Endişelenmesine gerek yok!
24, 25 ve 26. Dönem Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Hatay’da başlayan, Ankara’ya kadar da taşınan ‘Suriyeli Sığınmacılar’ başlığındaki tartışma için bir yazı kaleme alırken, “Antakya’yı defalarca gördüm. İnanın, Türkiye’nin birçok şehri son 20 yılda çağ atlarken, Antakya, İzmir’den de beter bir halde. Doğru düzgün bir bulvar bile yok” eleştirisini de paylaştı.
Independent Türkçe için kaleme aldığı son yazısında, Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın açıklamaları doğrultusunda Hatay’da başlayan, Ankara’ya kadar da taşınan ‘Suriyeli Sığınmacılar’ başlığındaki tartışmaya değinen 24, 25 ve 26. Dönem Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, hem bahse konu ‘sorun’ başlığında bir değerlendirme yaptı, hem de eleştirilerini paylaştı.
-TESPİTLER-
Yazısında, Türkiye’deki sığınmacılar konusunda sürdürdüğü politika nedeniyle hükümeti de eleştiren ve “Ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi, sayıları 6 milyona yaklaşan Suriyeli, Afgan, Özbek, Türkmen…göçmenlerle ilgili de hükümetin makro bir projesi yok. Makro bir planlama olmadığı için de, korkunç paralar harcanmasına rağmen, çözüm bekleyen yığınla sorun ortada duruyor. Bundan sonrası için doğru düzgün bir yol haritası da gözükmüyor” diyen, “Buraya kadar, Hatay Belediye Başkanı’na bir diyeceğimiz yok” diye de ekleyen Tan, “Sorunu anlatırken; tarihi, demografik ve siyasi gerçekleri alt üst etmesini kabul etmemiz mümkün değil” tespitinde durdu, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a eleştirilerini ise madde madde şöyle sıraladı:
1. “Hatay’ın geçmiş tarihini çok iyi bilen insanım. Misak-ı Milli sınırları içerisinde Hatay’ın dışında her yer kurtuldu” diyen Başkan’ın Misak-ı Milli’den haberi yok! Hatay’ın dışında her yer kurtulmadı. Reyhanlı sınırından Deyrizor’a kadar, Kuzey Suriye’nin tamamı Misak-ı Milli’nin içinde. Ayrıca Musul, Kerkük, Erbil, Zaho, Duhok, Süleymaniye, Halepçe, Batum, Batı Trakya… da.
2. Devletin resmi rakamlarına göre, Hatay’daki Suriyeli sayısı (Türkmen, Arap, Kürt…) 436 bin. Bunlardan vatandaşlık verilerek oy kullanma hakkına sahip olanların sayısı 18 bin.
3. Doğurganlık oranı, Suriye’de, 2019 yılı verilerine göre kadın başına binde 2,77. Başkanın iddiasına göre ise Suriyeli göçmenlerde 5,3. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarında bu oran, binde 2,06! Rakam Suriye’de 2,77 iken, Türkiye’ye göç edildiğinde nasıl bir anda binde 5,3 oluyor, izahı zor! Bu konuda maalesef gerçek resmi rakamlara ulaşamadım.
4. Hatay’ın 31 Aralık 2021 itibari ile nüfusu, 1 milyon 670 bin 712. Binde 5,3 doğurganlık verisi doğru kabul edilse bile, önümüzdeki 10 yılda 436 bin Suriyeli sayısı ancak 600 bine ulaşıyor. Hatay’ın kendi nüfusu da yerinde durmayacağına göre, nüfusun eşitlenmesi 98 yıl sonra bile mümkün değil. Bu 98 yıl boyunca da Suriyelilerin hiçbir sosyokültürel ve ekonomik değişime uğramadan bugünkü sosyolojileri ile üremeleri gerekiyor ki, bu da sosyoloji ilminin ‘mosyolojiye’ dönmesi demek!
-BETER HALDE-
Yazısında, “Antakya’yı defalarca gördüm. İnanın, Türkiye’nin birçok şehri son 20 yılda çağ atlarken, Antakya, İzmir’den de beter bir halde. Doğru düzgün bir bulvar bile yok” diyen Altan Tan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sayın Başkan; Şanghay’a, San Francisco’ya, Astana’ya, Singapur’a kadar gitmesin! Urfa, Maraş, Mersin ve Diyarbakır’a gitsin. Gitsin de, bu şehirlerde son yıllardaki sıçramayı görsün, yeter.
Başkanın, Hatay’ı Suriyelilerin yönetmesinden bu kadar çok korkmasına, ‘Hatay elden gidiyor’ diye endişelenmesine gerek yok! Velev ki ‘korkusu’ gerçekleşse bile, inanın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir Suriyeli (Türkmen, Kürt, Arap…), Hatay Belediye Başkanı olduğunda, Hatay’ı, Sayın Lütfü Savaş’tan çok daha iyi yönetecektir.”
Tamer Yazar