Merhaba
(Hayatını, birine yapışıp yaşayanlar için geçerli değildir…)
Hayatınızı derin yaşıyorsanız, çok yorgunsunuz demektir. Hangi işi yaptığınız ya da yaşam tarzınız fark etmez.
Hayatın tam içinde; yorgun, gergin, sıkıntılı, bazen panik bazen de telaşlı…
Hayatını aktif yaşayanlar, bunu iliklerine kadar hissederler. Her ayrıntısıyla… İyisi kötüsüyle…
Hayatı dağ gibi omuzlarında taşırlar, her yerde ve her zaman.
Yaşamın ağırlığı ve yorgunluğu ha deyince atılmaz.
Ağırlık, profesyonel bir patron gibi, profesyonel bir baskıyla hayatınızı kontrol altına almıştır. Kim olursanız olun, nerede olursanız olun, fark etmez.
Her saat, her dakika ensenizdedir. Baskı, uykunuzda bile sizi nefessiz bırakır. Gün içerisinde, her gün ve sürekli olarak yerine getirilmesi gereken sorumlulukların, maliyetlerin, zamanlama, ayarlama, yetişme çabalarının yarattığı gerilimlerin insan beynindeki bitmeyen ve sinir sisteminin içindeki trafik kargaşasının yarattığı, önüne geçilemeyen tahribat…
Bazıları der ki, “pozitif düşünelim, pozitif olsun…’’
Tabi tabi !
Kapat gözlerini, kendini deniz kenarında hisset !
Sonra…
Aç gözlerini, aynı yerdesin, hiçbir şey değişmemiş !
Düzinelerle kitap oku, yine her şey aynı, değişmiyor !
Neden ?
Böyle bir ruh haline girmek, bazen panik ya da daha sıkıntılı ve huzursuz bir duruma sebep olabilir. Bu durum, bir labirentin içinde yön belirlemeden koşmaya benzeyebilir. (Bu, çok geniş ve ayrıntılı bir konu…) Bütün bilgiler ve araştırmalar, insanların ruh sağlığı yanı sıra psikolojik ve beden sağlığı noktasında birleşiyor bana göre. Bu araştırmalar ve çalışmalar, insanların ve canlıların hayatını kolaylaştırmak, rahatlık yaratmak, sağlık için ama…
Biz ne yapıyoruz?
Çok okuyoruz, çok dinliyoruz, çok izliyoruz, ama uygulamıyoruz! Neden uygulamıyoruz? Çünkü hayatımızda kendimize yer yok! Yalnız başımıza oturduğumuzda, çoğu zaman kendimizi duymaya, dinlemeye cesaret edemiyoruz.
Neden?
Beynimiz, sinir sistemimiz ve zihnimiz, internetten daha kalabalık çünkü. Aslında hayatımız da öyle!
Arada beynimizi rahatlatmak, sinir sistemimize iyi gelir. Bunun için, gün içerisinde yorgunluğumuzun arasında beş dakikalık mola vermek ve ufak bir egzersiz uygulamak çok iyi gelecektir. Uygulamak isterseniz, ben anlatayım…
Gün içerisinde kaç defa uygulamak isterseniz, o size kalmış. Kestirme bir formül sizi hafifletecektir. Şöyle ki; oturarak ya da ayakta, fark etmez! Gözlerinizi kapatın, yumruklarınızı mümkün olduğu kadar sıkarak, kollarınızı yukarı doğru uzatın. Ne kadar sıkabilirseniz sıkın. Burnunuzdan derin bir nefes alın ve ağzınızdan verin. Üç defa! Kollarınızı indirin, ellerinizi açın, bir dakika dinlendirin. Sonra kollarınızı açın ve yukarı doğru kaldırın.
Yumruklarınızı sıkarak, gerebildiğiniz kadar gerin ve bir dakika tutmaya çalışın. Sıkın ve bırakın. Tekrar üç defa, derin nefes alın ve verin. Kollarınızı indirin, ellerinizi açın ve bir dakika dinlendirin. Bulunduğunuz yerde iki-üç tur yürüyün. Sonra oturun ve bir dakika dinlenin.
Bu formül günün yorgunluğunda, bedeninizde biriken ağırlığın ve stresin kısmen de olsa atılmasına ve kendinizi biraz daha hafif ve daha iyi hissetmenize yarıyor. Yirmi dört saatin içinde birden fazla uygulayabilirsiniz. Kendinize fazla yüklenmemek şartıyla!
Kendinizi fazla enerjik hissedebilirsiniz. Bu da yerinizde durmanızı zorlaştırır. Bu yüzden, dikkatli yapılmasında yarar var. Beyniniz ve bedeniniz, uygularsanız, size dua edecektir. Bunun dışında, size iyi gelecek bir formül de, isterseniz; bulunduğunuz yerde çim ya da temiz toprak alanda on dakika oturmak çok iyi gelecektir. Vücudun statik elektriğini atmasına yardımcı olan, en kestirme formüllerden biridir bu…
Statik elektriğin atılması neden önemli?
Gerginliğin en önemli sebeplerinden birisidir… Statik elektriğiniz fazlaysa, kendinizi sürekli gergin ve huzursuz hissedersiniz. Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız, vakit bulduğunuz zamanlar, ağaçların yoğun olduğu yerlerde yürüyüş yapın ya da oturun. Bol oksijen, bedenin hızlı arınmasını sağlar.
Şimdilik bu kadar…
Sağlıkla ve huzurla kalın…