Hatay’da ÇED zorunluğu kalktı

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, deprem bölgesinde artan çevre sorunlarına ve Hatay’da Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu zorunluluğunun kaldırılmasının yaşam alanı talanı ile doğa katliamına yol açacağını belirterek ÇED zorunluluğunun yeniden getirilmesini talep etti. Geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki’nin açıklamalarını eleştiren Nermin Yıldırım Kara, “Geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim […]

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, deprem bölgesinde artan çevre sorunlarına ve Hatay’da Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu zorunluluğunun kaldırılmasının yaşam alanı talanı ile doğa katliamına yol açacağını belirterek ÇED zorunluluğunun yeniden getirilmesini talep etti.

Geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki’nin açıklamalarını eleştiren Nermin Yıldırım Kara, “Geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki, ‘’Zümrüt gibi yeşil olan Anadolu coğrafyamızı adeta talan ettik’’ diyerek malumun ilanını yapmıştır.” dedi.

Hatay’da yapılan toplantıda, Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü bünyesinde alınan kararla 2020 yılında düzenlenen 192 sayılı Mahalli Çevre Kurul kararı ile hassas alan düzenlemesinin yürürlükten kaldırıldığını hatırlatan milletvekili Kara, şunları ekledi:

“Madencilik faaliyetlerinin hız kesmeden devam etmesi maksadıyla, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu şartı aranmaması kararı alındı. Halbuki, bu raporun bölgedeki canlı yaşamını, ekosistemi ve havayı korumak açısından kritik bir işlevi bulunmaktadır. Hassas alan düzenlemesi olmadan, ÇED raporu oluşturulmaksızın, yurttaşların haklı tepkileri görmezden gelinerek yürütülen bu süreçler kabul edilemez. Hatay’da bulunan eşsiz tarihi yapıları, şehir yapısını, yaşam alanlarını ve doğayı korumak hepimizin sorumluluğudur. ÇED raporu zorunluluğunun ivedilikle geri getirilmesini talep ediyoruz.”

Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’da giderek artan taş ocağı ve maden işletmelerinin sayısına ve kapasitesine dikkat çekerek Belen örneğinden hareketle şunları söyledi:

“Geçtiğimiz günlerde de dile getirmiştik, Belen ilçemizin Kıcı Köyü’nde kurulmak istenen taş ocağı, köylülerimizin geçim kaynakları olan zeytinliklere, hayvan otlattıkları meralara ve tarım alanlarına tehlike arz ediyor. Yayladağı ilçemize bağlı Yukarı Okçular mahallesindeki taşocağı ve Samandağ ilçesinde bulunan Atatürk Mahallesi’ndeki Hazır Beton Üretim Santrali ise yerleşim alanlarına ve tarım alanlarına yakınlığı nedeniyle bölgedeki yurttaşların hayati tehlikelerle karşı karşıya kalmasına neden olmakta ve başlıca geçim kaynaklarından olan tarım faaliyetlerine tehdit oluşturmaktadır.Hatay halkı, çevreye, doğaya ve yaşam alanlarına verilen zararları protesto etmeye devam ediyor. Yetkililerin en kısa zamanda çevreye zarar veren tesislerin kontrol altına alınması ve ÇED raporu zorunluluğunun geri getirilmesi gerekmektedir.”

(Adil Yeşildağ)

Exit mobile version