Hayatımız, daha az fiziki…

Ama daha çok fikri olacak! Yaşamını Londra’da sürdüren HATEKS Yönetim Kurulu üyesi Ömer Abdo, “Bizden sonraki nesiller için, hayat artık daha az fiziki, ama daha çok fikri olacak” derken, içinde olduğumuz ‘Yeni Normal’ şartlarını hem İngiltere hem Türkiye dinamikleri açısından ele aldı, salgının olası 2. dalgasını ise unutmadı… Röportaj: Bekir Atahan Londra’da yaşayan, HATEKS Yönetim […]

Ama daha çok fikri olacak!

Yaşamını Londra’da sürdüren HATEKS Yönetim Kurulu üyesi Ömer Abdo, “Bizden sonraki nesiller için, hayat artık daha az fiziki, ama daha çok fikri olacak” derken, içinde olduğumuz ‘Yeni Normal’ şartlarını hem İngiltere hem Türkiye dinamikleri açısından ele aldı, salgının olası 2. dalgasını ise unutmadı…

Röportaj: Bekir Atahan

Londra’da yaşayan, HATEKS Yönetim Kurulu üyesi Ömer Abdo ile Mayıs ayında (21/05/2020) yaptığımız röportajın bu ikinci aşamasında, gelinen noktayı hem biraz netleştirmek hem de eksik kalan hususları konuşmak istedik. Zira ABD merkezli Johns Hopkins Üniversitesi’nin son verilerine göre, koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde yaşamını yitirenlerin sayısı 500 bini, kayıtlı vaka sayısı da 10 milyonu geçti. Vakaların dörtte birinin, salgının hızla yayılmaya devam ettiği ABD merkezli olması ise dikkat çekiyor. Ancak bizleri asıl ilgilendiren veri, vaka sayısı (197 bin 239) açısından Türkiye’yi 14’üncü sıraya yerleştiren noktasında…

Yaşananlara, şu ana kadar 44 bin kişinin COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirdiği Londra’dan bakan biri olarak görüşlerine başvurduğumuz Ömer Abdo ile sohbetimize ilk sorumuzla başlayalım o halde…

1 ay önceki röportajımızda “ikinci dalga geliyor” demiştiniz. İkinci dalga geliyor mu, Türkiye’de vakalar artıyor. İngiltere’de durum nasıl?

Pandemi başlangıcında, Birleşik Krallık’ta insanların birbirini enfekte etme değeri olan ‘R değeri’ 3 iken, arzu edilen rakam azami 0.9 idi. Bugün bu rakam, 0.7 ile 0.9 arasında. Serbest bırakılan birtakım kısıtlamaların nasıl yönetildiği, ikinci dalganın oluşumunu ve etkisini belirleyecek. Serbestlikler daha yeni hayatımıza girdi. Dolayısıyla, şimdiden bir ön izlenim yapmak doğru değil. Covid-19, aynı zamanda hava yoluyla da bulaşan bir virüs olduğu için, ikinci dalga tek bir ülkenin çabası ile değil, ama tamamen global bir çabanın parçası. Örneğin Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerde ‘R’ değeri haftalardır 3’un üzerinde.

İngiltere’nin Brexit süreci ile Avrupa ve İngiltere ekonomisi nasıl etkilenecek? Dünya ekonomisinin içinde bulunan temel riskler nedir?

Bu senenin sonunda tamamen Avrupa ortak pazarından çıkacak olan Birleşik Krallık; global yatırımcıların sermaye çıkışından, artan işsizlik oranlarından, perakende satışlarında yaşanan azalmadan ve tüketici güven endeksindeki dalgalanmalardan oldukça etkilendi. Avrupa ise Birleşik Krallık’tan ayrılıp Frankfurt, Paris ve Madrid gibi finans merkezlerine kayan yeni sermayeyi oldukça memnun karşıladı.
Dünyada, merkez bankaları, ekonomilerini teşvik paketleri ile ayakta tutmaya kalkmaya devam ederse, ‘Zombi Piyasası’ olarak adlandırılan bir sisteme giriş riskini de beraberinde getirecek. Bu tip piyasada, çarpık varlık fiyatları ve temel sermaye yapılarından uzaklaşmış şirketler görmek mümkün. ”Zombi” şirketleri, borçlarını ödeyemeseler bile borç alarak faaliyetlerini sürdürüyorlar. Rekor düzeyde düşük faiz oranları, son on yılda bu gibi firmaların sayısının artmasına katkıda bulunmuştur. Ekonomiyi bu yapay şekilde hayatta tutmanın bedeli ise emsalsiz bir batık kredi krizine yol açar.

Yılsonunda Türkiye ekonomisini neler bekliyor sizce? Döviz kurunda bir düşüş, yahut üretim bandında bir hareketlilik bekliyor musunuz?

İstisnasız bütün global yatırım bankalarının Türk Lirası hakkındaki görüşleri, paramızın, önümüzdeki 3 yıl giderek değer kaybına uğrayacağı yönünde. Bu öngörülen değer kaybı, ihracat odaklı firmalar için iyi haber olsa da, ithal ürünlere dayalı arta kalan her şey için sindirilmesi zor bir gelişim. Piyasamızda, özel sektör borç yapılanması gibi ‘reformlar ile minimaline edilmesi gereken bazı riskler’ var olduğu sürece, dövizler değer kazanacak.

