Hatay’ın Markası Ama…

Hatay Ne Kadar Farkında? 2-9 Eylül tarihleri arasında Slovenya’da düzenlenecek olan Avrupa Masterlar Yüzme ve Açık Su Şampiyonası’na hazırlanan Hataylı Milli Master Yüzücü Kamil Köseoğlu, şu ana kadar Hatay adına kazandığı 350 madalyasına rağmen, ne beklenen desteği alabilmiş ne de başarısı adına ödüllendirilmiş. “Su benim ikinci evim” diyen Köseoğlu’na sahip çıkan tek kurum ise Reyhanlı Belediyesi olmuş. Sohbetimize […]

Hatay Ne Kadar Farkında?

2-9 Eylül tarihleri arasında Slovenya’da düzenlenecek olan Avrupa Masterlar Yüzme ve Açık Su Şampiyonası’na hazırlanan Hataylı Milli Master Yüzücü Kamil Köseoğlu, şu ana kadar Hatay adına kazandığı 350 madalyasına rağmen, ne beklenen desteği alabilmiş ne de başarısı adına ödüllendirilmiş. “Su benim ikinci evim” diyen Köseoğlu’na sahip çıkan tek kurum ise Reyhanlı Belediyesi olmuş.

Sohbetimize başlarken, anlatacaklarının kalabalığı içinde bir cümlesi dikkatimi çekiyor… “Çanakkale boğazını yüzerek 3 kez geçtim!” Hataylı Milli Master Yüzücü Kamil Köseoğlu’nun şu ana dek tek rakibi kendisi olmuş. Yerelden ulusala, ulusaldan milletlerarası yarışmalara kadar, birçok şampiyonada kulaç atan ve şu ana kadar 350 madalyanın sahibi olan Köseoğlu’nun çok fazla dillendirmediği, ama ‘bir gün’ diye eklediği bir de hayali var. O hayali, Çanakkale Boğazı’nda attığı kulaçların bir benzerini Cebelitarık Boğazı için de gerçeğe dönüştürmek.
-ASLA YILMADIM-
Yüzme sporunun, zor ve ciddi bir antrenman süreci gerektirdiğini söylerken, ‘ideallerinizden ve hayallerinizden asla vazgeçmeyin’ mesajı vermeyi ihmal etmeyen Kamil Köseoğlu’nun ‘her şey nasıl başladı’ sorumuza tek solukta eklediği hikayesi ise şöyle:
“2009 senesinde Ankara’da, yüzme antrenörü arkadaşlarla sohbet ederken, belli yaş gruplarının şampiyonalarda yer aldığını, kendilerinin de bunu amatörce yaptıklarını dile getirdiler. Ardından ‘neden olmasın’ diyerek konuyu araştırdım ve aynı sene gerçekleşen Atatürk’ü Anma Yarışlarına katıldım. Sonuçlar ilk başlarda hiç de iyi olmadı tabi ama, yüzme sporu içinde olmaktan ve o yarış halinden büyük bir keyif aldım. Ama süreç içinde kendimi çok geliştirdim. Asla yılmadım. Benden çok daha iyi yerlerde olanları izledim ve daha fazla antrenman yaptım. Ve yıl 2018! Son 3 yarışta ortalama 24 madalya kazandım. Bu 24’ün 12 tanesi 1.’lik, 8’i 2.’lik ve 4 tanesi de 3.’lük şeklinde oldu. Hatta bu sene içinde iki de maraton yüzdüm. 5 ve 3 kilometrelik bu her iki maraton yarışında da birinci oldum. O anlamda, geldiğim noktadan mutluyum.”
-BAŞARI ÇOK, AMA!-
Hatay tablosunda, futbol ve basketbol dışında kalan spor dalları da, bu spor dallarında bir yaşam tüketen sporcular da, genel olarak beklenen ve istenen ‘desteğin’ oldukça uzağında kalmaya ne yazık ki alışıklar. Milli Master Yüzücü Kamil Köseoğlu’na, tam da bu noktada, “Hatay adına şu ana kadar kazandığı başarıların bu anlamda karşılığı ne oldu” sorusunu yönelttik yöneltmesine de, aldığımız cevap ne yazık ki şaşırtmadı, ama üzdü.
“Ben amatör bir sporcuyum ve açıkçası çok büyük beklentilerim yok, olmadı da. Gideceğim yarışlarda yatacak yatağım, yiyecek yemeğim olsun, bunun ötesinde başka bir şey beklemiyorum. Ama ısrarla ‘beklenti’ derseniz eğer, tabi ki var. İlla ki var. Çünkü en başta, Hatay’ı temsil ediyorum. Daha özelinde, beni bu alanda hiç yalnız bırakmayan Reyhanlı ilçesini temsil ediyorum. Ama 2-9 Eylül tarihleri arasında Slovenya’da düzenlenecek olan Avrupa Masterlar Yüzme ve Açık Su Şampiyonası’nda da ülkemi temsil edeceğim. Bu anlamda elde edilen başarıya insanların sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Duyarlı insanlar muhakkak ki var. Ama yeterli mi? Ne yazık ki değil! Yeterli değil! Bu açıdan, bir sporcunun ihtiyacı olan bu desteği ve duyarlılığı ortaya koyan Reyhanlı Belediyesi’ne buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Aslında istediğim şey destek de değil, ama ilgi. Bu spora, başarıya, bu yoldan ilerleyecek olan gençlere ilgi.”
