6 Şubat depreminden sonra ilimizde yaşanan ulaşım sorunlarına dair sayısız haber yapıldı. Konuyla ilgili olarak HBB yetkililerinin tek açıklaması “ Biz de depremzedeyiz” oldu. Ancak geçen bir yılı aşkın süre sonunda Hatay Depremzede Derneği yayınladığı raporda adeta HBB’yi halka şikayet ederek önemli değerlendirmeler yaptı. İşte Ulaşım konusunda HBB yetkililerinin mutlaka okuması gereken çarpıcı değerlendirmeler:
“Ulaşım Depremin ardından ilk zamanlarda gerek vatandaşların özel araçlarının enkaz altında kalması, gerek akaryakıt bulunamaması ile birlikte depremin ilk gününden itibaren ulaşım konusunda ciddi sıkıntı yaşanmıştır. Depremin ardından bir yıl geçmesine rağmen hala toplu taşıma araçları faaliyete geçmemiştir. Belediye yetkilileri “biz de depremzedeyiz, şoförlerimiz de.” diyerek sorunun çözümü konusunda kendisine yöneltilen eleştirileri kabul etmemekte, sorunun çözümü için adım atmamaktadır. 6 Şubat sonrası ilk toplu taşıma seferleri aylar sonra birkaç noktada başlamıştır. Geçen süre zarfında sefer sayısı artış gösterse de 1 yıldır halen çözülemeyen bir ulaşım sorunu ile karşı karşıyayız. Derneğimizin mahalle komisyonları vesileyle yaşanılan sorunların sadece ufak bir kısmını söylememiz dahi sorunun yakıcılığını gösterecektir;
“Aknehir Mahallesi’nde 2 saatte bir geçiyor dolmuşlar…”
“Balıklıdere’de günde 3 dolmuş seferi oluyor”
“Bahçeköy mahallesinde sefer azlığından ötürü gençlerimiz işe gidemiyor ve işsizlik bu şekilde devam ediyor.”
“Hancağız mahallesinde hâlâ dolmuş yok.”
“Otostop çekmekten bıktık!”
Tüm bu sorunları iletmek ve sorunu çözebilmek amacıyla Hatay Büyükşehir Belediyesi Toplu Taşıma Müdürlüğü’nden bir yetkiliyle yaptığımız görüşmede yetkilinin ifadeleri şu şekilde oldu; “Araçlarımızın yüzde 99.99’u belediye bünyesinde olmayıp kişilere ait olduğu için aslında esnaf eliyle yürüyen bir toplu taşıma sistemimiz mevcut. Sonuçta belediye olarak da şoförler olarak da biz de depremzedeyiz. Kimi araçlar enkaz altında kaldı kimi araç sahipleri depremde hayatını kaybetti kimi araç sahipleri ise göç etmek zorunda kaldı. Hal böyleyken bu aksamalar keşke hiç olmasaydı ama böyle de bir durum yaşıyoruz. Deprem öncesi 3000 civarında aracımız varken şu an bu sayı oldukça düştü. Ama yeniden toparlanmaya çalışıyoruz. Araç sahiplerine haftalık 40 bin litre akaryakıt desteği de sağlıyoruz ama genel olarak muhalif bir belediye olmanın da bütçe konusunda sorun yaşamamıza neden olduğunu söylemeliyim.” Burada Hatay halkının talebi; her kurumun kendi sorumluluk alanlarında yapmaları gereken her şeyi ama’sız, fakat’sız ve hiçbir bahane ileri sürmeden sorunlarımızın çözümü için hızlıca adım atmasıdır. Kurumların yaşamış olduğu sorunları şeffaf bir şekilde halk ile paylaşması, belediyenin bütçe konusunda yaşamış olduğu sorunu halk adına kamuoyuyla paylaşması da üzerine düşen önemli bir görev ve sorumluluktur. 1 yılı aşmış olduğumuz halde hala ulaşım sorununun çözülememesi Hatay halkı için kabul edilemezdir. Diğer yandan iktidarın da depremzede bir belediyeye gerekli bütçeyi ayırmaması, belediyenin aşamadığı bir sorunu görmezden gelmesini de, kurumlar arası koordinasyon eksikliğinin bedelinin Hatay halkına ödetilmesini de kabul edilemez. Kent nüfusunun öbekleştiği merkezler değiştiği için ulaşım ağlarının yeniden revize edilerek sefer sayılarının halkın ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir” (Sinan Seyfittinoğlu)