Göçe Teslim Hayatlar
On binlerce sivilin yeni göç dalgası, İdlib merkezli olarak sürüyor. Ülkenin kuzeyinde yardım çalışmalarını sürdüren Suriye Müdahale Koordinasyon Grubu’ndan yapılan son açıklamaya göre, son haftalarda Suriye’nin kuzeybatısındaki 200.000’den fazla erkek, kadın ve çocuk; otobüs, kamyon ve otomobillere yükledikleri eşyalarla, evlerini geride bırakıp Türkiye sınırına doğru kaçtı.
Hâlihazırda yaklaşık üç milyon kişinin yaşadığı tahmin edilen, Hatay’ın sınır komşusu, Suriye kenti İdlib, muhaliflerin son kalesi olarak biliniyor. Çatışmaların son adresi olarak bilinen İdlib’de, Ağustos ayında ateşkes ilan edildiği açıklanmış, ancak buna rağmen çatışmalar devam etmişti. İdlib’de, Nisan ayından bu yana yaklaşık bin sivil yaşamını yitirdi, 400 bin kişi ise yerini terk etmek zorunda kaldı. Son birkaç haftadır devam eden çatışmalar ise, Hatay’ın da içinde olduğu Türkiye sınırına yönelik ciddi bir göç dalgasını harekete geçirdi. Ankara’nın son açıklaması da, on binlerin sınırdaki kalabalığına yönelik oldu.
-KAPANDI!-
İdlib’in güneyindeki Maaret el Numan kasabası civarında yoğunlaşan çatışmalar sebebiyle, Suriye Amerikan Tıp Topluluğu (SAMS) tarafından işletilen iki hastane, faaliyetlerine son vermek zorunda kaldı. SAMS’den yapılan açıklamada, çatışmalar yoğunlaşmadan önce yaklaşık 300 bin kişiye hizmet veren hastanelerin, şu an içinde bulunulan kötü koşullarda daha fazla açık kalamayacağı vurgulandı.
-NE OLUR?-
Hatay’ın Suriye sınırında yoğunlaşan yardım çalışmaları içinde yer alan Avrupalı bir gönüllü,
“İdlib bölgesinde çatışmaların yoğunlaşması ile birlikte, on binlerce insanın Türkiye sınırına doğru harekete geçtiğini izliyoruz. Zaten açıklamalar da bu yönde. Ancak sınır hala kapalı. Sınırın açılmasını beklemek, fazla iyimserlik olur. Çünkü bu anı bekleyen, sadece o bahse konu 40 bin ya da 80 bin kişi yok, ama yüz binler var. Bu ise, Türkiye’nin zaten sıkıntılı bir süreç yaşadığı sığınmacılar konusunda yeni bir kriz yaşayacağı anlamına gelir. Ancak kaçan insanların anlattığı da, onların çaresizliğini gösteriyor. Çünkü çatışmalar, bölgeyi ele geçirme noktasında bir iktidar mücadelesi şeklinde ilerliyor. Kurbanlar ise her zamanki gibi siviller. Ne yazık ki şu bir gerçek ki… Bölgedeki muhalif silahlı gruplar ve terörist unsurlar geri çekilmedikçe, bu durum yerini sakinliğe bırakmayacak. Ateşkes deniyor, ama… Bu, defalarca denendi! Konu, buradaki siviller değil, ama bölgeyi Şam’dan bağımsız yöneten silahlı unsurlar. Şam, buradaki kontrolü ele almadıkça, durmayacak. Rusya ise Şam’a her türlü desteği veriyor. Ankara’nın direnişi, buradaki gruplar konusunda ne kadar daha sürer, bilmiyorum. Ama çözümün bir an önce olmasını diliyoruz bizler. Çünkü hava şartları, mevsim şartları, yaşam şartları çok ağır. Buradaki insanların, çözüme, ama bir an önce ihtiyaçları var.”
