Herkes Lider Olamaz….

Lider olmak, önder olmak, ülkesini yurttaşlarını çağdaşlığa, aydınlığa, bilim ve irfan yuvalarında yetişmiş eğitimli insanlara kavuşturabilecek adımları atacak kararları alabilmek ve uygulamaya koyabilmek her faniye nasip olamaz. Liderlik sonradan kazanılamaz. Eline bir güç geçirdikten sonra bu gücü kullanmak suretiyle çevresinde hâkimiyet kurmaya çalışan ve bu doğrultuda kendine çevre sağlayabilmiş olan kişiye lider denemez. Yine güç […]

Lider olmak, önder olmak, ülkesini yurttaşlarını çağdaşlığa, aydınlığa, bilim ve irfan yuvalarında yetişmiş eğitimli insanlara kavuşturabilecek adımları atacak kararları alabilmek ve uygulamaya koyabilmek her faniye nasip olamaz.

Liderlik sonradan kazanılamaz.

Eline bir güç geçirdikten sonra bu gücü kullanmak suretiyle çevresinde hâkimiyet kurmaya çalışan ve bu doğrultuda kendine çevre sağlayabilmiş olan kişiye lider denemez.

Yine güç ve çeşitli olanak sahibi olan kişinin etrafında toplanan yalaka taifesinin sen lidersin, sen büyüksün, senden üstün hiçbir fani yeryüzüne gelmemiştir diye alkış tutması ile de lider olunamaz.

Lider denilecek kişi bilinmelidir ki; doğumdan itibaren liderlik hasletlerini üzerinde toplayabilen ve sadece ülkesini, toplumu, insanlığı, ülkesinin geleceğini, insanlığın geleceğini düşünmek suretiyle hareket ederek, adımlar atarak, kararlar alarak ve bu kararları da uygulamaya koymak suretiyle kazanılır.

Dünyada gerçek liderlik sıfatını kazanmış ve hak etmiş kişilerin sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır.

Liderin söylemleri, kararları, attığı ve atacağı adımlar, yaptığı ve yapacağı uygulamalar aradan yıllar geçmiş olsa bile değerini ve önemini arttırarak korur.

Bu nedenle gerçek lider olma hasletini taşıyabilen insanların sayısı o kadar azdır ki, onların söylemleri aradan yüzyıllar geçse bile güncelliğini korur.

Gerçek lider diz çökmez, diz çöktürür.

Gerçek lider doğruları söyler, kendisine inananları yalanlarla oyalamaz.

Gerçek lider aldanmaz, aynı zamanda aldatmaz.

Gerçek lider yanılmaz, aynı zamanda yanıltmaz.

Gerçek lider ülkesini, laik anlayış doğrultusunda çağın gerisine değil ilerisine, karanlığa değil aydınlığa ulaştırabilmek için sadece dönemine değil, gelecek dönemlere de ağırlığını koymaktan çekinmez.

Bu bağlamda ülkemizin de yetiştirdiği en büyük liderlerden biri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Atatürk lider olarak doğmuş ve tüm yaşamını, ülkesi ile birlikte dünya barışına ve gelişmesine adamış biri olarak temayüz etmiştir.

Kurtuluş mücadelesini başlatan Atatürk en büyük desteği halktan almıştır.

Bu anlayış ile, düşman kuvvetleri Ankara yakınlarına geldiği halde parlamentonun açık bırakılmasını sağlamış, milletvekillerinin eleştirilerine, uyarılarına kulak vermiş, eleştirilerden yararlanma yoluna gitmek suretiyle başarıdan başarıya ulaşabilme yolunda sağlam adımlar atabilmiştir.

Kurtuluş mücadelesinin en kritik günlerinde bile yapılan en ağır eleştirileri anlayışla dinlemek, onlara sabır ve tahammül göstermek suretiyle büyüklüğünü, lider olma özelliğini kanıtlamıştır.
Atatürk gibi bir lidere, bir deha ya sahip olabildiğimiz için ne kadar övünsek yeridir.

Atatürk’ün tartışma götürmez liderliği sayesindedir ki; Genç Türkiye Cumhuriyeti kısa süre içerisinde dünyanın saygın devletleri arasında yerini alabilmiş, etkinliğini sağlayabilmiştir.

Yine o büyük lider sayesinde, her sözümüz dinlenmiş, her uyarımızdan ders alınmış, uzattığımız her el dostça karşılanmak suretiyle sadece yurtta değil dünyada da barış içerisinde yaşayabilme olanağına sahip olunmuştur.

İşte bu büyük insanın, bu dünya liderinin üstün askeri dehası ve ileri görüşü sayesindedir ki; geçtiğimiz hafta başkumandanlık meydan muharebesinin, Zafer Bayramının 96. yıl dönümünü idrak edebildik.

Gerçekten lider olmak kolay değildir.

Bu nedenle Zafer Bayramımızı kutlayışımızın 96. yılında Atatürk gibi bir lidere sahip olabildiğimiz için, Türk ulusu olarak mutlu ve gururlu olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.

Ve diyoruz ki: Herkes lider olamaz…..

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version