Antakya’dan çıktık yola, Samandağ’a doğru yol alıyoruz. Uzunbağ yokuşu tepesinden Akdeniz göründü. Deniz Samandağ üstünde ve Kel dağı solumuzda, doğanın sunduğu muhteşem manzara…
Çevre yolundan devam… İlk adres Hz. Hızır Türbesine ziyaretimizi gerçekleştirdik. Esen rüzgârın hafif serinliği ve Türbe içindeki maneviyat huzurla kapladı içimizi, dinlendirdi.
Sahilde insan hareketliliği başlamış, bu da yazın geldiğini ve deniz-yüzme mevsiminin başladığının habercisi…
Biz de deniz coşkusuna katıldık. Bir saat yüzdük.
…
Doğa Hatay’a cömert davranmış diyebiliriz.
“Doğu Akdeniz’in Kraliçesi”, “Kadim Kent”, “Üç Semavi Dinin Merkezi” isimleri boşuna takılmamıştır.
Hatay deniz sahili Erzin ilçemizden Samandağ Sahili sınırına kadar 158 km’dir.
İskenderun deniz kıyısı üzerinde kurulmuş modern bir şehir konumundadır.
Erzin Kaplıcaları dağın yamacında, Payas’ta Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi Osmanlı’ya bir yolculuk yaptırıyor.
İlk Kurşun Müzesi Dörtyol’dan bize Kurtuluşu-Cumhuriyeti hatırlatır.
Yine Erzin, Dörtyol, Payas, Belen, Kırıkhan, Hassa, Antakya, Defne, Samandağ ve Yayladağı ilçelerinin aynı zamanda “Dağları ve dağlarında dolaşacak, yerleşecek, dinlenecek “Yayla’ları” da bulunmaktadır.
Okullar Haziran ayında kapandı mı, Yayla mevsimi de başlar.
Kışın Dörtyol, Payas, Belen Amanos tepelerinde Kar yağışı da oluyor ve kayak Turizmini düşündürecek şekilde göz kırpıyor!?
Olabilir mi, olacak gibi…
Hatay’da plajlar Samandağ Sahili, Çevlik Plajı, Arsuz Hatay Plajı, Gözcüler Plajı, Payas Halk Plajı, Dörtyol Belediyesi Aile Halk Plajı ve Burnaz Plajı olarak dikkat çekmektedir.
Bu altı plajı düzenleyen Hatay Büyükşehir Belediyesinin deniz turizmine de önem verdiğini ve yatırımların olacağını müjdelemektedir.
Kırıkhan’da Gazella Gazella geyikleri ile Samandağ sahilinde Caretta Caretta kamlumbağaları korunmaktadır.
Turunçgilleri dünyanın birçok ülkesine ihraç edilen Erzin, Dörtyol, Arsuz ve Samandağ.
Üzümü ve pekmeziyle damak çatlatan Hassa ve Belen.
Buğdayından Pamuğuna, Patatesinden Soğanına, Havucundan Eriğine, Kayısısına, Çileğine kadar birçok sebze ve meyveyi yetiştiren Amik Ovası İlçeleri Kırıkhan, Hassa, Kumlu, Reyhanlı ve Altınözü.
Yayladağı Çilek merkezi oldu. Eskiden beri Tütün yetişir.
Nargile Tütünü ile yer fıstığı Samandağ’da ve Ovada.
Zeytinin deposu Altınözü ve artık her ilçede Kutsal Zeytin Ağaçları…
Tarihten gelen doğal Erik ile Kayısı Defne ve Samandağ’da. Çevlik Kapısuyu Mahallesi’nde de.
Defne Ağaçları, Sabunu, banyo doğal lifi…
Çevlik Kapısuyu Mahallesi tepesinden Yamaç Paraşütü…
Birçok, bilinen on üç medeniyete ev sahipliği yapan tarih ve gizem dolu yapısıyla Antakya-HATAY.
Ne kadar yazsak eksik kalıyor kadim kentimize…
Üç yüz civarında Endemik bitkisi, Altı yüzü bulan yemek çeşidiyle…
Gölü de Kırıkhan Reyhanlı sınırında sazlıklı Gölbaşı.
Bir defa gelen bir daha gelmeden edemeyen büyülü kent…
Titus Tüneli’nde Roma savaşçılarını hayal eder, Harbiye şelalelerinde Defne ile Apollo’nun aşklarını yaşarsınız.
Amik Ovası’nda eski yerleşim olan Höyükleri görürsünüz.
Eski Camiler, Kiliseler ve Havra’da toplumların tarihini okursunuz.
HATAY ZAMANI, HER ZAMAN HER MEVSİM VE GEÇMİŞTEN GELECEĞE…
Tatil başladı çocuklar, gençler ve hep genç kalanlar.
Yazı bitti.
…
Oldu mu şimdi ya,
Hataylıların en önemli “büyüleyici” özelliklerini unuttum;
İnsan ilişkilerinde samimi ve yardımsever olmaları ki, insani değerin en yücesi var içlerinde…
Bu özellik başka bir yerde ve millette yoktur. Sıcaktır, Candandır Hataylı. Hataylılar kendi içinde bir ailedir. Hatay halkının hemen hemen hepsi birbirinin tanıdığıdır. Hele Hatay dışında birbirlerine daha da bağlıdırlar.
Samandağ’lı Kırıkhanlıyla ilk tanıştığında “Sen kimlerdensin veya soyadın nedir ile başlar sohbet”, sohbet muhabbete dönüşür. Mutlaka tanıdık çıkar. Geçmişten böyle gelen gelenek bu şekilde devam ediyor…
Muhabbeti ve birlikte yemek yemeği, içmeyi kültür olarak yerleştiren ender bir toplumdur.
Kahveyi tek değil birlikte sohbet ederek içmeyi sever, çay saati mutlaka var ve simit, könbe, börek, çörek veya kek ile ama, birlikte, aile bireyleri, komşular, akrabalar veya bir kaç Esnaf birlikte içerler.
Kısır, künefe birlikte yapılır birlikte yenilir. Şakalaşarak, gülerek…
Akşam yemekleri de daha da canlıdır.
Dışarıdan kim, hangi milletten gelirse içine alır Hataylı. Yeter ki insani özellik taşısın.
Siz bu kadim, gizemli, tarih kokan kentte misafir kabul edilirsiniz. Girin içine Hatay’ın, Hataylıların bağrı geniştir.
YORUMLAR