-RAKAM!-
İnsani Yardım Vakfı (İHH), İdlib’den Türkiye sınırına doğru kaçan kişi sayısının 120 bin olduğunu iddia ederken, Merkezi Londra’da bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre ise, geçtiğimiz Perşembe gününden bu yana sınıra doğru harekete geçenlerin sayısı 40 bin civarında. Ankara’nın gündeme taşıdığı son rakam ise 80 bin.
Suriye’nin İdlib bölgesi ile birlikte Hama bölgesinin bir bölümü, daha önce El Kaide’ye bağlı olan Heyet Tahrir Şam örgütünün kontrolünde bulunuyor. Suriye Devlet Başkanı Esad, söz konusu bölgelerin yeniden Şam hükümetinin kontrolüne girmesi için, zaman zaman uygulanan ateşkeslerle birlikte, uzun süredir askeri operasyonlar düzenliyor.
Hatay’ın da içinde bulunduğu sınır illerini tedirgin eden kısım ise, El Kaide’ye bağlı, Heyet Tahrir Şam örgütü. Olası bir göçün içine, bölgeden kaçmak isteyecek bu unsurların da karışması en büyük korkulardan biri. Ankara’nın, sınırı kapalı tutma nedenlerinden biri de bu.
-DURUM!-
Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib ili, neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde. İç göçle nüfusu 3 milyona aşan İdlib’in merkezi, Mart 2015’te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran, 4-5 Mayıs 2017’deki Astana toplantısında, İdlib ve çevresini “Gerginliği Azaltma Bölgesi” ilan etti. Rejim güçlerinin ateşkesi sık sık ihlal etmesi üzerine Türkiye ve Rusya ek mutabakata vardı. Türkiye ile Rusya arasında 17 Eylül 2018’de imzalanan mutabakattan bu yana, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde, rejim ve Rusya’nın saldırılarında 1300’den fazla sivil öldü. Saldırıların yoğun olduğu alanlardan nispeten sakin yerlere ve özellikle Türkiye sınırı (Hatay
-UYGULAMA-
Bu arada, Hatay’daki Suriyeli sığınmacıları da yakından ilgilendiren son karara ilişkin düzenleme, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Alınan bilgiye göre, Türkiye’de geçici koruma kapsamında bulunan yabancıların, bildirim yükümlülüğünü mazeretsiz üç kez üst üste yerine getirmemeleri halinde, geçici korumaları Valilik tarafından iptal edilecek.
-YARDIMLAR!-
Bölgede yaşanan insanlık trajedisine müdahale eden kurumların başında gelen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın, Suriye’nin İdlib kentinde, yerlerinden edilen sivillere yardımları ise aralıksız olarak sürüyor.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Twitter hesabından, Suriye’nin İdlib kentinde rejim güçlerinin saldırılarından kaçan sivillerin yaşadığı zor koşullara ilişkin video paylaştı. “İdlib’de, rejim güçlerinin saldırılarından kaçan sivillere yönelik insani yardımlarımız devam ediyor” başlığıyla paylaşılan videoda, zor koşullarda yaşamını sürdüren Suriyelilere, AFAD tarafından yapılan insani yardımların görüntülerine yer veriliyor.
-BİR HİKAYE-
İdlib merkezli göç hikâyesi içinde gözü yaşlı insanların hayat hikayeleri ise geride kalanlara, terk edilenlere dair. Bu isimlerden biri, yaşanan saldırılarda yaralanarak tekerlekli sandalyeye mahkum olan, 60 yaşındaki İbtisam Said. İdlib’in güney kırsalındaki Maarratünnuman ilçesinde yaşayan 60 yaşındaki Said, zorunlu göç nedeniyle sahip olduğu her şeyi geride bırakırken, “Bu bombalar beni hem evimden, hem sevdiklerimden etti. Kendi halimize üzülüyoruz, ama onları da unutamıyorum” dedi. -Tamer Yazar-