Hatay Barosu İnsan Hakları Günü Mesajı:

71 Yıl Sonra Bile Hak-özgürlük İhlali… Hatay Barosu “10 Aralık İnsan Hakları Günü” mesajında, aradan 71 yıl geçmesine rağmen insan hak ve özgürlüklerinde ihlal olduğuna vurgu yapıldı. Hatay Barosu adına, İnsan Hakları ve Cezaevi Komisyonu’nca kaleme alınan mesajın tam metni şöyle: “10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen; bildirgede […]

71 Yıl Sonra Bile Hak-özgürlük İhlali…

Hatay Barosu “10 Aralık İnsan Hakları Günü” mesajında, aradan 71 yıl geçmesine rağmen insan hak ve özgürlüklerinde ihlal olduğuna vurgu yapıldı. Hatay Barosu adına, İnsan Hakları ve Cezaevi Komisyonu’nca kaleme alınan mesajın tam metni şöyle:
“10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen; bildirgede yer alan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği, insanların halen özgürleşemediği, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, tanınmadığı, iç hukuka yansıtılmadığı ve uygulamaya geçirilmediği anlayışlar devam etmektedir.
En temel hak olan yaşam hakkı ihlallerindeki artışın geldiği boyut, önceki yıllarda ve halen büyük bir sorun teşkil eden, ancak henüz çözüme kavuştuğunu göremediğimiz düşünce ve inanç özgürlüğü, cezaevi ve benzeri alanlarındaki hak ihlallerini dahi gölgede bırakır hale gelmiştir.
Hak ihlallerinin, adeta günlük yaşamın bir parçası haline geldiği ülkemizde, bütün ihlalleri tek tek sıralamanın mümkün olmadığı malumdur. Aynı zamanda Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzenin henüz olmadığı da açıktır. İşte bu nedenle, insanların ırkından, renginden, cinsin-den, dilinden, inancından, etnik kimliğin-den, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri, dünya çapında da henüz yeterli koruma bulamamaktadır.
İnsanın, doğuştan sahip olduğu hakların ayrımsız herkese tanınması ve yaşam bulması için, insanlık ailesi uzun zamandır bir onur mücadelesi yürütüyor. Ne yazık ki, Türkiye ve Dünya için bu yıl da insan hakları ve demokrasi açısından durum iç açıcı değil.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde koruma altına alınan haklara ve özgürlüklere rağmen, ekonomik ve sosyal haklar açısından tüm dünyada tam bir eşitsiz gelişme yaşanıyor, dünyada üretilen toplam mal ve hizmetlerin yoksul halklar ve ülkeler aleyhine bir durum yansıyor ve bu durum giderek derinleşiyor. İlimizin ve ülkemizin de bulunduğu bölgemizde yaşanan savaş koşulları ve olağanüstü koşullar, insanlığın ortak değerlerinin doğrudan ve toptan ihlaline yol açıyor.
Türkiye’de demokrasinin geliştirilmesi, insan haklarının korunması, hukukun üstünlüğü alanında geriye gidişe doğru sürüklenmekteyiz. Böyle anlamlı bir günün anlamının boşaltıldığı bir süreçten geçmekteyiz. Biz, insanın insan olmasından kaynaklanan değerlerin özümsendiği bir ülkede yaşamak istiyoruz. Herkesin farklı, ama herkesin tüm farklılıklarıyla eşit olduğu bir ülke istiyoruz. Bütün bu nedenlerle, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi yönündeki çalışmalar ve yasal düzenlemeler, göstermelik olarak değil, hak ve özgürlüklerin tüm insanların ihtiyacı ve demokrasinin bir gereği olduğu için yapılmalıdır. Bu açıdan özgürlük-güvenlik ikilemi yaratılarak mevcut hak ve özgürlüklerden asla taviz verilmemelidir.
İnsanın, hakları ile insan olduğu gerçeğinin farkında olarak; özgürlük, eşitlik, adalet ve kardeşlik değerlerinin, insan haklarının özümsendiği bir Dünya ve Türkiye özlemiyle, İnsan Hakları Günü’nü kutlarız.”
-Cemil Yıldız-

Exit mobile version