Konusunda uzmanın söylemleri: ‘’Tüm isteklerinizi, arzularınızı, başkalarının beklentilerini doyuma ulaştırma projesi baştan kaybedeceğiniz bir proje. Şunu sorayım: Her gün zihninizden 50 bin düşünce geçiyor. Bu düşüncelerin olumlu olanları için bir lira kazansaydınız, olumsuz olanları için 50 kuruş ödeseydiniz günün sonunda ekonomik durumunuz ne olurdu? Aylar, yıllar ve yıllar sonra? Hayatımızın ve koşullarımızın sorumluluğunu üstlenmek çok az kişinin kabullenmeye cesaret ettiği durumdur. İçinde bulunduğumuz durumu kabul etme cesaretini gösterebildiğimizde objektif değerlendirebiliriz. Net olarak.’’
Yani yüzde kaç gerçekten pozitif yüzde kaç negatif durumdayız? Hayatımızda artılar ne kadar, eksiler ne kadar. Kaç tanesi bizim tercihimiz, kaç tanesi başkalarının tercihi yada kararıdır.
Çok beğendiğimiz ve ne yapıp edip aldığımız yada kiraladığımız evin masrafı bütçemize göre mi? Artısı, eksisi, maliyeti, gideri, dengede mi ?
Arabamız rahatlık mı, yük mü? Azalan ya da çoğalan yüklerimiz var mı? Tercih ettiğimiz hayatımız… Dağ gibi bir yük mü? (farkında olmadığımız) yoksa huzur yani deniz kenarı esintisi mi?
Çok eski bir yazıda okuduğum bir cümleyi anlamak uzun yıllar sürdü … Zenginlerle röportajlar yapılmış birisi demiş ki ‘’ sabit giderlerinizi düşük tutun.’’ Klasik karşılığı ayağını yorganına göre uzat.
Bütçeni gelir düzeyine göre, giderlerini seni sürükleyecek hale getirmeyecek şekilde ayarla. Çünkü kötüye giden koşulların yarattığı tehlike. bir süre sonra geriye dönüşü neredeyse imkansız olmasıdır. Yani benzetme yaparsak, bir arabanın ya da bir hayvanın arkasında sürüklenmeye benzer perişan eder insanı. Gelir gider dengesi kontrolden çıktığında Allah muhafaza.
Modern hayatın insana getirdiği yük ve sorumlulukların ruh sağlığına ve psikolojisine faydaları ve zararları aralıksız konuşuluyor ve tartışılıyor, değerlendirmeler yapılıyor.
Hayatımda görmediğim, duymadığım kadar kurs ve eğitim çeşitliliğine sahibiz, bir kurstan öbür eğitime…
Dolayısıyla kendinde hissettiğin eksiklerini tamamlama şansı yakalamak çok büyük bir şans ve aslında mutluluk olmalı…
Ama, burada en önemlisi neyi aradığını bilmek, gerçekten eksiğinin ne olduğunu bilmek ve o doğrultuda tercih yapmak, sabırlı olmak ve bilgiyi sindirmek. Aldığımız eğitimi ve bilgiyi faydalı hale getirmek istiyorsak, her eğitimi ve bilgisini sindirmemiz lazım. Sindirmek için sabır, zaman, uygulama, test etme ve en önemlisi tecrübe etmek lazım.
Bu yapılabilirse kişiye biraz daha doygunluk, biraz daha farkındalık, dolayısı ile insanın sahip olduğu değerleri maddi ve manevi biraz daha görebilme fırsatı ve nötrlük kazandırıyor.
Değerlerimizi yani hayatımızdaki artıları yani pozitif bakış açısı alışkanlığı edinmeliyiz diyoruz ya. Böyle ha deyince olmuyor. Hayatımızdaki artılara bakmayı ve şükretmeyi alışkanlığa dönüştürebildiğimiz zaman kendimizi iyi hissetmenin kapılarını açmaya başlıyoruz yani farkındalığımız artmaya başlıyor ve neyi başardıklarımız ve başarabileceklerimizi fark etmeye başlıyoruz. Bu kendinle barışık olmayı öğretiyor kendini tamamlamayı ve hayatın aslında parçalardan oluşan bir bütün olduğunu öğretiyor.
Bunu kavrayabildiğimiz zaman… Asıl o zaman aslında ne kadar az şeye ihtiyacımız olduğunu açık ve net olarak görmeğe başlıyoruz.
Huzurla kalın. банки оформляющие кредит онлайн