Hekimlerin 5. Madde tepkisi

En zalim yasa Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Başkanı Dr. Sinan Adıyaman, Merkez Konsey Üyeleri ve 21. Pratisyen Hekimlik Kongresine katılmak üzere ülkenin dört bir yanından ilimize gelen çok sayıda hekim dün, hükümetin yeni kanın teklifini protesto etti, hekimlerin mesleklerini yapma özgürlüklerinin kısıtlandığını vurguladı. Kongrenin düzenlendiği Harbiye Boğaziçi Oteli önünde yapılan protesto eyleminde TBB Merkez […]

En zalim yasa

Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Başkanı Dr. Sinan Adıyaman, Merkez Konsey Üyeleri ve 21. Pratisyen Hekimlik Kongresine katılmak üzere ülkenin dört bir yanından ilimize gelen çok sayıda hekim dün, hükümetin yeni kanın teklifini protesto etti, hekimlerin mesleklerini yapma özgürlüklerinin kısıtlandığını vurguladı.
Kongrenin düzenlendiği Harbiye Boğaziçi Oteli önünde yapılan protesto eyleminde TBB Merkez Konsey Başkanı Dr. Sinan Adıyaman, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda kabul edilen “Sağlık Torba Yasası”nda özellikle 5. Maddenin önemli olduğunu söyledi. Adıyaman, kanun teklifini, ‘en zalim yasa’ olarak nitelendirdi ve yasalaşmaması için ellerinden geleni yapacaklarını bildirdi.
Haksöz: Ülkemizin sağlık alanında kötü yönetildiği belirginleşti …
Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Cengiz Haksöz, etkinlikte yaptığı konuşmada, ülkemizin ekonomiden hukuka, eğitimden sağlığa tüm alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da kötü yönetildiğinin her geçen gün daha da belirginleştiğini söyledi. İktidarların konumunu korumak için kötü uygulamaları iyi göstermek için her türlü zora başvurduğunu, yanıltıcı bilgilerle halkı aldatmaya devam ettiğini belirten Dr. Haksöz, “Bugün hekimler ve halk sağlığını ilgilendiren önemli bir konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine yangından mal kaçırır gibi sağlık komisyonunda bile ciddi bir biçimde görüşülmeden getirilen bir kanun teklifi var. Adı ‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi.’ Adından da anlaşılacağı gibi bu bir torba kanun teklifi. İçinde toplam 44 madde var. Kamuoyuna ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ olarak yansıtılıyor. Kanun teklifinin sadece 24. Maddesi sağlıkta şiddetle ilgili ve de sağlıkta çoktan istiap haddini aşmış olan, her birimizin yaşam hakkını tehdit eden şiddeti bırakın ortadan kaldırmayı, azaltmak için bile hiçbir yeni düzenleme getirmiyor” dedi.
5. madde tam bir felaket …
Kanun maddesinin 5. Maddesi ise tam bir felaket olduğuna vurgu yapan Dr. Haksöz, şunları dile getirdi: “Bu haliyle Meclis’ten geçer ve yasalaşırsa ‘ Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güveliğine karşı faaliyette bulunduğu iddiasıyla kamu görevinden çıkarılan hekimlerin Sosyal Güvenlik Kurumu anlaşması olan sağlık kurumlarında çalışması yasaklanacak.
Güvenlik soruşturması sonucuna göre haklarında sonuçlanmış herhangi bir yargı kararı olmayan devlet hizmeti yükümlüsü tabiplere 600 gün süreyle hiçbir yerde hekimlik yaptırılmayacak. Bu madde kapsamında alınmamız için herhangi bir yargı kararı gerekmiyor. ‘Terör örgütlerine üyeliğiniz, mensubiyetiniz veya iltisakınız yahut iritibatınız olup olmadığını’ değerlendirmek tamamen yöneticilerin iki dudağı arasındadır.
Onlar bizle ilgili böyle bir değerlendirme yaparsa ne itiraz etmemiz ne de dava açmamız mümkün değil. Anında kamudan ihraç edilebiliriz ve SGK anlaşmalı sağlık kurumlarında da çalışamayız. (SGK anlaşması olmayan sağlık kurumu bulmak ya da muayenehane açmanın nasıl imkansız olduğunu hepimiz biliyoruz)
‘Benim terör örgütlerine üyeliğim, mensubiyetim veya iltisakım, irtibatım olmadığını herkes bilir’ diye düşünebilirsiniz.
Öyle değil!
Bu ülke de, terör örgütleriyle hiçbir ilişkisi olmayan aydınların, gazetecilerin, milletvekillerinin, askerlerin, terör örgütü üyesi, yöneticisi olarak tutuklanıp hapse atıldığını biliyoruz.
‘Ne Alaka? Ben hayatımda karakola bile düşmedim’ diye düşünebilirsiniz.
Öyle değil!
Güvenlik soruşturması engeline takılmamız için hakkımızda herhangi bir gözaltı, yargılama, cezaya çarptırma işlemi gerektirmiyor. Doğum yerimiz, etnik kimliğimiz, mezhebimiz, muhalif kimlikli bir akrabamı, okuduğumuz gazete, yaşadığımız, çalıştığımız yerde herhangi birinin hakkımızda vereceği bilgi ya da sosyal medyada yaptığımız bir paylaşım yeterli.
Mağrurlar birden bire mağdura dönüşüyor …
‘O kadar da değil. Öyle bir haksızlıkla karşılaşırsam itiraz eder, durumun düzeltilmesini sağlarım’ diye düşünebilirsiniz.
Öyle değil!
Güvenlik soruşturmamız bir kez bir şekilde negatif geldiyse herhangi bir makama ya da mahkemeye başvurarak düzelttirmemiz mümkün değil.
‘Ben zaten özelde çalışıyorum. Kamudan ihraç edilemeyeceğim için bu düzenlemeler bana uygulanamaz’ diye düşünebiliriz.
Öyle değil!
Bugün kamudan çalışanlara haksız, hukuksuz olduğu bu kadar açık alan bu yasakları getirenlerin yarın aynı düzenlemeyi özel sağlık sektörünü kapsayacak şekilde genişletmeyeceklerinin hiçbir garantisi yoktur.
‘Ben zaten mevcut siyasi iktidarı destekliyorum. Bana bir şey olmaz’ diye düşünebilirsiniz.
Öyle değil!
Bu ülkede siyasi zeminin ne kadar kaygan olduğunu; dünün anlı şanlı mağrurlarının birden bire nasıl birer ‘mağdur’a dönüştüğünü birlikte izliyoruz. Yarın ne olacağını hiç kimse bilemez.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen 21. Pratisyen Hekimlik kongre katılımcıları olarak diyoruz ki, TBMM’nin gündemindeki bu kanun teklifi sadece KHK’larla kamudan ihraç edilmiş ya da güvenlik soruşturması nedeniyle atması yapılmamış hekimleri değil, hepimizi tehdit ediyor. Bu sorun sadece hekimlerin sorunu değil binlerce hekimin çalışmasını engelleyerek halkımızın sağlığa ulaşımını engelleyen önemli bir karardır.
Bu teklifin yasalaşmaması için sağlık hizmeti sunan hekimler ve hizmetten yararlananlar olarak birlikte karşı çıkmaya devam edeceğimizi kamuoyuna ve yetkililere duyururuz.” -Mehmet ÖZGÜN-

Exit mobile version