık Müdürü Dr. Tiryaki, “Kist Hidatik” riski için şimdiden uyardı: Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde, İl Sağlık Müdürü Dr.Ümit Mutlu Tiryaki, “Kist Hidatik” hastalığıyla ilgili uyarılarda bulundu. Kistik ekinokkozis’in, ülkemizde, özellikle hayvanlarda çok yaygın olması nedeniyle, önemli halk sağlığı sorunlarına neden olan ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan zoonotik karakterli bir hastalık olduğu bilgisini kamuoyu ile […]

Sağlık Müdürü Dr. Tiryaki, “Kist Hidatik” riski için şimdiden uyardı:

Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde, İl Sağlık Müdürü Dr.Ümit Mutlu Tiryaki, “Kist Hidatik” hastalığıyla ilgili uyarılarda bulundu. Kistik ekinokkozis’in, ülkemizde, özellikle hayvanlarda çok yaygın olması nedeniyle, önemli halk sağlığı sorunlarına neden olan ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan zoonotik karakterli bir hastalık olduğu bilgisini kamuoyu ile paylaşan Tiryaki’nin bu konudaki açıklaması şöyle:
“Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen bu hastalığın etkeni, Echinococcus granulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı; köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Parazit, köpeklerin ince bağırsaklarında yaşar. Hastalık, köpek dışkısı ile atılan yumurtalar ile insana bulaşır. Köpek dışkısı ile atılan yumurtalar çok dayanıklıdır. Toprakta ve soğukta bir yıl kadar canlı kalabilirler. Dışkıyla atılan yumurtalar, hayvanların ayakları, arazi eğimi, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. İnsanlar, bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. İnsandan başka; koyun, keçi, sığır ve manda gibi otla beslenen hayvanlar da yumurtaları alarak hastalanırlar. Alınan bu yumurtalar, bağırsaklarda açılarak bağırsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Hastalığın başlarında, kistin küçük olduğu dönemlerde, uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Kistler, en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, karın zarı (periton), böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. Karaciğer yerleşiminde, karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir. Diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar. Örneğin kafa içi tutulumlarda; baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. Kalp tutulumunda kalp ritm bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılma olabilir. Kemik tutulumlarında kırıklar olabilir. Kist patladığında, alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar köpekler tarafından yenince, parazit, bağırsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından dışkı ile atılmasıyla çevreye yayılır.
Kişinin mesleği, hobileri, yaşam koşulları, eğitim ve sosyoekonomik düzeyi, hastalığa yakalanma riskini etkilemektedir. En büyük risk grubunu, parazit mücadelesi yapılmamış enfekte köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır.
Ülkemizde kist hidatiğin sorun olmasının nedenlerinden birisi de, özellikle kurban bayramlarında yapılan kesimler sonrası kistli sakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmek ya da rastgele ortada bırakarak sokak köpeklerinin bu sakatatlarla beslenmelerine yol açmaktır. Hastalıktan korunmak için; Köpek ve kedilere mümkün olduğu kadar çiğ et verilmemelidir. Kişisel temizlik kurallarına dikkat edilmeli, içme ve kullanma suları temiz olmalı, çiğ yenen sebze ve meyveler bol su ile iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir. Kesilen veya ölen hayvanların kist bulunduran organları, köpeklerin ve diğer etçil hayvanların ulaşamayacağı şekilde gömülerek bertaraf edilmelidir. Özellikle kurban bayramlarında bu hususlara daha çok dikkat edilmelidir. Köpekler, yılda dört kez iç parazitlere karşı ilaçlanmalıdır. Köpekler gezdirilirken, etrafa dışkılamaları halinde, dışkıları alınarak poşete konulmalı, ağzı bağlandıktan sonra çöpe atılmalıdır. Parazit mücadelesi yapılmayan, serbest dolaşan köpeklerin okşanması ve sevilmesi sonrasında eller yıkanmadan ağza götürülürse, parazitin yumurtası bulaşabilir. Bu nedenle, özellikle çocukların köpeklerle temasından sonra ellerini bol su ve sabunla yıkamaları sağlanmalıdır.” -Mehmet Durmaz-

Exit mobile version