Zaman, onu yok ediyor
Kare bir plan üzerine oturtulan, dört cepheli meydan çeşmelerinden biri, Antakya’nın Buğday Pazarı denen geleneksel Uzun Çarşı’sı içinde yer alıyor.Peki, bu 100 yaşından daha eski çeşmenin kurumsal yalnızlığının nedeni ne?
‘Avn-ı himmetden teraşşuh eddi bir neylü ümid… Avn-ı hakla Çar çeşme akdı bak kevser misal… Teşnegan-ı aşkla izzet arz eder tarihi… Hayr-i cari geldi gel meydana iç ab-ı zülal…’ Antakya’nın Buğday Pazarı denen geleneksel Uzun Çarşı’sı içinde bir başına, yorgun, biraz kırık, biraz dökük, çokça yıpranmış halde bekleyen bir dönemin görkemli çeşmesinin hali için yıllardır bir şey yapmayan ilgili (!) ve sorumlu (!) kurumların gündemi mi yoğun, yoksa eldeki için ‘değmez’ kısmında mıyız? Aslında, çeşme üzerindeki yazıların tercümesinde değiliz, ama kentin dünden bugüne kalan emanetlerinin bu ‘terk ediliş’ hikâyesindeki ısrarın peşindeyiz.
-TEZ KONUSU-
Eldekine dair bir turizmcinin söyledikleri, tekrar edilenlerin özeti aslında:
“Seneler geçtikçe orijinalinden gitgide eksilen 1914 tarihli çeşmenin, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı’na tez konusu olduğunu biliyor muyuz? Bunu sokaktaki vatandaş bilmez belki ama, bu kentin turizmini yönetenler bilir! Bilmeleri ne işe yarıyor, diye sorabilirsiniz. Haklısınız! İşe yaramıyor! Çok konuşmaya gerek yok aslında. Tek sorum var… Gövdesi, dal ve yaprakların oluşturduğu’ ağaç motifi ile süslü bu ‘bir zamanlar…’ diye başlayan hikaye için neden bir şeyler yapılmıyor?” -Tamer Yazar-