Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Latin Amerika’ya… 2015 yılından bu yana dünyayı dolaşan Hataylı gezgin Emre Durmuş, son İzlanda seyahatinin ardından geldiği İstanbul’da kırık tespit edilen ayağı nedeniyle zorunlu bir mola almak zorunda kaldı.
Kendi hikayesini bilmeyenlere anlatırken, “Merhaba, ben Emre Durmuş. Sırt çantamla beraber, 2015 yılından beri dünyayı geziyorum. Şimdiye kadar 60’dan fazla ülkede ve yüzlerce farklı destinasyonda bulundum. Minimalist yaşam anlayışında, dünya turu ile başlayan maceram, artık dünyanın bir yerlerinde yaşamaya evrildi. Sürdürülebilir bir yaşam kurmaya karar vermemle beraber, sorduğum cevapların birçoğunu yolda buldum. Bugün, yaptığım işten keyif alıyorum. Öğreniyorum, deneyimliyorum. Benim gibi, hayatını sorgulayan ve değiştirmek isteyen binlerce insana, dünyanın farklı yerlerinden bin bir türlü yaşam modeli sunuyorum” diyerek aktaran Hataylı gezgin Emre Durmuş’un son durağı, “hayalimdi” dediği İzlanda oldu.
Emre Durmuş, 30 Nisan’da İzlanda seyahati için kaleme aldığı düşüncelerini aktarırken, şunları dile getirdi:
-TÜRKİYE!-
Geldiği Türkiye’de, ayağında tespit edilen kırık nedeniyle tedavi olan ve seyahatlerine bir süre ara vereceğini ifade eden Durmuş, şu notu da takipçileri için sosyal medyasına etiketledi:
“Kırmışım, kesin bilgi. İstanbul’a gelince, bu fotoğraftaki tatlı insanlar sayesinde hemen çözüldü. Küçük bir kırık varmış, nerde ve nasıl olduğunu gösterdiler. En az 3 hafta üstüne basmamam gerekiyormuş, bir de ev için bir kaç tavsiye verdiler. ‘Tam da yaz geliyor, kapılar açılıyor’ diye heyecanlanırken, son dakika golü yedim. Pandemi ile gelen dinlenme sürecine kısa bir süre daha eklendi. Annem, ‘o kadar gezdin, nazar değdi’ diyor. ‘Anne, işim bu’ diyorum. Mesaj atan, arayan ve soran herkese çok teşekkür ederim.”
-NASIL BAŞLADI?-
Yaşam tarzını anlatırken, “Benim için yolda olmak, özgür olmaktır. O yüzden pek çok kişinin yaptığı seyahat planları, hazırlıklar, rotalar bana göre değil. Çünkü zaman kavramım yok” diyen Hataylı gezgin Emre Durmuş’un buna dair 
“Hatay’da geçen lise yıllarımda, yakın arkadaşım Sari ile beraber Türkiye’nin bir çok şehrini otostopla gezdim. Daha sonra İstanbul’da Elektronik Elektronik Mühendisliği kazanmam ile beraber, taşradan şehre gelmiş bir gencin hikayesi başladı. 3 yıllık İstanbul zaman diliminde, merak ettiğim tüm konulara burnumu soktum ve deneyimledim, deneyimlemeye çalıştım. Şehir yaşamından almam gereken her şeyi bu zaman diliminde aldım. Sonra ise sorgulama dönemlerim başladı, kendimi, çevremi ve de dünyanın farklı köşelerindeki hayatları sorgulamaya başladım. İşte bu sorgulamaların sonucu olarak, bugün buradayım ve yapmak istediğim şeyi yapıyorum.
Herkesin bir hayat hikayesi vardır ve bu yolu herkes kendisi çizer, şekillendirir, buna inanırım. Ben de kendi hayat hikayemi yazmak, kalıplaşmış yaşam tarzlarından dışarı çıkmak istedim. Bana çizilen hayat çizgilerinin dışına çıkmak istiyordum.
İstanbul’da hayatımı bırakmaya karar verdiğimde, yaşadığım evdeki tüm eşyalarımı satıp/dağıtıp, hiç bir şeye sahip olmama duygusunu yaşadım. İlk olarak üniversitemi, sonraysa işimi bırakarak başladım. Şimdi ise sırt çantam ile beraber, dönüşü belli olmayan bir dünya turunun içindeyim.
Bu yolculuk size, her ne kadar dünyayı gezen sıradan bir genç modelini hatırlatsa da, bu aslında bir uyanış, sorgulama ve sorgulatma yolculuğu. Değişme, değiştirme ve üretme gayeleri ile yoldayım. Fotoğraf, film ve hayat hikâyelerinin peşindeyim! Tüm bunlar da benim hikayelerimi, filmimi ve fotoğraflarımı şekillendiriyor.” Tamer Yazar