Sizin, aynı zamanda çok iyi bir ekonomi bilginiz olduğunu biliyorum. Dünya’yı da yakında takip eden birisiniz. Birçokları, “yeni bir dünya düzenine” geçeceğimiz söylemekte. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Yeni bir dünya düzenine geçeceksek, bu yeni düzenin ekonomik ve sosyal açıdan en dikkat çekici hususları neler olacak?

Türk ve dünya ekonomisinin %90’a yakın bir oranı aile şirketlerinden oluşur. 2020 için ön görülen boğa piyasası, çoğu aile şirketinin, gecen senenin son çeyreğinde ve bu senenin ilk çeyreğinde yeni yatırım yapmasına ve kendi hisse senetlerini piyasadan satın almasına sebep oldu. Risk iştahının yüksek olduğu dönemlerde yapılan talihsiz yatırımların geri dönüş hesaplamalarının, bütçeyi ve nakit akışını fazlasıyla saptıracak olması, birçok iflasın veya aile bireylerinde yol ayırımlarının da habercisi.
Toplumsal sağlığa bireysel anlamda daha önem vereceğimiz ve genel olarak daha hassas davranacağımız yeni bir evreye geçiyoruz. Mesela, artık halılarımızın tozunu almak için pencereden sarkıtmak toplum sağlığını tehdit ettiği için, bu tür meyillerin örneklerine az rastlanacak.
Ekonomik anlamda, her 6 ile 7 yılda bir yaşadığımız ekonomik krizleri son 12 senedir yasamamıştık. Bu krizler, piyasalardaki aksaklıkları düzeltip antibiyotik efekti veriyordu. Dolayısıyla, ikinci boğa piyasasının uzatmalarını yaşadığımız dönemde, uzmanların piyasada bir kriz beklentisi vardı. Fakat bir sağlık sorununun finansal krize dönüşeceğini kimse tahmin etmiyordu.
Yatırım bankalarının, artık kimlik değiştirerek yavaşça birer teknoloji şirketleri haline büründüklerini göreceğiz. Örneğin, borsayı takip eden bir takım insan, artık yerini yapay zekâ programlarına bırakacak. Aynı zamanda teknoloji şirketleri de birer banka kimliğine bürünecek.
Mesela yapay zekâ geliştiren şirketler, artık Robin Hood mobil uygulaması gibi, birer varlık yönetimi şirketi haline gelecekler. Roller, işleyiş ve dinamikler başkalaşım geçirecek. Covid-19, yeni bir şey katmaktan çok, var olan bir süreci hızlandıracak. 2000 DotCom krizi ve 2008 Mortgage krizinde yaşadığımız gibi ekonomik şoklar, 3 dalgalı olarak gelecek. Grafikten görülebileceği gibi merkez bankalarının stimülasyon efekti geçtiğinde, parasal genişlemenin sonuçlarını hep beraber ödeyeceğiz.
Önümüzde süreç, liderlik ve etkinliğin ön planda olacağı bir zaman. Farkındalığın gelişmesiyle, toplum olarak daha kıymet bilen ve kişilik algısının törpülenmiş olduğu bir döneme giriş yapıyoruz. İleriki 5 sene içinde; Elon Musk’ın Neurolink şirketinin, MIT Mühendisi Adam Michael Curry’nin Spiritual Tech 2.0 Şirketi’nin geliştirdiği Entangled Mobil uygulamasının ve Rastgele Sayı Üretici cihazları, insanın biyolojik doğasına yeni bir boyut katacak. Bizden sonraki nesiller için hayat, artık daha az fiziki ve daha çok fikri olacak.

Ekonomi, tüm dünyada çok derinden etkilendi. İngiltere’de ekonomik tablo ne durumda? İşten çıkartmalar var mı? Hükümet, direkt olarak vatandaşlara ekonomik destekler yapıyor mu? Bu konuda İngiltere Hükümeti’nin takdir ettiğin ve eleştirdiğin noktalarını kısaca bize anlatır mısınız?

2008 yılındaki krizde olduğu gibi, şimdi de İngiltere Merkez Bankası (IMB), hükûmet tahvili olan Gilt’leri satın almaya ilave olarak, faiz indirimleri ile piyasalara müdahalede bulunuyor. Fakat günümüzde zaten Brexit’ten dolayı mevcut krize zayıf ekonomiyle giren ülkeyi ayakta tutmak için, IMB, örneğine ender rastladığımız özel sektör bonolarını da satın alıyor. Özel sektörün Brexit’ten dolayı 2018’de başlayan iş gücünü kıtasal Avrupa’ya taşıma programı, pandemi ile beraber hız kazandı ve işsizlik şu anda % 4 seviyelerinde. Fakat baz senaryo, 2021 sonunda işsizliğin 1980’ler seviyesi olan %9’a ulaşacak olması. İşsizlik maaşı, şahısların eğitim seviyesi ve geçmişteki gelirlerine göre belirleniyor.
Mevcut hükümetin sürü bağışıklığı politikası tehlikeli ve pervasızdı. Çünkü 60 yaş üstü popülasyonun tamamına yakını, toplumun daha hızlı bağışıklık kazanması için feda edilmesi anlamına geliyordu. Başbakanın şahsen Covid-19 hastaları ile el sıkışması ve gazetecilere poz vermesi, onun da pandemi hastalığına yakalanmasına neden oldu. Uzun bir zamandır ülkeyi Dışişleri Bakanı Dominic Raab yönetiyor.
Hafta sonu kalabalıklaşan parkların kapatılması, hastane ve havalimanlarına girişlerin 2 aşamalı kontrol seviyesiyle yapılması, hükümetin takdir edilen önlemleri arasında.
Teşekkürler.

 

Exit mobile version