Ne zaman kitlesel bir olumsuzlukla karşılaşsak, söylediğimiz ilk şey: Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Çünkü acılar taze iken, duygular yoğun yaşanır. Duyguların yoğun yaşandığı anlarda ise, verilen kararların sürekliliği sorunludur. Ben ise her defasında aynı şeyi söylüyorum: Her şey eskisi gibi olacak! Olmuyor mu? Dünya çapında kitlesel ölümlerin en yoğun yaşandığı korona virüs salgınının başladığı ilk zamanları düşünün…
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Şimdi herkes bir beyin fırtınasına tabi tutsun kendini. Değişen ne oldu? Sorunun yanıtı belli. İnsani ve toplumsal anlamda değişen bir şey yok! Hadi isterseniz birlikte bir kaç noktayı irdeleyelim. Örneğin, yüzyıla damga vuran ve milyonlarca insanın ölümüne sebebiyet veren salgın, hangi savaşı bitirdi? Küresel uyum için hangi adımlar atıldı? Coğrafyanın fiziksel yapısında ne gibi hijyenik önlemler alındı? Sorular daha da çoğaltılabilir fakat bunlar bile tek başına yeterli gibi düşünüyorum. Özellikle bu sürecin başından sonuna kadar beni en rahatsız eden kavram “sosyal mesafe” idi. Dost meclislerinde defalarca kez dile getirdim. Bulaş mesafesi “sosyal” değil, fizikseldir. Yeni dünyanın oluşturmak istediği insan modeline uygun bir slogan geliştirildi. Sosyal mesafe! Çünkü yeni dünya “yalnız, yalıtılmış insan modeli” inşaa etmek istiyordu. Şimdi bu konu burda kalsın…
6 Şubat 2023 saat 04.17… Büyük bir yıkım… Derinden gelen ve hepimizin derinliklerine işleyen bir felaket. Her birimiz en az bir eksildik. Her birimiz eğer birbirimiz isek, Hepimiz yarım kaldık… Biraz ironik gibi gelebilir.. Sanki bu felaket değil de “helak et”, sonrasında da “terk et” gibi bir sonuç doğurdu. Yine aynı şeyleri duydum bu süreçte… “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” Evet belki şehrin fiziksel yapısı eskisi gibi olmayacak ama burda mesele şehrin fiziksel yapısı değil, insanların bakış açısı. Ve yine iddia ediyorum ki, Her şey eskisi gibi olacak! Bu önerme için kendimizi çok zorlamaya gerek yok. Yakın bir zamanda gerçekleşen genel seçimlerin hemen akşamında, sonuçların açıklanması sonrasında şehirde yapılan konvoylar bile bunun ne kadar geçerli bir önerme olduğunu gösteriyor.
İnsanların sağlık, barınma, yaşama tutunma sorunu devam ederken, yapılan bu eylem, “Her şey eskisi gibi olacak!”tan başka ne olabilir ki… Ha siz buna” NORMALLEŞME” mi diyeceksiniz? Normalleşmek ile hayata tutunmak farklıdır. Belki bir gün bunu da yazarım… Kısa bir not: Hayat ile Hatay aynı şey! İsterseniz harflerle oynayın. Ne hayatın ne de Hatay’ın bir olması için dışardan bir harfe ihtiyacı var.
YORUMLAR