Hatay maalesef üvey evlat muamelesi görmeye devam ediyor. Şehirdeki sorunlar bitmek bilmiyor. Yetkililer, çözüm noktasında dişe dokunur, göze gelen hiçbir iş ve işlemde bulunmuyor. Bu şehirde yaşamaya ve mücadele etmeye devam eden insanlar ciddi zorluklarla karşı karşıya. Fakat bu insanlara kayda değer hiçbir destek verilmiyor. Neden mi, kısaca içimi dökeyim
Bir kere yaşam kalitemiz yok denecek noktaya inmiş durumda. Şehir toz toprak pislik içinde. Yıkımlar yapılıyor, yıkımlar sırasında çok az yıkımda toz kalkmaması için sulama yapılmakta. Aldığımız nefes tamamen kanserojen risk barındırıyor.
Her yer toz toprak çamur içinde. Yollar çukurlarla dolu. Neredeyse hiçbir yetkili, yollara yama dahi yapmıyor.
Şehrin Honda Kavşağı olarak adlandırılan bölgesi ve ana arterlerinde 2 dakikalık mesafeler 20 dakikada alınabiliyor
Su, internet, barınma sorunu hala had safhada. İnsanlar şehre geri dönmek istiyor. Fakat hastane ciddi bir sorun. yatak var fakat bakacak doktor, hemşire yok. Doktorlar 1 hafta yada 2 hafta mesai yapıyor, 2-3 hafta izin kullanıyor. Kira fiyatları İstanbul seviyelerine çıkmış durumda.
Hatay Havaalanı konusu tam bir muamma ve rezillik. Hatay Havaalanı’ndan hala bilet satışı yapılmaya devam ediliyor. İnsanlar, havaalanının yolu bozuk olduğundan ötürü dolana dolana havaalanına geçiyor. Yol berbat halde. Bundan da kötüsü, birçok uçuş iptal ediliyor. Bu insanlar Adana yada Antep’e yönlendiriliyor. Bu da programlarda 6-7 saatlik uzamalara sebep oluyor. İnsanlar uçuşlar için Antep ve Adana’yı kullanmak zorunda kalıyor. Hem ciddi bir zaman kaybı oluyor, hem de masraf oluşuyor. Hatay Havaalanı, 2026 ilk çeyreğinde tamamlanacakmış. Türkiye’de hiçbir işin zamanında tamamlanmadığı malumdur. Yani Hatay Havaalanı en erken 2026 Haziran Temmuz gibi tam teşekküllü şekilde faaliyet gösterecek. 2023 yılında, bir tadilatın bu kadar uzun sürmesi makul mu? Asla değil.
Deprem üzerinden 10 ay geçti. Hala yeni şehir planı ne olacak belli değil. Yetkililer, yeni planla ilgili durum ne olacak diye hiçbir açıklama yapmıyor. Bu konuda, ancak whatsap gruplarında dolanan Pdf belgeleri ile bilgi sahibi olabiliyoruz. Plan ne zaman açıklanacak, o da belli değil. Yani “çalışıyoruz, şu zaman yeni planımızı ilan edeceği” gibi bir açıklama da yapılmış değildir. Bakanlar, bakan yardımcıları günü birlik gelip gidiyor, çeşitli açıklamalar yapıp günü tamamlamadan geri dönüyorlar.
Tüm bunların yanında, “mış gibi” yapan birçok insan türedi. Ankara’da İstanbul’da lüks otellerde toplantı salonlarında Hatay’ın sorunları konuşuluyor. Verilen tüm desteklere ve çabalara teşekkür ederiz. Fakat Antakya’nın sorunları Antakya’da konuşulmalı, tespit edilmeli, kamuoyuna duyurulmalı. Antakya, Antakya’dan seslenilerek gündemde tutulmaya devam edilmeli. Maalesef Antakya ve insanları unutuldu. Ünlü futbolcuların paraları, Antakya’dan ve depremden daha çok konuşulur hale geldi. Maalesef unutulduk.
Ben deprem sabahı harabeye dönen binamdan çıkıp arabada geçtiğimde “illaki Devlet gecikmeden gelecektir” demiştim. Tabii ki verilen destekler oldu. Fakat Devlet, şu ana kadar gereken desteği veremedi. Antakya yalnız bırakıldı.
Son olarak bir sorumu da gündeme getireceğim. Depremin üzerinden 10 ay geçti. Hiçbir kamu görevlisi hesap vermedi. Bu depremdeki tek bir ölümden dahi hiçbir kamu görevlisi sorumlu tutulmadı. Hiçbirinizin mi kusuru yok bu ölümlerde? Hiçbir soruşturma yapılmayacak mı?
Fakat her şeye rağmen, bu bölgenin insanlarının çabası mücadelesi devam edecek.