Afyonkarahisar, 31 Ekim tarihinde ilan edilen yeni UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı üyeleri arasında yer alarak, Gastronomi alanında “Yaratıcı Şehir” unvanını almaya hak kazandı, Hatay ve Gaziantep’in başı çektiği alanda ‘ben de varım’ dedi. Peki, 3 kentin rekabetinde kim önde? Kim daha hızlı koşuyor?
Hatay’ın da dahil olduğu UNESCO Yaratıcı Şehirler ağına, son süreçle beraber 66 yeni şehrin eklenmesiyle birlikte, UNESCO tarafından Yaratıcı Şehir olarak kabul edilen dünyadaki şehir sayısı 246 oldu. Türkiye’deki yaratıcı şehir sayısı ise, Afyonkarahisar ve Kırşehir’in eklenmesiyle 6’ya yükseldi. Afyonkarahisar, söz konusu ağa “Gastronomi” dalında kabul edilen Gaziantep ve Hatay’ın ardından, Türkiye’den üçüncü şehir olma başarısını gösterdi ve dünyada bu alanda ağa kabul edilen 36 şehirden biri oldu.
-KATKISI NE?-
Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil edilmenin, üç şehre de pek çok yönde katkı sağlaması bekleniyor. İşte onlardan bazıları:
Hatay, Gaziantep ve Afyonkarahisar’ın, gastronomi alanında markalaşmasının tamamlanması ve üretilen katma değerin arttırılması… Hatay, Gaziantep ve Afyonkarahisar’ın, gastronomi alanında tüm değerleriyle marka oluşumunun tamamlanması, pazarlanması ve tanınırlığının arttırılması… Turizm sektörünün canlandırılması, turist sayısının arttırılması ve turizm potansiyelinin çeşitlendirilmesi… Hatay, Gaziantep ve Afyonkarahisar’da yürütülen ve planlanan diğer proje ve
-HANGİSİ?-
Gastronomi başlığında Hatay ve Gaziantep karşılaştırmasına bundan sonra eklenecek bir diğer il, bundan böyle Afyonkarahisar olacak. Afyonkarahisar, bu alanda her iki ili de zorlayacak bir şehir. Zira kentin coğrafi işaret tescili almış “lokum, sucuk, haşhaş, keşkek ile patatesli köy ekmeği” başta olmak üzere, yöresel lezzetleri ve tatlıları da markalaşma yönünde ilerliyor. Peki, 3 kentin rekabetinde kim önde? Kim daha hızlı koşuyor? Peki, bu soruya, özellikle Hatay başlığında nasıl bir cevap veriliyor?
…
-İKİ KURUM!-
Hatay, Gastronomi alanında, iki kurumsal başlıkta ilerliyor. Bunlardan biri Hatay Büyükşehir Belediyesi. Antakya’nın doğu yakası içinde, eski bir Antakya evinin restorasyonu ile elde edilen alanda hayata geçirdiği Gastronomi Evi ile beraber, Büyükşehir Yönetimi, kent turizmi içinde bir
Bu konuda konuşan, ancak ismini vermek istemeyen bir turizmci, şunları söyledi:
“Kendi başına ya da bağımsız! İnanın sorun olmayacaktır. Çünkü bu alana yatırım yapacak böylesi güçlü kurumlara ihtiyaç var. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin Gastronomi Evi, bu yaz boyunca oldukça fazla bir kalabalığı ağırladı. Yerli turistler, kent insanı, ciddi anlamda bir yoğunluk oluşturdu. Ama burada yaşanan sıkıntı şu ki… Gastronomi Evi, UNESCO etiketli bir ünvanı taşıyor! Ancak içinde gerçekleşen etkinliklerin çoğu, kent içi aktiviteler! Tamam, kent insanına da bu atmosferi yaşatmak lazım, ama… Bunu, ‘kısır partileri’ ile yapamazsınız. Zira bu başlık, ‘uluslararası bir kimlik’ yaratıyor. Biz mi? Yerel bir gastronomi kimliği içine sıkıştık. Belki Valilik, bu alana biraz hareket katar. Belki hayata geçireceği bu yapılarla beraber, kimliğin ‘uluslararası’ platformu da güçlendirilir, ki bizlerin asıl olarak buna ihtiyacı var.
Ama asıl eleştiri, sosyal medya üzerine! Bu konuda sizler de yazdınız. Hatay Günleri, bu başlığın
Peki, ‘mevcutlar ne halde’ diye soracaksanız… Eldeki tek örnek, Büyükşehir’in kontrol ettiği bir Gastronomi twitter hesabı! O da, ara ara bir şeyler paylaşıyor. Ama doyurucu mu? Değil! Aslında hesap boş kalmasın diye paylaşılan şeyler oluyor bu. Çok uğraşılmadan paylaşılan şeyler, anlayacağınız. Oysa ki, gastronomi ünvanlı bir kentseniz eğer; ilçe ilçe, köy köy dolaşıp, hikâyeler paylaşacaksınız insanlardan, ilk elden! Muhteşem fotoğraflar ekleyeceksiniz her paylaşımınıza. Videolar da… Yani hesap açmakla da bitmiyor. 40 Fırın hikâyesi, anlayacağınız!”-Tamer Yazar-