Helal Etmeyecekler…..

Önce iki soru: Evinizde yangın çıkmış. İçerisinde en sevdiğiniz insan var. Yangını söndürmeye çalışırken, önce o en sevdiğiniz insanı mı kurtarmaya çalışırsınız, yoksa içindeki kendinize ait bazı eşyaları mı? Ülkenizde bir yangın var. Bu yangın etrafa yayılmış ve ülke için hayati bir önem taşır hale gelmiştir. Yangını söndürmeye çalışırken, önce ülkenizi, ülkenizin geleceğini, birlik ve […]

Önce iki soru:

Evinizde yangın çıkmış. İçerisinde en sevdiğiniz insan var. Yangını söndürmeye çalışırken, önce o en sevdiğiniz insanı mı kurtarmaya çalışırsınız, yoksa içindeki kendinize ait bazı eşyaları mı?

Ülkenizde bir yangın var. Bu yangın etrafa yayılmış ve ülke için hayati bir önem taşır hale gelmiştir. Yangını söndürmeye çalışırken, önce ülkenizi, ülkenizin geleceğini, birlik ve bütünlüğü sağlayacak önlemleri mi alırsınız yoksa kendinize ait, kendinizce değer verdiğiniz şeyleri mi kurtarmaya çalışırsınız?

Bu iki soruyu herkes kendine sormalı ve yanıtını da bulmalıdır.

Bize göre evdeki en sevdiği insanı yangın içinde bırakmak istemeyenler, ülkenin geleceğini düşünerek birlik ve bütünlüğünü sağlayacak olanların kurtulması için çaba sarf edecek olanlar, büyük bir çoğunluk teşkil edeceklerdir.

Buna karşın gerek evinde, gerekse ülkesinde sadece kendisi için değerli olan, kendi geleceğini, hırsını, beklentisini sağlayacak olan şeyleri kurtarmaya çalışanlar ise azınlıkta kalacaklardır.

Ama buna rağmen azınlıkta kalanlar büyük bir tahribata neden olacaklardır.

***
Bunları böylece belirttikten sonra gelelim güncel konumuza.

Ülkede sistem değiştirilmiş. Tek adam yönetimi gereklerinin yerine getirilmeye başlandığı medyaya yansıyan haberlerden okunup izlenmektedir.

Böylesi bir ortamda, bu durumdan hoşnut olmayanların tutunacak bir dal, sığınacak bir liman aramaları doğaldır.

Bu arayış içerisinde tutunulacak dalın, sığınılacak limanın en önemli adaylarının başında elbette ki Genç Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluşunda önemli rol oynayan, temelinde atılan harçta büyük katkısı bulunan CHP olacaktır.

Ama bakıyoruz CHP’ye. Karma karışık. Etraf toz-duman içerisinde.

Bir kurultay kavgasıdır başını alıp gidiyor.

Kurultay gereklidir ya da gereksizdir.

Kurultayın toplanması zamanlıdır ya da zamansızdır.

Bunların tartışması, değerlendirilmesi, elbette ki ileriki zaman dilimi içerisinde yapılacaktır.

Ama bugün için zaman kurultay kavgası ile geçirilecek bir zaman değildir.

Yerel yönetimler seçimleri adım adım yaklaşmaktadır.

Sistem değişikliğinden memnun olmayanlarda, hiç olmazsa yerel yönetimlerde muhalefetin başarılı olması suretiyle bu gidişe bir dur deme imkânının elde edilebileceği kanısı yaygındır.

Bunu sağlayacak olanlar muhalefet partileri ve elbette ki CHP’dir.

24 Haziran Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sağlıklı bir biçimde değerlendirmesi yapılmadan, hatalar ve sevaplar doğru bir şekilde tespit edilmeden, kurultay kavgasına girişmek, sen genel başkan olacaksın ben genel başkan olacağım arayışı içerisinde olmak, ülke yararı ve geleceği açısından hiçte hoş ve doğru bir görünüm ortaya çıkarmamaktadır.
Şuanda gündemde olan konularda başarıya ulaşılabilmesi için elbirliği ile çalışma zamanıdır.

Bunu yapmayarak, sanki bir koltuk mücadelesi, hatta ve hatta bir koltuk kavgası varmışçasına tutum ve davranış içerisinde bulunmak, muhalefete ve özelliklede CHP’ye yarar değil zarar verecektir.

Bir kez daha hatırlatıyoruz: Yangın var.

Yangını söndürmek için el birliği ile çaba sarf etmek gerekir.

Bırakın hırslarınızı, beklentilerinizi, kişisel hesaplarınızı.

Gelin hep birlikte bu yangını söndürmeye çalışın.

Yangın söndükten sonra da hesaplaşma ise hesaplaşma, kurultay ise kurultay, koltuksa koltuk.

Ne beklentiniz varsa onu ortaya koyun…

Aksi halde 24 Haziranda muhalefete ve özellikle CHP’ye oy verenler, size verdikleri bu oyu helal etmeyeceklerdir…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version