Hemşireler Kutlama Değil, Haklarını İstiyor …

SES Hatay Şube Yönetimi; “Hemşireler Haftası’ mesajında, meslek mensuplarının sorunlarını gündeme getirdi Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şube Yönetimi, “Hemşireler Haftası” dolayısıyla yayımladığı mesajında, meslek mensuplarının sorunlarına sıkıntılarına dikkat çekti. Hemşirelerin hep var olduğu ama hep yok sayıldığının belirtildiği mesajda, meslek mensuplarının kutlama değil haklarını istediğine vurgu yapıldı. Sorunlar balçıkla sıvanıyor Her […]

SES Hatay Şube Yönetimi; “Hemşireler Haftası’ mesajında, meslek mensuplarının sorunlarını gündeme getirdi

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şube Yönetimi, “Hemşireler Haftası” dolayısıyla yayımladığı mesajında, meslek mensuplarının sorunlarına sıkıntılarına dikkat çekti.
Hemşirelerin hep var olduğu ama hep yok sayıldığının belirtildiği mesajda, meslek mensuplarının kutlama değil haklarını istediğine vurgu yapıldı.
Sorunlar balçıkla sıvanıyor
Her yıl olduğu gibi bu yılda Mayıs’ın 2. haftasının tüm Dünya’da hemşirelik haftası olarak kutlandığını hatırlatıldığı mesajda şunlara yer verildi: “Ülkemizde de çeşitli etkinlikler düzenleniyor, seminerler yapılıyor, hemşire ve ebe meslektaşlarımıza çiçekler, flarlar dağıtılıyor. Bütün bu faaliyetler yürütülürken temel sorunlarımız görmezden geliniyor ve güneş balçıkla sıvanıyor.
Bu güne kadar her nöbet çıkışında onlarca hastaya bakmanın psikolojik ve fiziksel yorgunluğunu sabah kahvaltısı niyetine ailemize sunduk. Birçoğumuz sağlık sisteminin piyasalaşmasıyla kendini müşteri zanneden hasta ve hasta yakınlarının sözlü ve fiziksel tacizine uğradı. Hepimiz kötü çalışma koşulları ve fazla mesailer yüzünden ailemize yabancılaştık. Sağlık ekip işidir denildi, yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında sayıldık. Piyasacı sağlık sisteminin ‘toplam kalite’ kavramıyla kâğıtlara gömüldük, kırtasiye işinden mesleki görevimizi yapamaz olduk. Aynı işi yaptığımız halde 4/a, 4/b, 4/c, taşeron diye sınıflara ayrıldık, güvencesizleştirildik. Özel hastanelerdeki meslektaşlarımız haftada 80 saati bulan çalışma şartlarıyla köleleştirildi. 1. basamakta uygulamaya konulan aile hekimliği ile birlikte, okullar okuyarak, emek vererek kazandığımız unvanlar elimizden alınıp ‘aile sağlığı elemanı’ olduk. Sağlıkta dönüşümle değersizleştirildik, iş yükümüz katlandı, angaryaya boğulduk. Bize iş tarifleri yapıldı, çalıştığımız bölümde uzmanlaşmamız istendi, kurslar aldık ama yeri geldiğinde ‘ihtiyaca binaen’ klinik klinik dolaştırıldık. İşkolumuzun yarısını oluşturmamıza rağmen hala mesleki bağımsızlığımız sağlanmadı, görevimiz olmayan işler verildi. Geceleri uykusuz kaldık kansere yakalandık, bulaşıcı ve enfeksiyon hastalıkları bulaştı kimi zaman öldük. Gerek doktorlar, gerek hasta ve hasta yakınları gerekse meslektaşlarımız tarafından mobinge maruz kaldık. Hep vardık ama hep yok sayıldık.”
4/b, 4/c, taşeron meslektaşlar kadroya alınmalı …
Mesajda, mesleğine, emeğine ve onuruna sahip çıkan hemşire ve ebeler olarak taleplerde şöyle sıralandı: “Ebe ve hemşirelik ‘ağır ve tehlikeli işler’ kapsamına alınmalıdır. Gece bir saatlik çalışma iki saat sayılmalıdır. Başhemşire dahil tüm yöneticiler çalışanlar tarafından seçilmelidir ve yöneticilik süreli olmalıdır. Sağlık kuruluşlarında ücretsiz kreş açılmalıdır.
Hastayı müşteri, çalışanı köle yapan ‘sağlıkta dönüşüm programı’ durdurulmalıdır. Gece çalışma meslekte artan yıl oranına göre azaltılmalıdır. Tüm sağlık emekçilerine fiili hizmet süresiyle erken emeklilik hakkı verilmelidir. Stajer hemşirelere emeğinim karşılığı ücret olarak verilmelidir. Doğum izinleri ücretli hale getirilmelidir. Haftalık çalışma saati 35 saatle sınırlandırılmalıdır. Ücretsiz servis konulmalı, sosyal haklar sağlanmalıdır. 4/b, 4/c, taşeron çalışan tüm meslektaşlarımız kadroya alınmalıdır. Özel hastanelerde çalışan arkadaşlarımızın çalışma saatleri denetlenmelidir.
Performans sistemi kaldırılmalı, temel ücret insanca yaşayacak düzeye çıkarılmalıdır. İLO hemşirelik antlaşması imzalanarak, gerekleri yerine getirilmelidir.” -Mehmet ÖZGÜN-

Exit mobile version