Her güne iki kadın cinayeti düşüyor

Aras, kadının kurtuluşunun erkekle omuz omuza mücadele olduğuna vurgu yaptı … Hatay Eğitim-Sen Şube Sekreteri Sabah Aras, ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, ülkemizde her güne iki kadın cinayetinin düştüğüne vurgu yaptı. Yozlaşmayı, çürümeyi, şiddeti doğuranın kapitalist sistemin kendisi olduğunu belirten Aras, politik olsun ya da olmasın bütün cinayetlerin, tecavüzlerin, baskının, şiddetin müsebbibinin […]

Aras, kadının kurtuluşunun erkekle omuz omuza mücadele olduğuna vurgu yaptı …

Hatay Eğitim-Sen Şube Sekreteri Sabah Aras, ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, ülkemizde her güne iki kadın cinayetinin düştüğüne vurgu yaptı. Yozlaşmayı, çürümeyi, şiddeti doğuranın kapitalist sistemin kendisi olduğunu belirten Aras, politik olsun ya da olmasın bütün cinayetlerin, tecavüzlerin, baskının, şiddetin müsebbibinin sistem, kapitalizm, küreselleşen sermaye olduğunu ifade etti ve kadının kurtuluşunun, erkekle omuz omuza mücadelesinde olduğunu bildirdi.
Yargının cezasızlık politikası tecavüzleri arttırıyor …
.2017 yılının ilk on ayında en az 242 kadın ve kız çocuğunun erkekler tarafından katledildiğini, 77 kadının tecavüze uğradığını, 207 kadının taciz edildiğini, 286 kız çocuğunun cinsel istismara maruz kaldığını belirten Aras, basına yansıyan vakalar sonucu oluşturulmuş bu sayıların gerçekte çok daha fazla olduğunun bilindiğini ifade etti ve açıklamasında şunlara değindi: “Her güne en az iki kadın cinayeti düşüyorken iyi hal, haksız tahrik gibi cezai indirimler uygulanmaya devam ediyor. Yargının uyguladığı cezasızlık politikası taciz ve tecavüzün artmasına neden oluyor. Siyasiler tarafından pompalanan cinsiyetçi söylemler kadınların sokakta, otobüste, metroda tanımadığı erkeler tarafından kıyafetleri bahane edilerek fiziksel şiddete maruz kalmalarına dayanak oluyor. Kutuplaştıran, ayrımcılığı körükleyen söylem ve uygulamalar kadının üzerinden yürütülmekte, kadına yönelik sistematik şiddetini arttırmakta, barıştan yana tavır koyan kadınların meşru mücadelesi kriminalize edilerek, keyfi gözaltı ve tutuklamaların bahanesi haline getirilmektedir.
Eşit ve özgür yaşam için mücadelemizi sürdüreceğiz …
Sistem biz kadınlara mutlak itaati dayatıyor. Toplumsal yaşamı baştan aşağı dinselleştirerek kadını kamusal alanlardan uzaklaştıran, sosyal politikaları diyanet eliyle dizayn eden, laik-seküler yaşamı yok eden ve kadın kazanımlarını hedef alan düzenlemeler, kadınların rızası olmadan zorla yasalaştırılıyor. Sürekli olarak kadınların nasıl yaşayacağına dair fetvalar yayınlayan müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesi, cinsel istismarda rıza yaşını 12’ye düşüren düzenlemeler, boşanmaları engelleyenarabuluculuk uygulaması, müfredat değişikliği başta olmak üzere eğitimin dinselleştirilmesi politikaları ve daha pek çok örnek, AKP’nin yasalar eliyle kadınlara dayattığı yaşamın sınırlarını çok net ortaya koyuyor. Kadınları söz, yetki ve karar mekanizmalarından dışlayan, toplumdan soyutlayan uygulamalara karşı biz kadınlar tüm renklerimizle, bulunduğumuz her yerde sesimizi yükseltmeye, isyanımızı büyütmeye, itaati reddetmeye ve düşlerini kurduğumuz eşit ve özgür yaşamın gerçekleşmesi için mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz.”
.Kadın emeği güvencesizleştiriliyor
Hükümetin, orta vadeli istihdam strateji belgelerinde sunduğu biçimiyle; aile ve iş yaşamını uyumlaştırma projeleri çerçevesinde yarı zamanlı, belli süreli çalışma, uzaktan çalışma gibi modellerle kadın emeğini güvencesizleştirdiğini, özel istihdam büroları aracılığıyla kadınları kölelik şartlarında örgütsüz, güvencesiz bırakmayı, esnek çalışmayı yaygınlaştırarak çocuk, yaşlı ve engelli bakımını kadına yüklemeyi ve kadın emeğini ucuzlatarak, zaman içinde kadınları ücretli-güvenceli istihdamdan uzaklaştırmayı hedeflediğini savunan Aras,
kadın cinayetlerini durdurmak için, tacize ve tecavüze, haksız tahrik indirimine son vermek için, AKP’nin kadınlarla ilgili olumsuz politikalarına dur demek için, güvencesiz, kayıt dışı, kölece çalışmaya hayır demek için, nefret suçlarına dur demek için, OHAL’in son bulması için, laik yaşamı savunmak için, savaşa karşı onurlu bir barış inşa etmek için, şiddetin her türlüsüne karşı verdikleri direnişi, şiddet ürettiğini belirttiği düzende örgütlü mücadelelerini sürdürmeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.  -Mehmet ÖZGÜN-

Exit mobile version