Türkiye’de 6-17 yaş grubunda toplam 890 bin çocuk işçi bulunduğuna işaret eden ve Hatay’ın da içinde olduğu 10 ilde buna dair bir mücadele yürütüleceğini söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Geleceğimiz olan çocuklarımız için teşkilat olarak elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.
Çocuk işçiliğinin en fazla olduğu illerden bir tanesi de Hatay. Tam da bu noktada çalışmalara başlayan ve Hatay’ı da içine alan bir program yürüten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Hatay dahil 11 ili içeren bir çalışmanın detaylarına dair bir açıklama yaptı.
-HASSAS KONU-
Bu konuda konuşan ve ‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2018 yılını çocuk işçiliği ile mücadele yılı olarak ilan ettiği açıklamasının ardından çalışmalara başlayarak küçük işletmelere yönelik yapılabilecek faaliyetleri değerlendirdiklerini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Çocuk İşçiliği, ülkemizde en hassas konulardan bir tanesidir. Çalışan çocukların okula devamsızlığının takibi için, Milli Eğitim Müdürlükleri bünyesinde birimler oluşturulacak. Çocuk işçiliği ihbarlarında 155 polis ve 156 jandarma imdat hattının kullanılması konusunda kamuoyu bilgilendirilecek. Okul yöneticilerinin çalışan çocukların ailelerine ulaşmaları için alternatif yöntemler (ev-çadır ziyaretleri) oluşturulacak. Konunun çözümü için Bakanlığın bu ve bunun gibi çalışmaları bulunmakta, fakat hedef kitleye ulaşabilmek ve sahaya inebilmek için teşkilatımızın desteğine ihtiyaç vardır. Biz de çocuk işçiliği ile mücadele hakkında farkındalığı artırmak ve mesleki eğitimi teşvik etmek adına, UNICEF işbirliğinde ‘çocuk işçiliği ile mücadele programı’ hazırladık” dedi.
-890 BİN ÇOCUK İŞÇİ-
Türkiye’de çocuk işçiliğine yönelik en güncel verilerin 2012 TÜİK Çocuk İşgücü Anketi olduğunu da belirten Palandöken, şöyle devam etti:
“Veriler incelediğinde ortaya çıkan tabloda şu var… Türkiye’de 6-17 yaş grubunda toplam 890 bin çocuk işçi bulunuyor. Çalışan çocukların 292 bini 6-14 yaş grubunda bulunurken, çocukların yüzde 44,7’si tarım ve yüzde 24’ü ise sanayi alanında çalışıyor. TESK’in çocuk işçiliği ile mücadelede önemli bir birikimi ve çocuk işçiliği ile mücadelede işlevsel kılabileceği bir yapı olan İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grupları (İDDG) sistemi var. İşyeri temelli öz-denetim ve rehberlik sistemi olan İDDG’lerin güçlendirilmesi, KOBİ’lerde çocuk işçiliği konusunda işveren bilgi ve farkındalığının artırılması ve çıraklık sisteminin işveren ve öğrenci ayağının desteklenmesi, TESK-UNICEF işbirliğinin temel noktalarıdır.”
-MÜCADELE EDECEĞİZ-
TESK & UNICEF arasındaki işbirliğinin temel amacının çocuk işçiliğinin önlenmesine katkı, çalışan çocuklara ve ailelerine destek sağlamak olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Palandöken, sözlerini şöyle tamamladı:
“Söz konusu çalışma planı ile beraber Hatay, Ankara, İzmir, Manisa, Şanlıurfa, Gaziantep, Malatya, Mersin, Adana, Ordu illerinde işverenlerin çocuk işçiliği konusunda bilinçlendirilmesi, işyeri temelli mekanizmalar vasıtasıyla çocuk işçilerin izlenmesi, çocuk işçilerin ve ailelerinin sosyal koruma sistemine yönlendirilmesi, çocuk işçiliği riski taşıyan çocukların çıraklık sistemi de dâhil olmak üzere mesleki ve teknik eğitim veren çeşitli programlara yönlendirilmesi ve çıraklık yapan çocukların işyeri koşullarının iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Sağlıkları, eğitimleri ve kıymetli çocukluk dönemlerini koruyarak meslek edinmelerini sağlamak için çalışıyoruz. Geleceğimiz olan çocuklarımız için teşkilat olarak elimizden geleni yapacağız.”
Hatay’ı da içine alan çalışmanın çok fazla konuşulmayan ayağı mı? Sayıları 500 bini aşan Suriyeli sığınmacıların Hatay ekonomisi içerisinde yarattığı kayıt dışılık! Zira bu kalabalık içinde azımsanmayacak kadar fazla Suriyeli çocuğun yer aldığı tahmin ediliyor.
Hatırlanacağı gibi söz konusu ‘kayıt dışı’ işçi halini en net olarak ortaya koyan çalışma, Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi-HUGO ile İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi-IGAM işbirliğinde gerçekleşen Suriyeliler Barometresi 2017 Çalışması olmuştu. Prof. Dr. M. Murat Erdoğan imzalı çalışmada mevcut bu kalabalığın ortaya koyduğu resim şu şekilde netleşmişti:
“Kitlesel göçlerde yerel toplumun en ciddi endişelerinden birisi, işlerini kaybetme ya da aldıkları ücretlerde azalmadır. Türkiye’de yaşanan 6,5 yıllık süreçte bu endişeyi haklı çıkaracak gelişmeler oldukça sınırlı kalmıştır. Bu durum, Suriyelilerin ortalama bir Türkün çalışmayı istemeyeceği alanlarda, koşullarda ve ücretlerde çalışmayı kabul etmesi ve ‘beyaz’ ya da ‘mavi’ yakalı Türkler için bir tehdit oluşturmamasıdır. Zaten şu ana kadar toplumsal gerginliklerin sınırlı kalmasının da en önemli nedenlerinden birinin, Türk toplumunda kitlesel iş kayıplarının yaşanmaması olduğu söylenebilir.
Az sayıda veri ve bulgular üzerinden yapılan tahminlere göre, Türkiye’deki 800 bin ile 1 milyon arasındaki Suriyeli çalışarak hayatlarını kazanmakta ve Türk ekonomisine, dolayısı ile de Türk toplumuna katkı sağlamaktadır. Ancak Türk ekonomisi ve Türk toplumu bu durumdan kısa vadede memnun olsa da, bu durumun vicdanen, hukuken ve hatta T.C. vatandaşları arasında % 35 civarındaki kayıt dışılığa rağmen, ekonominin yapısı gereğince sürdürülemez olduğu açıktır. Kasım 2017 itibari ile sadece 10 bin civarındaki geçici koruma altındaki Suriyeli kayıtlı çalışmaktadır. Yani neredeyse tamamı kayıt dışı çalışan Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı emek istismarı, hem sosyal hem de ekonomik alanda önemli riskler yaratmaktadır.”
Şimdiki beklenti, Hatay’daki çocuk işçiliğin ele alınacağı söz konusu çalışmanın, sığınmacı çocukları da içerip içermeyeceği noktasında! -Tamer Yazar-