HATIRLATIYORUZ …        

Cumhuriyet’in yüzüncü yılını kutladığımız günlerde; bölgemizde kan, ateş, gözyaşı ve savaş var. İşte böylesi bir ortamda günlerimiz geçiyor. Hastaneler, ibadethaneler, evler bombalanıyor; taş taş üstüne bırakılmıyor. Ölenlerin, yaralananların sayısı dahi bilinmiyor. Bölgemizde bunlar olurken, haliyle bizler de etkileniyor ve bu işin sonu nereye varacak sorusunu sormak zorunda kalıyoruz. Evet. Bu işin sonu nereye varacak? Temennimiz, […]

Cumhuriyet’in yüzüncü yılını kutladığımız günlerde; bölgemizde kan, ateş, gözyaşı ve savaş var.

İşte böylesi bir ortamda günlerimiz geçiyor.

Hastaneler, ibadethaneler, evler bombalanıyor; taş taş üstüne bırakılmıyor.

Ölenlerin, yaralananların sayısı dahi bilinmiyor.

Bölgemizde bunlar olurken, haliyle bizler de etkileniyor ve bu işin sonu nereye varacak sorusunu sormak zorunda kalıyoruz.

Evet. Bu işin sonu nereye varacak?

Temennimiz, sulh olsun. Barış çanları duyulsun.

Ama görünen o ki; bu beklentimiz kolay kolay gerçekleşmeyecek.

Geçtiğimiz günlerde bombalanan bir hastanede yaşamını yitirenlerin sayısı beşyüzü aşmıştır.

İsrail’i yönetenlerin gözlerini kin ve nefret bürümüş.

Kafalarındaki ve hayal ettikleri amaca ulaşabilmek için gerekli gördüklerini yapıyorlar.

Hamas ise bir terör örgütü olarak elinden geleni geri koymamakta kararlı.

İsrail, şimdilik Gazze’nin ele geçirilmesi için çalışıyor.

Gazze’de elektrikler yok.

Gazze’de su yok.

Gazze’de yiyecek içecek yok.

Gazze’de yerlerinden, yurtlarından atılmak istenenler ise çok.

Böylesi bir karmaşa içinde, bölge ülkeleri haliyle uzun uzun düşünmekte ve bu çatışmadan en az zararla çıkabilmenin yollarını aramakta haklı.

Görünen o ki; İsrail bir devlet, Hamas ise terör örgütü.

Ama ikisi de kural tanımamakta; acı, kan, gözyaşı döktürmekte birbiriyle yarışıyor.

İsrail’e destek verenlerin başında ise ABD gelmektedir.

Okyanusun ötesinden Akdeniz’e uzanan Amerika’ya ne demeli?

Amerika ile birlikte hareket eden bazı devletler de bulunuyor.

Buna karşılık bazı devletler de Hamas’a destek vermektedir.

Bu karşılıklı atışma ortamında bizim de uzun uzun düşünmemiz gerektiğini unutmamak gerek.

Önce sulh olmasını sağlamak için gereken yapılmalıdır.

Savaş durdurulmalıdır. Sulh ve huzur sağlandıktan sonra geri kalanlar sıraya konarak uygulama yoluna gidilmelidir.

Bölgemizde sulh sağlandıktan sonra gerisi böylece yerine getirilmek suretiyle bu savaştan en az zararla çıkmak mümkün olacaktır.

Bu karmaşa içinde hareket ederek sulh ve huzura kavuşabileceğimizi bir daha hatırlatıyoruz.

Hatırlatıyoruz ki, zararımız aza insin.

Exit mobile version