Yüzme sporuna ve suya olan ilgisini, ‘su benim ikinci evim’ diyerek ortaya koyan Köse-oğlu, “Bu yaştan sonra ne yapacaksın…” diyenlere ise oldukça net bir mesaj veriyor:
“Şunu hiç unutmasınlar… Hayatın yaşı olmadığı gibi sporun da yaşı yoktur. Spor bir yaşam tarzıdır. Hatta aşktır.”
-İDARECİLERE ÇAĞRI-
Kenti idare edenlerin, futbol ve basketbol gibi, kalabalık bir seyirci kitlesi ile oynanan ve takip edilen spor dalları dışında kalan branşları ve bu branşlarda mücadele edenleri sahiplenmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizen Köseoğlu, “Bu durum ne yazık ki hepimizin bir yarası. Soru şu ki, bu yaraya kim parmak basacak! Kim mi? Spor İl Müdürlükleri, kulüpler, belediyeler ve ilin Kaymakamları ile Valisi. Tüm bu insanların ve kurumların bir araya gelmesi ve bir konsensüs sağlamaları gerekiyor, ki dile getirilen bu sorunlar azalsın ve bu alanda mücadele eden insanlara sahip çıkılsın. Bunu diyorum. Çünkü elde edilen başarıları örnek almak isteyen yetenekli gençler ne yazık ki bu mevcut ‘desteksizlik’ noktasında adeta kayboluyor. İnanın, futbola verilen ilgi ve değe-rin dörtte birini yüzme sporuna versek, tahmin ediyorum, bu kent adına çok fazla değer ortaya çıkacak, çıkma fırsatı bulacak” şeklinde konuştu.
-REYHANLI FARKI-
Şu ana dek; Hatay Yüzme İhtisas, İstanbul-Üsküdar Su Sporları, Büyükşehir Belediyesi gibi birçok kurum bünyesinde yüzen ve son 2 sene-
dir de Rey-hanlı Belediyesi adına yüzmeye devam eden Köseoğlu, 1972 senesinde 60-65 yaş arası 200 metre kelebekte 4 dakika 30 saniye ile kırılan Türkiye rekorunu 30 saniye geliştirip 4 dakikada yüzen rekortmen bir yüzücü olduğunu da söylerken, yetenekli gençlere seslenmeyi ihmal etmedi:
“Asla vazgeçmeyin. Çok çalışın. Kendinize inanın. Israr edin. Belki o bahse konu ‘ilgi’ konusunda eksik kalacaklar ama, hep dediğim gibi… Başarmak ellerinde. O yüzden, başarmak istiyorlarsa, vazgeçmesinler. Ben bu şekilde başardım. Çünkü idealleri olan bir insanım. Küçüklüğümde hep şunu derdim mesela… ‘Ben, beden eğitimi öğretmeni olacağım!’ Olamadım belki ama, yüzme antrenörü oldum. Bir şekilde, hayalimin bir köşesinden tuttum. Yine, ‘şampiyon olacağım’ derdim… Küçükken olamadım belki ama, 60 yaşımda oldum. ‘Rekorlar kıracağım’ diyordum! Gençliğimde kıramadım o rekorları ama, bugün o rekorlara sahibim. En büyük hayalim milli formayı giymekti. Bu hayalim küçük yaşlarda olmadı belki ama, 60 yaşımda o formayı giymeyi Allah bana nasip etti. Bundan dolayı da çok mutluyum”
-CEBELİTARIK-
Haftanın 6 günü havuzda her gün 1.5 saatlik bir çalışma gerçekleştirdiğini, 2 gün de fitness yaptığını ifade eden Kamil Köseoğlu, bir gün yapmak istediği ‘tek bir şey’ olduğunu söylerken, sözlerini şöyle noktaladı:
“Çanakkale boğazını 3 kez yüzdüm. Şu son dönemde en büyük idealim ise Cebelitarık Boğazı’nı yüzmek. Net bir şey yok, ama düşünüyorum. Hatta diyebilirim ki, bu düşüncemden ailemin bile henüz haberi yok. Kimi için korkutucu bir düşünce olabilir. Ama benim için keyif veren bir düşünce. Açıkçası bu şekilde uzun bir mesafeyi yüzüp, anılarda kalmak istiyorum. Bu şekilde de hatırlanmak… İnşallah olur.” -Tamer Yazar-

Exit mobile version