6 Şubat 2023 depremlerinde büyük zarar gören Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki yüzlerce tarihi eser, uzmanlar tarafından bir araya getiriliyor. Erzurum’daki laboratuvarda yürütülen titiz çalışmalarla, binlerce yıllık cam ve seramik parçalar adeta yeniden doğuyor.
Türkiye tarihinin en yıkıcı felaketi: 6 Şubat 2023
Kahramanmaraş merkezli olarak meydana gelen ve 11 ilde ağır yıkıma neden olan 6 Şubat 2023 depremleri, sadece insan hayatını değil, binlerce yıllık kültürel mirası da derinden sarstı. Resmi rakamlara göre 53 binden fazla vatandaşın yaşamını yitirdiği felaket, 13 milyon insanın hayatını doğrudan etkiledi.
Yıkılan sadece binalar değil; aynı zamanda medeniyetlerin tanığı olan tarihi yapılar ve müzelerdeki eşsiz eserler de oldu.
Hatay Müzesi’nin sessiz çığlığı
Depremde en büyük tahribatı yaşayan kurumlardan biri de Paleolitik çağdan Osmanlı dönemine kadar geniş bir yelpazede esere ev sahipliği yapan Hatay Arkeoloji Müzesi oldu.
Müze envanterinde yer alan cam ve pişmiş toprak eserler, sarsıntılarla paramparça oldu. Uzman ekipler, depremin hemen ardından hızlıca müzede hasar tespiti yaparak eserlerin parçalarını titizlikle topladı ve tasnif etti.
Yüzlerce parça Erzurum’a gönderildi
Deprem sonrası tahrip olan 205 esere ait parçalar, Türkiye genelindeki çeşitli Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarlarına gönderildi.
Bu eserlerden büyük bir kısmı ise bugün Erzurum Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’nda hayat bulmak için uzman ellerin çalışmasını bekliyor.
“Adeta bir yapboz sabrı gerekiyor”
Sanat tarihçi ve restoratör Rabia Genç önderliğinde yürütülen çalışmalarda, cam ve seramik eserlerin her bir parçası dikkatle incelenip yerine yerleştiriliyor. Genç, sürecin ne denli zorlu olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:
“Bu eserler sadece topraktan yapılmış objeler değil; tarihin, kültürün ve medeniyetin izlerini taşıyor. Onları eski haline getirmek için sabır ve büyük bir hassasiyet gerekiyor.”
Laboratuvarda Rabia Genç, Muhammed Kırmaç, Erol Usman, Mete Efe Candar ve Örüm İmamoğlu gibi alanında uzman isimlerin oluşturduğu ekip, yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan parçaları yeniden ayağa kaldırmak için yoğun mesai harcıyor.
Yeniden sergilenecekleri gün için çalışıyorlar
Amaç yalnızca eserleri onarmak değil; aynı zamanda onları tekrar Hatay Arkeoloji Müzesi’nde halkla buluşturmak.
Tarihi eserlerin bir daha aynı şekilde zarar görmemesi için koruyucu yöntemler de göz önünde bulundurularak, her bir parça bilimsel tekniklerle güçlendiriliyor.
Kültürel miras ayağa kalkıyor
Bu çaba, sadece bir onarım değil; aynı zamanda bir kültürel iyileşme ve tarihi mirasa sahip çıkma mücadelesi.
Depremin karanlık gölgesinden çıkan parçalar, bugünlerde birlikte yeniden şekilleniyor, geçmişle gelecek arasında kurulan köprü bir kez daha inşa ediliyor.