Hatay’da 3 gün önceki Kadın cinayetine çok tepkili:
Yeter! Ölmek Değil, Yaşamak İstiyoruz…
Kendilerine “Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü” adını veren bir grup kadın adına kaleme alınan basın açıklamasında, ilimiz Kırıkhan ilçesinde 4 gün önce yaşanan kadın cinayetine sert tepki gösterilirken, “Yeter… Ölmek değil yaşamak istiyoruz” mesajı verildi.
“Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü” adına Özlem Mansuroğlu’nun okuduğu basın açıklamasında, kadın cinayetlerinin politik olduğu kaydedilerek, sert üsluplu başlangıcında şöyle denildi:
“Sahte sözlere, uygulanmayan genelgelere, samimi olmayan önlem paketlerine karnımız tok! Yeter, diye haykırıyoruz! Ölmek değil, yaşamak istiyoruz.”
“Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü” adına yapılan basın açıklamasında şöyle denildi:
“19 Şubat’ta, Kırıkhan ilçesi Barbaros Mahallesi’nde yaşayan kız kardeşimiz Meryem Sıdo, ayrıldığı erkek Süleyman M. tarafından sokak ortasında katledildi. Antalya’da yaşayan Meryem, geçtiğimiz günlerde eşinden ayrılıp, Hatay’a, ailesinin yanına geldi. Ancak Meryem’in ardından Hatay’a gelen Süleyman, sokak ortasında Meryem’i silahla vurarak öldürdü. Hayatımız, bizim! Bir kadın daha eksilmeye tahammülümüz yok.
2019 yılı, Hatay için kadın cinayetlerinde artışın yaşandığı bir yıl oldu. Geçtiğimiz günlerde de, Çekmece’de, Ömer Yıldırım, tartıştıkları bahanesiyle eşi Pervin Yıldırım ile kendi annesi Emine Yıldırım’ı pompalı tüfekle ateş ederek öldürmüş, sonra intihar etmişti. İşsizlik, yoksulluk, yoksunluk, toplumsal çalkantılar, yaratılan nifak tohumları, güvencesizlik, itildiğimiz zor ve ümitsiz yaşam koşulları, herkesi derinden sarsıyor, biliyoruz.
Ancak hiç bir gerekçe, kadınların öldürülmesini haklı göstermez. Onu da yeniden ve yeniden haykırıyoruz. Erkekler, her durumda ve her koşulda kadın cinayeti işlemeye devam ediyor!
Ataerkil zihniyet, bu dönem koşullarına bağlı olarak, kadınlara belirli roller ve yaşamlar dayatıyor. Şiddet; dayatılan rollere itiraz eden, hayatına sahip çıkan, özgürlük için direnen kadınlara karşı, özellikle krizlerin arttığı dönemlerde silah olarak kullanılıyor. Kadınlar, daha çok tahakküm altına alınmak için şiddetle bastırılmaya çalışılıyor, itaate zorlanıyor. İktidarın en tepesinden en alt katmanlara kadar; kadın düşmanı söylemler, itaate çağıran düzenlemeler, kadınlara belirli rolleri dayatan, özgürlüklerini kısıtlayan yasa ve uygulamalar şiddeti besliyor, kadınların ikincilliğini vurgulayarak yok sayıyor. Şiddeti, kadınların önüne silah olarak ortaya koyan ve özgürlüğünü kısıtlayan, yaşamlarını ellerinden alma hakkını erkeklere sunan patriyarkal kapitalizme karşı kadınlar susmayacaklar!
Her tür baskıya rağmen, 8 Mart ve 25 Kasımlarda, kadın cinayetleri olduğunda, kadın düşmanı politikalar öne sürüldüğünde, kadınlar sokağa çıkmaya, itiraz etmeye, sesini yükseltmeye, cinayetlerin engellenmesi, yasaların uygulanması, rekabete karşı dayanışmanın büyümesi için sokağa çıkmaya devam edecekler!
Hayatımız, haklarımız ve özgürlüğümüz için mücadele etmekten vazgeçmiyoruz. Şiddete, tacize karşı durmak, yaşamlarımıza sahip çıkmak için, kadınları, 8 Mart saat 14.00 ‘te Antakya Parkı’na çağırıyoruz. Kadın dayanışması yaşatır. Kadılar Birlikte Güçlü.” -Cemil Yıldız-